30 Ekim 2013 Çarşamba






AMBALAJLI İÇME SUYU PAZARINDA PET ŞİŞENİN DÜNÜ, BU GÜNÜ, YARINI…(2)


1-2009 YILINDA PET AMBALAJLI SU PAZARI


2008 yılı PET ambalajlı su pazarını değerlerken 73 firmadan elde ettiğim verilerden yararlanmıştım. 2009 yılında çalışmamıza konu olan firma sayısı ise 92’ye yükseldi. Firma sayısındaki yaklaşık %26 oranındaki artış, PET ambalajlı su sektörüne girmeye hevesli yatırımcı sayısındaki artışın da önemli bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Mevcut firmaların yıl içindeki yenileme ve kapasite artışlarına yönelik yatırımları da dikkate alırsak; pazara yeni giren firmalara ve pazarda mevcut firmaların kapasite artışlarına karşın 2009 yılında üretilen/satılan su miktarındaki artış, 2008 yılına göre yaklaşık % 20 düzeyinde kalmıştır(*).
2009 yılında Türkiye’nin nüfusu 72.5 milyon kişidir. Üretilip/satılan PET ambalajlı toplam su miktarını ülke nüfusuna böldüğümüzde kişi başına düşen PET ambalajlı suyun 49.25 olduğunu görürüz. Geçen yıl bu miktar 41.4lt idi.
2009 yılında yaklaşık 3 milyar 350 milyon çeşitli tiplerde preformdan üretilen PET su şişeleri ile yaklaşık 3 milyar 570 milyon litre su üretilmiş/satılmıştır. Bu veriler ışığında ortalama şişe hacmi 1.06lt  olmuştur. Geçen yıl ortalama şişe hacmi 0.99lt. olarak   gerçekleşmişti. Bu da bize pazardaki firmaların,  oransal olarak daha büyük hacimdeki su şişeleri üretimine yöneldiklerini gösterir.(**)
Pazardaki ilk 5 marka Erikli, Sırma, Danone(Hayat), Pınar ve Nestle’dir. Sıralamada ilk 2 sırada 2008 yılında olduğu gibi yine Erikli ve Sırma yer almıştır. Geçen yıldan farklı olarak bu yıl Danone(Hayat) 3’üncülüğü çok küçük bir farkla Pınar’dan devralmıştır. Nestle’nin 5. Sıradaki yeri ise değişmemiştir.
Sıralamanın ilk 5’inde yer alan bu markalar, 2009 yılında pazarda kullanılan yaklaşık 3 milyar 350 milyon adet çeşitli tiplerdeki preformun % 38’ini (yaklaşık 1 milyar 275 milyon adet) kullanmışlardır. Ancak Pazar payları ise bu oranda gerçekleşmemiş PET ambalajlı su pazarından % 35.1 oranında pay almışlar, bir başka deyişle PET preform pazarını %38’ine denk gelen  1 milyar 275 milyon preform kullanarak 1 milyar 254 milyon PET şişeli su üretip/satmışlardır.
İlk 5 markanın  kullandığı PET şişelerin ortalama hacmi 0.98lt’ dir. Bu markaların geçen yıl kullandığı PET şişelerin ortalama hacmi 0.89lt ‘idi. İlk 5,  geçen yıla göre ortalama şişe hacimlerini arttırmış olsa da toplam pazar ortalamasının gerisinde kalmışlardır.

  
2- PET  AMBALAJLI SU ŞİŞELERİNİN HACİMLERİNE GÖRE DAĞILIMI

2-1 2009’a  genel bir bakış

2009  yılında  pazarda hareket gören çeşitli tiplerdeki  preform sayısı  yaklaşık olarak 3 milyar 350 milyon adettir. Bu preformların şişe hacimlerine göre dağılımı şu şekildedir:
0.33lt, için kullanılan prefomların oranı, toplam preformlar içinde  % 3.5’dur. 0.5lt için bu oran %73.3; 1.5lt için %16.6; 5.0lt için % 5.3; 8-10lt için %1.3’dür (Çizim1). Bu yıl ilk kez hesaplarımıza aldığımız  19.0lt damacana preformlarının sayısı önemsiz miktarda olduğu için adet dağılımı içinde gösterilmemiştir.

ÇİZİM 1





2009 yılında üretilip/satılan PET ambalajlı suyun toplam miktarı 3 milyar 570 milyon litre  olup, şişe hacimlerine göre  oransal dağılımı aşağıdadır:
0.33lt % 1.0;  0.5lt % 34.3;  1.5lt  % 23.5; 5.0lt % 24.6;  8-10lt % 12.2; 19.0lt % 4.4  (Çizim 2).

ÇİZİM 2


2009 yılındaki dağılım incelendiğinde;  oransal dağılımda 2008 yılına göre önemli farklılıklar olduğu görülecektir. Söz gelimi 0.5lt’nin pazar payı, 2008’e göre % 37’den % 34.3’e düşmüş, daha önceki yıllarda dikkate değer bir satışı olmayan 19lt geri dönüşümsüz damacanada satılan suyun oranı % 4.4 olarak gerçekleşmiştir.

2-2 İlk 5 markanın değerlemesi

İlk 5 firma tarafından üretilip/satılan   PET ambalajlı  suyun toplam miktarının 1 milyar 254 milyon litre olduğuna yukarıda değinmiştik. Üretilip/satılan bu suyun % 2.2’si 0.33lt’lik PET şişelerde satılmıştır. 0.5lt ‘de satılan suyun oranı ise %35.8’ dir. Bunların dışında üretilip/satılan  PET şişelerin oransal  dağılımı ise; sırasıyla 1.5lt % 28.9; 5.0lt  % 20.6; 8-10lt % 12.5 olarak gerçekleşmiştir. Bu markaların üretim hattında 19.0lt dönüşsüz damacana yoktur. Bunun nedenlerinden biri de; anılan firmaların PC damacanada önemli satış rakamlarına ulaşmış olmalarıdır (Çizim 3).

