Cam ambalajda geri dönüşüm: Sorunlar, öneriler…(*)
Ülkemizde kullanılmış cam ambalajın belli işlemlerden
geçirildikten sonra yeniden ambalaj olarak üretilmesinin geçmişi eskilere
dayanır. O günlerde, ürünlerini cam ambalajda pazara süren firmaların,
kullandıkları cam ambalajı belirli oranlarda toplayıp/toplatıp geri dönüşümünü
sağlamakla ve bunu belgelemekle ilgili bir yükümlülükleri yoktu. Zamanla
toplumda, çevreyle ilgili sorunların
giderek önem kazanmaya başlaması kamuyu harekete geçirmiş ve 1991 yılında, Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği yürürlüğe
girmiştir. Ambalaj atıklarına özgü ilk yönetmeliğin mevzuatımızda yer almasının
tarihi ise; 2005 yılıdır. Zaman içinde değişen koşullar nedeniyle yönetmelik
değişikliklerine gidilmiştir. Bu gün ise; 24.08.2011 tarihli Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği (AAKY)
yürürlüktedir.
Ambalaj atıklarını, piyasaya sürenlerin(PS) ya da
yetkilendirlimiş kuruluşların(YK) yıllara göre hangi oranlarda geri kazanmakla
yükümlü olacakları 2011 Tarihli AAKY’nin 17. Maddesinde belirtilmiş olup, 2015
yılı için bu oran, tüm ambalajlar için %48’dir. 2020 yılında ise; geri kazanım
oranını %60 ‘a yükselecektir. Ancak bu güne dek yapılan kapasite artırma
çalışmalarına karşın yönetmelikte geri kazanılması zorunlu olan bu oranlara,
özellikle cam ambalajda ulaşmak mümkün olmamıştır. Söz gelimi 2014 yılında, ürünlerinde cam
ambalaj kullanan PS’lerin kullandıkları çeşitli tiplerdeki cam ambalaj miktarı
yaklaşık olarak 800 bin tondur. PS’lerin
yükümlülüğü ise; yönetmelikte belirlenen %44 oranı dikkate alındığında 352 bin
ton olması gerekir. Buna karşılık
yetkilendirilmiş kuruluş olan ÇEVKO’nun belgelediği ‘’fırına hazır cam kırığı’’
miktarı ise; 99.2 bin tondur. Bir başka deyişle pazara sunulan 800 bin ton cam
ambalaja karşılık, bunun ancak yaklaşık % 12.4’ü olan 99.2 bin ton fırına hazır cam kırığı belgelenmiştir(**).
Cam Ambalada Hedeflerin Gerisinde Kalınmasındaki Etmenler
Nelerdir?
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, ambalaj atıkları içinde yönetmelikte
belirlenen esaslar çerçevesinde toplanmasında en fazla güçlük çekilen cam
ambalajdır. Bunun nedenlerine aşağıda kısaca değinilmiştir.
Yürürlükteki
AAKY, ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması felsefesi üzerine bina
edilmiştir(Madde 1/ç). Yönetmelikte belirlenen yöntemin dışında toplanan cam
ambalaj atığı belgelendirmede kullanılamamaktadır. Evlerden toplanan cam
ambalaj atıklarının toplam cam ambalaj atıkları içindeki oranını ise tahminen
%10 civarındadır. Cam ambalajın büyük bir bölümü evsel atıklara karışmaktadır.
Yönetmeliğe
göre (Madde 8/2 ); bu sistemin işleyişinde önemli bir oyuncu olan belediyelerin
YK’lar, PS’ler ya da lisanslı firmalarla(LF) yakın işbirliğinde olmaları
gereklidir. Ancak; bu işbirliği henüz istenen düzeyde değildir. Bizdeki
bilgilere göre; bu yönetmelik kapsamına giren belediyelerin ancak %20 si
AAKY’nin kendilerine getirdiği yükümlülükleri yerine getirmektedir.
