- Sayın Atilla,
yoğun iş temponuzda bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Okuyucularımıza sektörle ilgili genel bir değerleme yapar mısınız?
Sizlerin de bildiği gibi uzun yıllardır bu işin içindeyim.
Yıllar içinde birçok kez kimi sektörümüze özel, kimi genel ekonomi ile ilgili
birkaç kriz yaşadık.Kriz dönemleri her sektörü olduğu gibi içecek sektörünü de
olumsuz yönde etkiledi.Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde başlayıp ,bu yılın özellikle ilk çeyreğine kadar
süren krizin artçı sarsıntılarını haziran
ayına kadar sürdü.Bu genel ekonomiden ayrı,sektöre özgü bu krizidi .Bu dönemde,
ürettiğimiz pet preformun hammaddesi olan resin’in girdilerinde olağanüstü
artışlar oldu. Bunun hiç kuşkusuz en önemli nedeni Dünya’da pamuk fiyatlarının
yaklaşık 2 – 2,5 kat yükselmesiydi.
- Pamuk
fiyatlarının yükselmesi, pet resin fiyatlarını neden yükseltiyor?
Okuyucularımız için bu konuyu biraz daha açar mısınız?
Pet resin, sadece şişe üretiminde kullanılmaz. Tekstilin de
ana hammaddelerinden biridir. 2010 yılında dünyanın önde gelen pamuk üreticisi
ülkelerde yoğun yağışların yol açtığı selin ,ekim alanlarında büyük zararlara
yol açması; doğal olarak dünyadaki pamuk üretimini olumsuz yönde etkiledi.
Bunun sonucu olarak da tekstil üreticileri ,pamuk ipliğinin yerine pet
resin’inden üretilen iplikler kullanmaya başlayınca; resine olan bu beklenmedik
talep ,fiyatlara tavan yaptırdı. 2010 Ağustos’unda yaklaşık 1.350 $/ton olan
pet resin fiyatı, 2011 Nisan’ında 2.180 $/tona kadar yükseldi. Bu da % 62 oranında bir fiyat artışı demekti, hem
de 8 ay gibi kısa bir sürede….
- Düz bir
mantıkla şunu diyebilir miyiz? Siz preform üreticileri, resin fiyatlarındaki
artışları doğal olarak preform fiyatlarına yansıttınız. Bu preformları kullanan
içecek sektöründeki üretici firmalar, aynı yolu izleyebildiler mi? Yani
maliyetlerinin önemli bir bölümünü oluşturan preformdaki fiyat artış oranlarını
ürünlerine aynı oranda yansıtabildiler mi?
Eğer her olaya düz mantıkla bakarsanız işler çok kolaylaşır.
Bu nedenle olay biraz farklı gelişti. Tüm preform üreticileri andına
konuşmayayım. Ama biz Artenius TürkPet olarak iş ortağımız olan
müşterilerimizle aynı gemide olmanın bilinci ile bu artışlardan doğan farkların
bir kısmını, deyim yerinde ise sineye çektik. Hem de dünyada birçok resin ya da
preform üreticisi firmanın yaşanılan bu kriz esnasında 'force majeure', yani olağanüstü durum ilan ederek yaptıkları
anlaşmaları askıya aldıkları bir dönemde… Bu Artenius Türk Pet'in şirket
kültüründen kaynaklanmaktadır. O dönemdeki içecek sektörünün durumuna gelince;
bu durum sektörün tüm oyuncularını, biz tedarikçilerin yaptığı gibi pazarlama
ve satış politikalarını yeniden gözden geçirmeleri zorunda bıraktı.İçecek
pazarındaki yoğun rekabete karşın ,zor da olsa fiyatlarını kademeli olarak artırma
yoluna gittiler.