ÇİZİM 3



İlk 5 firma pazarda hareket gören PET preformların %38’ini kullanarak (1 milyar 275 milyon adet) 1 milyar 254 milyon litre PET şişeli su üretip/satmışlardır (pazarın % 35’i).

2-3  87 firma/markanın değerlemesi

Yukarıdaki verileri daha anlamlı kılmak ve pazarı daha iyi anlayabilmek için 2009 yılını değerlerken dikkate aldığımız 92 firma/marka içinde ama ilk 5 firma/marka dışında olan 87  firma/markanın da ayrı bir başlık altında değerlemesini yapmak gerekir.
İlk 5’in dışında kalan  87 firma/marka  2009 yılında pazara sürülen su preformlarının yaklaşık % 62’sini (2 milyar 72 milyon) kullanarak  2 milyar 326 milyon litre ( toplam pazarın yaklaşık % 65’i) PET şişeli su üretip satmışlardır.
87 firma/markanın üretip/sattığı PET ambalajlı su miktarı 2 milyar 316 milyon litredir. Bu suyun yalnızca % 0.5’i  0.33lt şişelerde satılmıştır. Bunun dışında 0.5lt’nin payı % 33.6; 1.5lt’nin payı %20.2; 5.0lt’nin payı %26.9; 8-10lt’nin payı % 12.2  ve 19.0lt’nin payı ise %6.6’dır. (Çizim 4) Ayrıca her iki grubun  0.5lt. ,1.5lt ve 5.0lt şişelerinin de oransal dağılımında önemli farklılıklar vardır. (yorum)

ÇİZİM 4


İlk 5 ile öteki 87 firma/markanın mamul karmasının oransal dağılımını karşılaştırdığımızda gözümüze ilk çarpan husus; 19.0lt dönüşümsüz PET damacananın 87 firma/markanın satışları içinde % 6.6 gibi azımsanmayacak bir orana ulaşmış olmasıdır.

3-2009 YILININ DEĞERLEMESİ

-2009 yılında iç pazara 92 firma/marka tarafından sunulan PET ambalajlı su miktarı 3 milyar 570 milyon litredir. Bu, geçen yıla göre yaklaşık % 20 oranında bir artış demektir. Yine aynı yıl kullanılan PET preform ise 3 miyar 348 milyon adet olmasına karşın 2008 yılına göre artış oranı  yaklaşık % 11’dir.Bunun en kısa açıklaması firmaların, mamul karmaları içindeki daha büyük ambalajlara yönelmesidir. Bu görüşümüzü, 2008 yılında dolumda kullanılan PET şişelerin ortalama hacmi 0.99 litre iken bu oranın 1.06 litreye ulaşması da desteklemektedir (%7 artış).
-Değerleme listemizin ilk 5 sırasında yer alan markaların litre bazında Pazar payları 2008 yılında %36.3 iken bu oran 2009 yılında % 35.1’e düşmüştür. Bunun önemli nedenlerinden biri pazara yeni oyuncuların girmesi diğeri de bu firmaların ürün karmasında daha çok  küçük hacimli şişelerin yer almasıdır. Söz gelimi bu firmalar dışında yer alan 87 firmanın ortalama PET şişe hacimleri  1.12lt  iken ilk 5’in ortalama hacmi  0.97’dir (toplam pazar ortalaması 1.06 litredir).
-İlk 5 firmanın hem preform alımlarında hem de PET ambalajlı su satışlarında en büyük pay 0.5lt PET şişelerdedir. 0.5lt şişeyi ise 1.5lt izlemektedir. Oysa bunların dışındaki 87 firmanın satışlarında her ne kadar 0.5lt PET şişe de satışlarda ön sırada olsa bile ilk 5 firmanın satışlarında sadece %20.6 oranında pay alan 5.0lt PET şişe bu firmaların satışlarından %26.9 oranında pay almaktadır. Bu oransal dağılım da  yukarıda öne sürdüğümüz savımızı desteklemektedir.
-Yine ilk 5 firma/markanın ürün karmasında yer almayan ve  bu yıl hesaplamalarıma dahil ettiğim 19.0lt dönüşümsüz PET damacana, öteki firmaların satışlarında %6.6 oranında önemli bir yer tutmaktadır.
-1.5lt PET şişeli su satışlarında 1.5lt’nin payı ilk 5 firma/markada %28.9 iken, 1.5lt öteki 87 firmanın satışlarından ancak  %20.2 oranında pay almıştır. Bu da ilk 5‘in restoran vb. yerlerde daha fazla tercih edildiğini göstermesi açısından önemlidir.
-------------------------
(*)Dış satım dahil.
(**)Cam şişe, PET bardak su(üretim önemsiz olduğu için)ve PC damacana hesaba katılmamıştır.
Yuvarlamalardan dolayı rakamlarda ve oranlarda küçük değişiklikler olabilir.
Not: :Kaynak göstermek koşuluyla alıntı yapılabilir.

(DEVAM EDECEK)



9 Ekim 2013 Çarşamba





DRINK TECH- Söyleşi

-       Sayın Atilla, yoğun iş temponuzda bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Okuyucularımıza sektörle ilgili genel bir değerleme yapar mısınız?

Sizlerin de bildiği gibi uzun yıllardır bu işin içindeyim. Yıllar içinde birçok kez kimi sektörümüze özel, kimi genel ekonomi ile ilgili birkaç kriz yaşadık. Kriz dönemleri her sektörü olduğu gibi içecek sektörünü de olumsuz yönde etkiledi.Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde başlayıp ,bu  yılın özellikle ilk çeyreğine kadar süren  krizin artçı sarsıntılarını haziran ayına kadar sürdü.Bu genel ekonomiden ayrı,sektöre özgü bu krizdi .Bu dönemde, ürettiğimiz PET preformun hammaddesi olan resin’in girdilerinde olağanüstü artışlar oldu. Bunun hiç kuşkusuz en önemli nedeni Dünya’da pamuk fiyatlarının yaklaşık 2 – 2,5 kat yükselmesiydi.