Tüketiciler,
çevre konusunda yeteri kadar bilinçli değillerdir. Bu konuda AAKY (madde 31)
YK’lara eğitim yapma görevi vermişse de, YK’ların kısıtlı bütçeleri nedeniyle
yaptıkları bu bilinçlendirme çalışmaları, ülke coğrafyası göz önüne alındığında
yeterli olmamaktadır. Eğitim konusunda başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
olmak üzere Belediyeler ve Milli Eğitim Bakanlığı daha etkin rol oynamalıdır.
Cam,
aynı işi gören ambalaj malzemelerine göre daha kırılgan ve daha ağırdır. Bu
nedenle sadece kaynakta ayırma yöntemi ile yönetmelikte cam için belirlenen
hedeflere ulaşmak mümkün görünmemektedir.
. Kimi
toplama ayırma tesisleri (TAT- GDT), kendilerine ödenen cam bedelini yetersiz
buldukları için cam ambalaj atığını toplamaya sıcak bakmamaktadırlar.
Fırına hazır cam kırığı üreten GDT’ler, zaman
içinde yeni teknoloji yatırımı yapmış/ yapıyor olmalarına karşın buradan çıkan
hammaddede, zaman zaman kalite sorunu yaşanmakta ve önemli miktarda cam kırığı
sistem(belgelendirme) dışında kalmaktadır.
Ambalaj
atıkları konusunda faaliyet gösteren yaklaşık 800 civarında TAT ve GDT olmasına karşın, cam ile ilgilenen GDT sayısı iki elin parmakları kadar olup, fırına
hazır cam kırığının yaklaşık % 75-80’i sadece 3 firma tarafından üretilmektedir.
Kaynakta ayrı toplama sistemi yetersiz
kaldığından, yönetmelikte belirlenen kotalara ulaşmak için
anlaşmalı olan belediyelerin gösterdikleri yerlere cam kumbarası konmakta ancak
buna karşın cam ambalajın büyük bir bölümü evsel atıklarla birlikte depolama
alanlarında toprağa gömülmektedir.
Çözüm Önerileri
1- AAKY’de yer alan geri kazanım hedefleri, AB’nin 94/62/EC ‘’Ambalaj ve Ambalaj Atıkları
Direktifi’nde’’ olduğu gibi, “Genel (malzemelerden bağımsız) Geri Kazanım
Hedefi”, “Genel (malzemelerden bağımsız) Geri Dönüşüm Hedefi” ve “Malzemelere
Göre Geri Dönüşüm Hedefleri” olmak üzere üç başlık altında düzenlenmelidir. Bu
hedefler, cam da dahil tüm ambalaj malzemeleri için AB direktiflerine uyumlu
hale getirilmelidir.
2- Bilindiği gibi içecek sektöründe kullanılan cam
ambalajlı ürünlerin büyük bir bölümü otel, restoran, bar ve kafelerde(HORECA)
tüketilmektedir. Buralardan çıkan cam
ambalaj atıkları, organik atıklardan ayrılmadan evsel atıklarla birlikte çöp
kutularına aktarılıp, oradan da düzenli depolama alanlarına götürülerek toprağa
gömülmektedir. Bu ekonomik bir kayıptır. Bu kaybı önlemek için HORECA’lara,
işletmelerinden çıkan cam ambalaj atıklarını ayrı bir yerde toplama ve buradan
çıkan atıkları da LF’lara vermeleri zorunluluğu getirilmelidir.
3- Özellikle cam ambalaj için yürürlükteki ‘’lisans
verme ölçütleri’’ gözden geçirilmeli, toplama ve ayırma işi birbirinden
ayrılmalı, geri dönüşüm işinin ise bu konuda uzmanlaşmış firmalar tarafından
yapılması özendirilmelidir.