-       Pamuk fiyatlarının yükselmesi, pet resin fiyatlarını neden yükseltiyor? Okuyucularımız için bu konuyu biraz daha açar mısınız?

PET resin, sadece şişe üretiminde kullanılmaz. Tekstilin de ana hammaddelerinden biridir. 2010 yılında dünyanın önde gelen pamuk üreticisi ülkelerde yoğun yağışların yol açtığı selin ,ekim alanlarında büyük zararlara yol açması; doğal olarak dünyadaki pamuk üretimini olumsuz yönde etkiledi. Bunun sonucu olarak da tekstil üreticileri, pamuk ipliğinin yerine PET resin’inden üretilen iplikler kullanmaya başlayınca; resine olan bu beklenmedik talep ,fiyatlara tavan yaptırdı. 2010 Ağustos’unda yaklaşık 1.350 $/ton olan pet resin fiyatı, 2011 Nisan’ında 2.180 $/tona kadar yükseldi. Bu da  % 62 oranında bir fiyat artışı demekti, hem de 8 ay gibi kısa bir sürede…

-       Düz bir mantıkla şunu diyebilir miyiz? Siz preform üreticileri, resin fiyatlarındaki artışları doğal olarak preform fiyatlarına yansıttınız. Bu preformları kullanan içecek sektöründeki üretici firmalar, aynı yolu izleyebildiler mi? Yani maliyetlerinin önemli bir bölümünü oluşturan preformdaki fiyat artış oranlarını ürünlerine aynı oranda yansıtabildiler mi?

Eğer her olaya düz mantıkla bakarsanız işler çok kolaylaşır. Bu nedenle olay biraz farklı gelişti. Tüm preform üreticileri andına konuşmayayım. Ama biz Artenius TürkPet olarak iş ortağımız olan müşterilerimizle aynı gemide olmanın bilinci ile bu artışlardan doğan farkların bir kısmını, deyim yerinde ise sineye çektik. Hem de dünyada birçok resin ya da preform üreticisi firmanın yaşanılan bu kriz esnasında  'force majeure',  yani olağanüstü durum ilan ederek yaptıkları anlaşmaları askıya aldıkları bir dönemde… Bu Artenius Türk Pet'in şirket kültüründen kaynaklanmaktadır. O dönemdeki içecek sektörünün durumuna gelince; bu durum sektörün tüm oyuncularını, biz tedarikçilerin yaptığı gibi pazarlama ve satış politikalarını yeniden gözden geçirmeleri zorunda bıraktı.İçecek pazarındaki yoğun rekabete karşın ,zor da olsa fiyatlarını kademeli olarak artırma yoluna gittiler.

-       Bizdeki bilgiler içecek sektöründeki satışların yılın ilk altı ayında geçen yılın ilk altı ayına göre düştüğünü gösteriyor. Böyle bir düşüş gerçekten varsa; bunun nedeni sadece hammadde fiyatlarındaki artışlar mıdır? Yoksa başka nedenler de söz konusu mu?Bu bağlamda şunu da sorayım:İçecek sektörünün Türkiye’deki geleceği nedir?

Saptamanız doğru. Sektördeki oyuncuların da ortak düşüncesi budur. Ama satışlardaki bu azalışı sadece hammaddelerdeki fiyat artışlarına bağlamamak gerekir. Bu düşünceme sizler de katılırısınız sanırım. Bu yıl, diğer yıllardan daha fazla “havalar” hakkında konuştuk. Yaptığımız sohbetlerde, havaya ilişkin olarak en çok kullanılan ifade “yaz ne zaman gelecek?” sözüydü. Bu söz Temmuz ortalarına kadar söylenegeldi.  Ama her şeye rağmen Türkiye 20–25 yıl öncesinin Türkiye’si değil. Her türlü içecek yılın her mevsiminde içilir hale geldi. Grafiklerde gösterdiğimiz tüketimin çan eğrisinin tepesi, eteklere doğru aşınmaya başladı.
Byıla özel bir olayı dikkate alarak sektörün geleceğine ilişkin olarak karamsar olmamak gerekir.1980’li yılların başında gazlı içecek ve doğal kaynak suyu  sektörlerinde  PET şişelerin payı hemen hemen yok denecek kadar azdı.Bugün ise ;gazlı içecek sektöründe tüketilen her 100 lt.içeceğin yaklaşık 80 litresi PET şişelerde tüketiliyor.Doğal kaynak suyu tüketiminde ise;PC damacanaları bir yana bırakırsak  PET şişe kullanımı 100’de yüze yakındır.Önümüzdeki yıllarda PET şişelerin ,içecek sektörünün öteki türlerinde de yaygın bir şekilde kullanılacağını şimdiden söyleyebilirim.Biz de bu duruma göre pozisyon alıyoruz.

-       Son zamanlarda bir kaç firma cam şişede su işine girdiler. Cam ambalajı kullanmalarının nedeni olarak da cam şişenin daha sağlıklı olduğuna dair bir kanaat sahibi oldukları söylentisi var?

Öncelikle şunu söyleyeyim.  Kanaatlere karşı görüş bildirmem doğru olmaz.
Ama yıllarını bu sektöre vermiş bir kişi olarak konuyla ilgili bir iki şey söylemeden de geçemeyeceğim.
Türkiye’de insanlar ,30 yıl kadar önce,İstanbul,Ankara ve İzmir dışında içme suyu gereksinimini musluk suyundan karşılıyordu.Bu üç büyük ilde ise  kent halkı,içme suyu gereksinmelerini musluk suyunun yanı sıra , boşken 5,5 kg gelen 15 litrelik cam damacanalar da  satılan sular dan karşılıyorlardı. Bu gün ise;büyük bir kitle,dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde olduğu gibi,modern teknoloji ile donatılmış  su fabrikalarında üretilen PET ambalajlı su ile içme suyu gereksinimini karşılamaktadır. Cam ne kadar sağlıklı bir içecek ambalajı ise; PET de o kadar sağlıklı bir gıda kabıdır ve tüm dünya bunu böyle kabul etmiştir. İçme suyunu cam şişede pazarlamanın  arkasında başka pazarlama yaklaşımları olabilir , bu da serbest ekonomilerde saygıyla karşılanmalıdır. Bildiğim kadarıyla cam şişede su ambalajlayan 2 firma var.Birinin PET üretimi yok.Diğeri de bir lokanta işletmecisi,PET şişede su ambalajlayan bir firmada kendi adına dolum yaptırıyor.Yani ayrı bir işletmesi yok.
Bu arada küçük ama ekonomik olarak önemli bir hususu da belirtmek isterim. 330 ml su alan pet şişenin ağırlığı 10,5 gram; 330 ml su alan cam şişenin ağırlığı ise en az 205 gramdır. Yani; cam şişe, aynı hacimdeki PET şişeden yaklaşık 20 kat daha ağırdır. PET şişe ile cam şişe arasındaki fiyat karşılaştırması işine ise hiç girmeyelim isterseniz.
Belki  uzun vadede bugün su pazarında ''marka'' olan bazı firmalar ''prestij için'' bu alana yatırım yapar, pahalı lokantalara girebilirler ama ırmağı tersine akıtamazsınız.Yani cam şişeler PET şişeler için tehlike oluşturmaz. Sözün özü,bu konuda kararı nihai tüketiciler verecektir.
-Şu an hangi teknolojileri kullanmaktasınız? İçecek Pazarının dışında hitap ettiğiniz sektörler var mı?Kalite politikanıza ilişkin bilgi alabilir miyiz?

PET preform üretimi son yıllarda çok hızlı değişimler gösterdi. Daha hızlı,daha kapasiteli makinalarda,daha hafif preformlar üretilmeye başlandı.Doğal ki; biz Artenius Turk Pet olarak tüm bu yenilikleri  yakından izlemek hatta yeniliklere öncülük etmek durumundayız.
Elbette içecek pazarı dışına da hitap ediyoruz. Sıvı sabundan şampuana,deterjandan motor yağına kadar bir çok sektörde faaliyet gösteren müşterilerimiz var.2012 yılında ürün gamımızı ,özellikle bu sektörlere ilişkin olarak genişleteceğimizi söyleyebilirim.
Kalite konusuna gelince;bu sorunuzu şu kısa sözcükle yanıtlayım:’’Kalite kontrol edilmez,üretilir.’’Bizim  felsefemiz budur.


- ARTENIUS TURKPET bu pazarın en eski firması, yanlış anımsamıyorsam da 30 yılı aşkın bir süredir bu işin içinde. Ve pazardaki hemen tüm yeni şeyler sizin öncülüğünüzde üretici ve dolayısı ile tüketici ile buluştu. Ancak zaman içinde yeni ve güçlü oyuncularda pazarda yer almaya başladı. Gelecek için neler düşünüyorsunuz? Yeni yatırımlarınız var mı? ARTENIUS TURK PET’in yurtdışında başka operasyonları var m?Türkiye ve dünya pazarında ki konumunuz nedir?

Sasa ile başlayan bu uzun yolculuk, sizin de söz ettiğiniz gibi 30 yılı aşkın bir süredir devam ediyor. Elbette zaman içinde rakiplerimizin ortaya çıkması doğaldır ve doğal karşılanmalıdır. Bu ülkemiz için de bir kazançtır. Bu gün biz dahil, pazarda etkin olan rakiplerimiz  de yeni teknolojilerle üretim yapıyorlar. Ekonomide rakibin varlığı,ilk bakışta firma için olumsuz gözükse de  son tahlilde ;araştırma - geliştirme çalışmalarının yoğunlaşmasına, bunun sonucu olarak da yeniliklerin hayata geçirilmesine yardımcı olur.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni yatırımları planladık. Bunların önemli bir bölümü üst yönetimce onaylandı. Önemli oranda ses getireceğine inandığımız birkaç yatırım için de yapılabilirlik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kuvvetle umuyorum ki bu çalışmalar, 2012 yılı içerisinde yatırım değeri kazanıp hayata geçecektir.
Artenius , Türkiye dışında APPE şemsiyesi altında ,7 ülkede 8 işletme ile faliyet göstermektedir.Bu ülkeler :Almanya,Birleşik Krallık,Belçika,Fransa Yunanistan ,Fas ve İspanya’dır.Dünyanın 4-5.si Avrupa’nın ise ;en büyük preform üreticisi konumundayız.
Türkiye’deki Pazar payımıza gelince; kendileri için preform üreten firmaları dışarı bıraktığımızda Pazar payımızın tüm pazarın %30’unun biraz üzerinde olduğunu söyleyebilirim.

-       Ne tür yatırım bunlar? Sakıncası yoksa Okuyucularımızla paylaşır mısınız?

Beni bağışlayın lütfen. Bu konuda son karar verici ben değilim. Şimdilik neler olduğu bizde kalsın. Ama sizi önemli bir konuda bilgilendirmek isterim. Bu yılın içinde İnegöl'deki üretim tesisimiz,  BRC (British Retailer Consortium) – “İngiliz Perakendecilik Konsorsiyum'u” sertifikasyonu alarak Avrupa'da bir ilki gerçekleştirdi. İnegöl işletmemiz Avrupa’daki önemli tesisleri için akreditasyon alan ilk büyük Pet üretim tesisi olup bu başarısı, firmamızın gıda sektöründe kalitenin korunması konusunda titizliğini ve hassasiyetini vurgulamaktadır. BRC/IOP Küresel Standart Belgesi, en yüksek küresel ürün güvenliği ve kalite sertifikasyon programı olup,100'den fazla ülkede 14.000 sertifikalı üretici tarafından kullanılmaktadır.