4- Büyük şehir belediyeleri, ilçe belediyelerince
düzenli depolama alanlarına gönderilen evsel atıklardan ton başına belli bir
bedel almaktadırlar. Kaynağında ayrı toplama
yapılmayan bölgelerden çıkan cam ambalaj atıkları, evsel atıklarla
birlikte belediyelerin düzenli depolama alanlarına gönderilmektedir. Cam,
benzer işlevi gören öteki ambalajlara göre daha ağır bir malzemedir. Söz gelimi
0.200 cc’lik bir madensuyu şişesinin ağırlığı ortalama olarak 135 gram, ülkemizde
2014 yılı içinde maden suyu için kullanılan cam ambalaj miktarı ise; yaklaşık
500 bin tondur. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu ambalajların büyük bir bölümü
evsel atıklarla birlikte taşındığı için, fazladan bir ağırlık oluşturmakta ve
belediyelerin ton başına ödedikleri bedelleri artırmaktadır. Belediyeden
belediye değişmekle birlikte düzenli depolama alanlarına getirilen evsel
atıklardan alınan bedel, ton başına ortalama 40 TL’dir. Ayrıca bu rakama, en az
bu kadar da toplama maliyeti eklemek gerekir. Belediyeleri, özellikle cam
ambalajı kaynağında ayrı toplamaya yönlendirmek için düzenli depolama
alanlarına getirdikleri evsel atıklardan alınan ton başına bedeli artırmak bir
çözüm olarak önerilebilir. Bu durumda ton başına daha fazla bedel ödemek
istemeyen belediyeler, nispeten ağır olan cam ambalajı evsel atıklara
karıştırmadan, kaynağında ayrı toplama yöntemini seçeceklerdir.
5- Şu bir gerçek ki; kaynağında ayrı toplama her
belediyede yönetmelikte çizilen çerçeve dahilinde, gereği gibi
yapılamamaktadır. Elbette bunun nedenleri arasında, belediyelerin ekonomik
gücü, coğrafi konumu, beldede yaşayanların yerleşim biçimi ve tüketim alışkanlıklarının
farklı olması sayılabilir. Bu sistem yerleşinceye kadar evsel atıkların içine
şu ya da bu şekilde karışan cam ambalajların, her türlü sağlık önlemi alınıp,
uygun teknolojiler kullanılarak düzenli depolama alanlarında evsel atıklardan
ayrılarak belgelendirmede kullanılması sağlanmalıdır
.6- Coğrafi bölgelerimiz dikkate alınarak lisanslı cam
geri dönüşüm firma kapasitesinin arttırılması ve mevcut teknolojilerinin
yenilenmesi için, Bakanlığımız eşgüdümünde, yetkilendirilmiş kuruluşların ve
ilgili ekonomik işletmelerin katılımıyla çalışmalar yapılmalı, AB, vb. fon
olanaklarını araştırarak ortak projeler hayata geçirilmelidir. Bunun için
paydaşların bir proje grubu oluşturması uygun olacaktır.
7- Nüfusları aynı olsa bile beldeler arası ekonomik
gelişmişlik ve tüketim alışkanları vb. hususlar, bir birlerinden çok farklıdır.
Söz gelimi, gelişmiş bir beldeden çıkan cam ambalaj miktarı, ekonomik olarak
nispeten daha geri olan bir beldeden daha fazladır. Eşdeğer nüfus ölçütü
belirlenirken belde nüfusunun yanı sıra gelişim düzeyi ve tüketim
alışkanlıkları da dikkate alınmalıdır.
Sonuç
Mevcut
yönetmelik çerçevesinde, cam ambalajın kurallara uygun olarak belgelendirilmiş geri
dönüşümünün sağlanması, gelecekte de bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Bu
nedenle yukarıda açıkladığımız çözüm önerilerinin hazırlanacak yeni
yönetmelikte dikkate alınmasının bu sorunun çözümü için gerekli olduğu
kanısındayız.
(*)Bu
makale ÇEVKO Dönüşüm Dergisi’nin 2015-1-18. sayısında ve Drinktechmarket dergisinin Eylül 96. sayısında yayınlanmıştır.
(**)Burada
sadece ÇEVKO’nun belgelendirdiği cam miktarı dikkate alınmıştır.