-       Ben de dergim adına bu başarınızı kutlamak isterim. Sayın Atilla, firmanız, ARTENIUS TURKPET adını bundan yaklaşık 5 – 6 yıl önce aldı. Daha önce Sasa, Advansa ve Artensa idi. Biliyoruz ki firma, adı  birçok kez değişmesine karşın sektöre elaman yetiştiren bir okul niteliğini korudu ve kritik personel görevde kaldı. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Bizim hikayemiz 1978 yılında ‘pilot’bir makinayla başladı ve bu günlere ulaştık. Kurumsal firmalarda başarıyı yakalamak ve onu sürdürülebilir kılmak ancak birbiri ile anlaşan bir ekip olmakla mümkündür. Bu arada , birçok teknik ve satışçı arkadaşımız zaman içinde ekibimizden ayrılmış, kimi rakiplerimizde görev almaya başlamış, kimi de  kendi şirketlerini kurarak kendilerinin patronları olmuşlardır. Çoğuyla hala görüşüyoruz ve onların başarılı olması bizi sevindiriyor. Çünkü;  hepimiz aynı gemideyiz ve bu gemi sadece kaptanlarla su üstünde kalamaz. Ayrıca, Artenius'u bu sektöre elaman yetiştiren bir okul olarak tanımlamanız bizi mutlu eder.
Bu soru bağlamında size bir konuda bilgi vermek isterim.
Anımsayacağınız gibi bundan 6 yıl kadar önce, 2005 yılında Advansa olarak Türkiye'de faaliyet gösteren Amcor firmasının varlıklarını satın almıştık. 2006 yılında La Seda Barcelona (LSB) grubuna dahil olduktan bir süre sonra, Amcor'un Avrupa'daki tüm işletmeleri de gruba dahil oldu ve yeni oluşum ''APPE - Artenius Pet Packaging Europe'' adını aldı. Küresel bir firma olmamız nedeniyle yılın son çeyreğinden  sonra  kısaca APPE  olarak anılacağız…  Adımız değişse de, biz ekip olarak yine görevlerimizin başında olacağız.


-Sayın Atilla, bu hoş sohbetimiz için teşekkür ederim.

Not:Bu söyleşi Dirink Tech dergisinde yayınlanmıştır(2011)

8 Ekim 2013 Salı




AMBALAJLI İÇME SUYU PAZARINDA PET ŞİŞENİN DÜNÜ, BU GÜNÜ, YARINI…(1)


1-GİRİŞ

Bu çalışmamda, yaklaşık 30 yıl önce yaşamımıza giren, özellikle son 20 yıldır sıvı yemeklik yağ sektöründen tutun da gazlı ve gazsız içecek sektörüne kadar gıda sanayinin birçok dalında neredeyse vazgeçilmez, hatta birçok konuda alternatifsiz bir gıda kabı olarak kabul edilen PET şişelerin ambalajlı su sektöründeki son 5 yılını irdelemeye çalıştım. Çalışmama temel oluşturan veriler, tamamen güven esasına dayalı olarak tüm firmalardan yüz yüze görüşmelerle alınmıştır. Alınan bu veriler, yorumlanmadan önce pazardaki çeyrek yüzyılı aşan sektör deneyimimin ışığında; firmaların yapısı, hareket tarzı, pazardaki durumu vb. göz önüne alınarak bir kez daha değerlendirilmiş, doğruluğuna emin olduktan sonra kullanılmıştır. Sırası gelmişken burada şunu açıklıkla belirtmek isterim ki; yüz yüze görüşmelerde elde ettiğim verilerin tamamına yakını,  yaptığım değerleme sonunda gerçek ya da gerçeğe çok yakın çıktı. Bunun için,  bu verileri benimle içtenlikle paylaşan tüm sektör çalışanlarına teşekkür ederim. Elbette her çalışmada olduğu gibi bu çalışmada da eksik kalan, gözden kaçan ve farkında olmadan ihmal edilen bilgiler olmuştur. Ancak; bunların çalışmamın sonucunu etkilemeyecek kadar küçük ve önemsiz olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Bu çalışmamda, yaklaşık 30 yıl aralıksız hizmet verdiğim bu sektöre ilişkin olabildiğince doğru, gerçek ve sağlam bilgiler verip; yatırım yapacakların yanı sıra halen sektörde faaliyet gösterenlere karınca kararınca yardım etmeyi amaçladım. Çünkü başından beri sektörün en önemli sorunu; yatırımcılara yön verecek, onlara ışık tutacak derli toplu bilgi kaynağına ulaşmanın güçlülüğü idi. Böyle olunca da iyi niyetle yatırım yapmak isteyenler, bilgiye ulaşmanın güçlüğü nedeniyl ya gereğinden fazla harcama yaptılar ya da yanlış yatırımlara yöneldiler. Aslında sektörde görev yapıyorken birçok kişiyle bu bilgilerimin çoğunu paylaşmıştım. Ancak paylaştığım bu bilgiler,takdir edersiniz ki; kısa süreli ziyaretlerde dile getirilen ve herhangi bir sistematiğe dayanmayan anlık görüş ve önerilerden oluşuyordu. İşte bu bölük pörçük bilgi paylaşımının sonuç almada yetersiz kalması bende bu konuda bildiklerimi hiçbir karşılık beklemeden sektör oyuncuları ile derli toplu bir şekilde paylaşma arzusu doğurdu. Bu arzuyu tetikleyen de dostlarımın, müşterilerimin ve rakiplerimin bana yükledikleri ama bunca zaman sonra bile hak edip etmediğimden de pek emin olamadığım  ‘’misyon’’ dur.

2-ARAŞTIRMA YÖNTEMİ

Yukarıda da kısaca değindiğim gibi bu çalışmada kullanılan veriler, sektörde faaliyet gösteren firmaların yetkilileri ile yapılan görüşmeler sonucu elde edilmiştir. Elde ettiğim veriler, gizlilik kaydı ve kişiye özel verildiği için özel belgeliğimizde saklanmıştır. Her yılın sonunda ise;  kısa bir değerleme yapılıp, değerleme sonunda ortaya çıkan veriler, sektör oyuncuları ile kendi özelleri de dikkate alınarak yorumlanmıştır. Aslında belgeliğimde, sadece 2008-2012 dönemini değil, bu dönemden önceki yılları da kapsayan bilgiler mevcuttur. Ama bu çalışmada özellikle son 5 yılı irdelemeye çalıştım. Ancak gerektiğinde, bu çalışma kapsamına girmeyen dönemlere de yeri geldikçe göndermeler yapacağım[1]

3-GEÇMİŞE KISA BİR YOLCULUK

PET şişelerin bugün geldiği noktayı daha iyi anlayabilmek için onun Türkiye’deki kısa sayılacak geçmişine bir göz atmak gerekir kanısındayım. Sektörde faaliyet gösterenlerin çoğunun da yakından bildiği gibi Türkiye’de ilk PET şişe üretimi, yıllar önce bir terör saldırısına kurban verdiğimiz, ülkemizin yetiştirdiği önemli yatırım gurularından Özdemir Sabancı’nın ileri görüşlülüğü sayesinde gerçekleşmiştir. İlk PET şişeler, 1979 yılında SASA’ da üretilmiş ama gıda kabı olarak pazara sunulması birkaç denemeyi bir yana bırakırsak 1982 yılında gerçekleşmiştir. Gazlı içecek sektöründe PET şişeleri ilk kez Erbak Uludağ firması kullanmıştır. Ambalajlı su sektöründe ise ilk kullanan, Sabancı Holding bünyesindeki SUSA - Hayat Su’ dur. Coca-Cola ve öteki içecek firmalarının PET şişelere geçişi ise daha sonraki yıllarda gerçekleşmiştir. PET şişeler,  Türkiye pazarına ilk kez sunulduğunda; gazlı ve gazsız içeceklerde dönüşümlü cam şişeler, yemeklik sıvı yağlarda ise teneke ve PVC şişeler gıda kabı olarak kullanılıyordu.

3.1-PET Şişeler su ambalajı olarak yeniden keşfediliyor.

Yukarıda PET şişelerin ilk kez su ambalajı olarak Sabancı Grubu içinde yer alan SUSA- Hayat Su markası ile pazarda yer aldığından söz etmiştim. 1982 – 1998 yılları arasında PET şişeyi gıda kabı olarak, Hayat Su dışında Erbak Uludağ firması bünyesinde yer alan Sultan Su ve birkaç yerel marka kullanıyordu. Bu firmalara günümüzde olduğu gibi preform gönderilmiyor,  şişeler SASA’ nın Adana’daki fabrikasında üretiliyor, zor koşullarda su dolum tesislerine taşınıyordu. (Sadece SUSA, şişesini kendi dolum tesisinde üretiyordu). 90’lı yılların sonuna doğru SSYB bir yönetmelikle, ‘’su şişelerinin sadece dolum tesislerinde üretileceğini, bunun dışında PET şişe taşıyarak su fabrikası işletilemeyeceği’’ kuralını getirince; taşıma maliyetleri nedeniyle PET şişe kullanamayan su üreticilerinin ve bu pazara girmeyi arzulayan yeni yatırımcıların önü açılmış oldu. Artık firmalar, o günlerde tek tedarikçi olan SASA’dan preform satın alarak şişelerini kendi tesislerinde üretip doldurmaya başladılar. Şişe taşımayla, preform satın alıp şişe üretme arasında küçük bir karşılaştırma yaparsak; taşıma maliyetlerindeki düşüşün sektörün gelişmesinde ne denli önemli olduğunu kolaylıkla görebiliriz. O günlerde 1 TIR’a 0.5lt şişeden yaklaşık 50-60 bin adet yüklenirdi. Bu gün ise aynı TIR’la, yine aynı hacimde şişe üretilebilecek preformdan 1 milyon 350 bin adet taşınmaktadır. Bu uygulama, taşıma maliyetlerinden yaklaşık 25 misli tasarruf edilmesi sonucunu doğurmuştur. Dolum tesisinde preformdan su şişesi üretip, bunu yine aynı tesiste doldurmak, PET şişede üretim yapan ambalajlı su sektörü için bir devrim niteliğindeydi. Burada bir hususa açıklık getirmekte yarar var. O günlerde, hatta 80’li yılların başında kendi su şişesini fabrikasında üreten firmalar da vardı. İzmir’de Pınar Şaşal, Samsun’da Emirhan, Bursa’da Sultan Su, Tokat-Niksar’da Niksar Su vb. Ancak bu firmalar şişe olarak PET değil PVC kullanıyorlardı. PVC şişelerin dayanıklılık, sağlamlık, şekillendirilme sorunları gibi nedenlerle PET şişelerle rekabet edemeyeceği kısa sürede anlaşılınca;  yukarıda anılan firmaların tamamı bu ’’devrimin’’ dışında kalamadılar ve ürünlerini zamanla PET şişelerde pazara sunmaya başladılar.

3.2-Devrim etki alanını genişletiyor…

Bu gelişmelere sektör için gerçekten de bir devrim niteliğindeydi. PET preform taşımak PET şişe taşımaktan hem daha kolay hem de daha sağlıklı olunca; Ülkemizin birçok bölgesinde suya yatırım başladı. Antalya’da Süral Su, Isparta’da Aysu, Hendek’ de Flora Su vb. kurulan bu fabrikaların büyük bir bölümü Marmara, Ege ve kısmen Akdeniz bölgelerindeydi.
Ambalajlı su sektörüne yatırımların bir daha kez ivme kazanması 2007 yılından itibaren başladı. Bu yıl sektörün 2. devriminin başladığı yıldır. Bu gelişmeleri ‘’devrim’’ gibi iddialı bir sözcükle tanımlamamın nedeni; o günlere kadar (en azından benim bildiğim) sektörde bu denli hızlı değişimin ve gelişimin yaşanmamasıdır. Bu bağlamda 2007 yılından başlayarak su fabrikaları yurt geneline yayılmaya başladı. Öyle ki;  sektörü çok iyi izleyen ve ‘’bilginin güç’’ olduğuna inanan biri olarak ben bile, birçok yatırımdan, ya fabrika inşaatına başlanırken ya da fabrika kurulup da benden preform talep edildiğinde haberdar oluyordum. Hafta ya da ay geçmiyordu ki, Karadeniz Bölgesinden, Doğu Anadolu Bölgesinden ya da Güney Doğu Anadolu Bölgelerinden ’’yeni bir su fabrikası kuruldu’’ haberi gelmesin… Bu bölgeleri deyim yerindeyse,  şişirme makinesi, dolum makinesi, etiket makinesi gibi suya dair ne varsa üretip satan makineciler ‘’su yolu’’ yapmıştı.
2. devrim döneminde su fabrikalarının sayıca artması ve ülke genelinde yaygınlaşması,  PET preform pazarına yeni oyuncuların girmesine,  mevcut işletmelerin de kapasite artırması sonucunu doğurdu. Yeni oyuncuların pazara girmesi, mevcutların yeni yatırımlarla kapasitelerini artırmaları, reform pazarındaki rekabetin daha da şiddetlenmesine yol açtı. Fiyatlar düştü, buna karşılık ödeme vadeleri uzadı.
Bir ara ruhsat alıp da henüz üretime geçmemiş olanlar da dahil,  sayıları üç yüzü aşkın su fabrikasının bir kısmı,  zaman içinde çeşitli nedenlerle faaliyetlerini askıya almış, kapanmış ya da PET şişede üretim yapmaktan vazgeçmişlerdir. Bu çalışmamda sadece PET şişede su üreten firmaları dikkate aldım. Çalışmaya konu olan firma sayısı doğal olarak her yıl arttı. Söz gelimi 2008 yılında mercek altına aldığım firma sayısı 73 iken bu sayı 2012 yılında 110'a çıktı. Burada şu hususu anımsatmak isterim; araştırma kapsamına girmeyen firma sayısı bir elin parmak sayısını geçmez. Bunların pazar payı da tüm pazarın % 1’nin çok altında olduğu için ihmal edilebilir düzeydedir.

4-2008 YILINDA PET AMBALAJLI SU PAZARI

2008 yılının verileri pazarda faaliyet gösteren 73 firmadan elde edilmiştir.
2007 yılında Ankara’da -yerel olmasına karşın- yaşanan su sıkıntısı, birçok girişimciyi su sektörüne yatırım yapmaya yöneltmişti. Bu dönemde,  PET ambalajlı su üreten firmalar deyim yerindeyse Ankara’yı mesken tutmuş, talebin fazlalığı ‘’ uygun ötesi fiyatlar (!)’’, birçok girişimcinin su sektörüne yatırım yapma iştahını kabartmıştı.
2008 yılında PET şişede su üreten firmaların sayısı bir önceki yıla göre %20 oranında artmış olmasına karşın, kullanılan preform ve dolum yapılan şişe sayısındaki artış ancak % 10 düzeyinde kalmıştır.
Üretilip/satılan PET ambalajlı suyun bir önceki yıla göre artış oranının pazarda faaliyet gösteren firma sayısındaki artış oranının gerisinde kalmasının önemli nedeni; 2008 yılında yaşanan küresel kriz ve   pazara yeni giren firmaların düşük kapasiteli tesisler kurması olmuştur. Küçük kapasiteli tesis tercihindeki önemli neden ise; hiç kuşkusuz yatırımcıların gerçek bir fizibilite etüdüne dayanmadan yatırım yapmalarıdır. Bu durum, sadece su sektörüne özgü olmayıp, öteki birçok sektöre yatırım yapmaya niyetlenen yatırımcının ’’hele pazara girip pazarı bir öğrenelim de daha sonra gerekirse kapasitemizi büyütürüz’’cümlesi ile özetleyebileceğim geleneksel kolaycılığının sonucudur.
2008 yılında araştırma kapsamına alınan 73 firma yaklaşık olarak 3 milyar adet şişeye yine yaklaşık olarak 2 miyar 969 milyon litre PET şişede su doldurmuştur. Tüketilen/üretilen su miktarını, kullanılan PET şişe sayısına böldüğümüzde; ortaya çıkan rakam 0.989lt’ dir. Bir başka deyişle ortalama şişe hacmi yaklaşık 0.99 litredir. 2008’de Ülkemiz nüfusu 71 milyon 517 bin kişi olup kişi başına düşen PET ambalajlı su 41.4 Lt'dir..[2]

2008 yılında pazardaki ilk 5 marka sırasıyla Erikli, Sırma, Pınar, Danone ve Nestle’dir.[3] Bu 5 firmanın 2008 yılındaki Pazar payları ise, toplam pazarın yaklaşık % 36,4’üdür. Yine bu firmalar toplam pazarda kullanılan yaklaşık 3 milyar preformun % 40,7’sini tüketmektedirler. Adı anılan firmalar, pazarda hareket gören PET preformların/şişelerin %40,7’sini kullanırken, PET şişeli su pazarındaki payları ancak %36,4 olmaktadır. Bu 5 firmanın ürün gamını, tüm pazardaki ürün karmasını ile karşılaştırırsak şu sonuca varırız: Bu 5 büyük firmanın ürün karmasında  0.33lt. ve 0.5lt. gibi küçük hacimli şişeler daha fazla yer almaktadır. Toplam pazarda ortalama birim PET şişe hacmi 0.99lt. iken üst sırada yer alan bu firmaların kullandıkları ortalama birim PET şişe hacmi 0.88 Lt’dir.

4.1-2008 yılında pazara sunulan PET preform/ şişelerinin ölçülerine göre dağılımı:

2008 yılında pazara sunulan yaklaşık 3 milyar PET preformların dağılımı tüm pazar için şu şekildedir:
0.33lt için kullanılan PET preformun oranı. % 3,96'dir.Öteki hacimlerde kullanılan PET preform/şişelerin dağılımı ise sırasıyla yaklaşık olarak;  0.5lt % 73,0;  1.0lt  %  0 (*) ;  1.5lt  % 16,90;  5.0lt % 5.0;  8-10lt ise %1,14 .  ( Çizim 1) Oranlara baktığımızda; pazara en çok 0.5lt. su ambalajında kullanılan PET preform/şişelerin sunulduğu görülmektedir.(*)

ÇİZİM 1



2008 yılında pazara sunulan PET ambalajlı 2 milyar 969 milyon litre suyun, %1‘i 0.33lt şişelerde; %37si 0.5lt şişelerde; %26'sı 1.5lt şişelerde; % 25'i 5.0 lt şişelerde ve  %11,0’i ise 8-10lt şişelerde pazara sunulmuştur. (ÇİZİM 2)

ÇİZİM 2



4.2 İlk 5 markanın değerlemesi

İlk 5 marka, 2008 yılında ürettiği toplam 1 milyar 79 milyon litre PET ambalajlı suyun  % 2’sini 0.33lt. şişelerde; % 37’sini 0.5lt. şişelerde; % 28’ini 1.5lt. şişelerde ; %22’sini 5.0lt. şişelerde ve % 11’ini ise 8-10lt. şişelerde pazara sunmuştur. (ÇİZİM 3)

ÇİZİM 3





Her iki grubun dağılımları bir birlerine yakın olmakla birlikte en önemli fark 5.0lt şişelerde ortaya çıkmaktadır.

İlk 5’in dışında kalan firmalar 5.0lt. ambalajı, ilk 5 firmadan daha fazla kullanmaktadırlar. %27'ye karşılık % 22,0, pazar ortalaması ise %26,0’dır. 5.0lt.’deki bu oransal dağılım farkı,  ilk 5 firmanın neden ortalama şişe hacminin (0.89lt.) pazar ortalamasının (0.99lt) altında olduğunu açıklamaktadır. 

Çizimden de  görüldüğü gibi 2008 yılında pazarda en fazla 0.5lt su tüketilmektedir. Bunu  sırasıyla 5lt  ile 1.5lt izlemektedir.

5-2008 YILI DEĞERLEMESİ

2008 yılının kısa bir yorumunu birkaç cümleyle yapabiliriz.
-2088 yılı yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı sektörde yeni bir sıçrama yılı olmuştur.
-Sektöre yeni giren firmalar genelde küçük kapasitelerle üretim yapmayı tercih etmişlerdir.
-2007 yılına göre firma sayısı %20 artmasına karşın,üretim artışı ancak %10’larda kalmıştır.Bu sonucun ortaya çıkmasında hiç kuşkusuz 2008 yılında yaşanan küresel krizin de etkisi vardır.
-İlk 5 firma ve bunların dışındaki firmaların ürün gamındaki dağılım hemen hemen aynı iken sadece 5.0 LT’de durum farklılık göstermektedir. İlk 5 firmanın satışları içinde 5.0 Lt şişelerin payı %22 iken , bunların dışında kalan firmaların aynı hacimdeki şişelerdeki pazar payları ise %27’dir.Bunun birkaç değişik nedeni  olabilir.Benim saptamam: İlk 5 dışında kalan firmaların 5.0 Lt. su fiyatlarını öteki ambalajlara göre düşük tutmalarıdır.
-Hem ilk 5 firmada hem de bu firmaların dışında kalan öteki 68 firmada en çok üretilen/satılan ambalaj 0.5 Lt.’dir. Her ikisinde de bu oran %37’dir. Bu da büyük olsun nispeten daha küçük ölçekli firmaların üretimleri genelde bireysel tüketime dayalı, bir başka deyişle ev dışı tüketim ağırlıklıdır.
- Araştırmamıza konu olmayan ama pazardaki gelişmeleri daha iyi kavramamız açısından 2007 yılındaki 0.5 Lt. ambalajın durumuna da bir bakmak gerekir. Anılan yılda genel olarak 0.5 Lt. suyun pazar payı %40 iken , yukarıda da belirttiğimiz gibi 2008’de bu oran % 37’ ye düşmüştür.Bu da PET ambalajlı su tüketiminin az da olsa toplu tüketim yerleri ile evlere kaydığını göstermektedir.Aynı durum 5.0Lt.’de  görülmektedir. 2007 yılında toplam pazardan % 22.8 pay alan 5.0 Lt’nin pazar payı 2008 yılında %25’e ulaşmıştır.
--------------------------

Not:Yuvarlamalardan dolayı rakamlarda ve oranlarda küçük değişiklikler olabilir.

Kaynak göstermek koşulu ile alıntı yapılabilir.


[1] Bir kez daha anımsatmakta yarar var. Bu araştırmaya konu sadece ambalajlı su sektöründe kullanılan PET şişelerdir. PC damacanalar ve son 2-3 yıldır kullanılmaya başlanan cam şişeler dikkate alınmamıştır. PET levhadan yapılan bardakta satılan sulardan ise; da yeri geldikçe söz edeceğiz.
                 
[2] 41.4lt. içinde dış satıma giden PET şişeli sular da dahildir. Dış satıma giden PET ambalajlı su rakamını buradan arındırırsak; kişi başına tüketim, yukarıdaki rakamdan kabaca % 8-10 oranında daha düşük çıkacaktır. Bu oranı, 2008’i izleyen yıllara da uygulayabiliriz.

*Miktar önemsiz olduğu için 1.5lt içinde yer verilmiştir.

[3] Pazar payı oranlarını oluştururken firmalar değil markalar dikkate alınmıştır. Sözgelimi Erikli ve Nestle aynı gruba dahil olmalarına karşın çalışmamızda ayrı ayrı değerlenmiştir.