- Bizdeki
bilgiler içecek sektöründeki satışların yılın ilk altı ayında geçen yılın ilk
altı ayına göre düştüğünü gösteriyor. Böyle bir düşüş gerçekten varsa ;bunun
nedeni sadece hammadde fiyatlarındaki artışlar mıdır? Yoksa başka nedenler de
söz konusu mu?Bu bağlamda şunu da sorayım:İçecek sektörünün Türkiye’deki
geleceği nedir?
Saptamanız doğru. Sektördeki oyuncuların da ortak düşüncesi
budur. Ama satışlardaki bu azalışı sadece hammaddelerdeki fiyat artışlarına
bağlamamak gerekir. Bu düşünceme sizler de katılırısınız sanırım. Bu yıl, diğer
yıllardan daha fazla “havalar” hakkında konuştuk. Yaptığımız sohbetlerde,
havaya ilişkin olarak en çok kullanılan ifade “yaz ne zaman gelecek?” sözüydü.
Bu söz Temmuz ortalarına kadar söylenegeldi.
Ama her şeye rağmen Türkiye 20–25 yıl öncesinin Türkiye’si değil. Her
türlü içecek yılın her mevsiminde içilir hale geldi. Grafiklerde gösterdiğimiz
tüketimin çan eğrisinin tepesi, eteklere doğru aşınmaya başladı.
Byıla özel bir olayı dikkate alarak sektörün geleceğine ilişkin
olarak karamsar olmamak gerekir.1980’li yılların başında gazlı içecek ve doğal
kaynak suyu sektörlerinde pet şişelerin payı hemen hemen yok denecek
kadar azdı.Bugün ise ;gazlı içecek sektöründe tüketilen her 100 lt.içeceğin
yaklaşık 80 litresi pet şişelerde tüketiliyor.Doğal kaynak suyu tüketiminde
ise;PC damacanaları bir yana bırakırsak
pet şişe kullanımı 100’de yüze yakındır.Önümüzdeki yıllarda pet
şişelerin ,içecek sektörünün öteki türlerinde de yaygın bir şekilde
kullanılacağını şimdiden söyleyebilirim.Biz de bu duruma göre pozisyon
alıyoruz.
- Son zamanlarda
bir kaç firma cam şişede su işine girdiler. Cam ambalajı kullanmalarının nedeni
olarak da cam şişenin daha sağlıklı olduğuna dair bir kanaat sahibi oldukları
söylentisi var?
Öncelikle şunu söyleyeyim.
Kanaatlere karşı görüş bildirmem doğru olmaz.
Ama yıllarını bu sektöre vermiş bir kişi olarak konuyla
ilgili bir iki şey söylemeden de geçemeyeceğim.
Türkiye’de insanlar ,30 yıl kadar önce,İstanbul,Ankara ve
İzmir dışında içme suyu gereksinimini musluk suyundan karşılıyordu.Bu üç büyük
ilde ise kent halkı,içme suyu
gereksinmelerini musluk suyunun yanı sıra , boşken 5,5 kg gelen 15 litrelik cam
damacanalar da satılan sular dan
karşılıyorlardı. Bu gün ise;büyük bir kitle,dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde
olduğu gibi,modern teknoloji ile donatılmış
su fabrikalarında üretilen pet ambalajlı su ile içme suyu gereksinimini
karşılamaktadır. Cam ne kadar sağlıklı bir içecek ambalajı ise; pet de o kadar
sağlıklı bir gıda kabıdır ve tüm dünya bunu böyle kabul etmiştir. İçme suyunu
cam şişede pazarlamanın arkasında başka
pazarlama yaklaşımları olabilir , bu da serbest ekonomilerde saygıyla
karşılanmalıdır. Bildiğim kadarıyla cam şişede su ambalajlayan 2 firma
var.Birinin pet üretimi yok.Diğeri de bir lokanta işletmecisi,pet şişede su
ambalajlayan bir firmada kendi adına dolum yaptırıyor.Yani ayrı bir işletmesi
yok.
Bu arada küçük ama ekonomik olarak önemli bir hususu da
belirtmek isterim. 330 ml su alan pet şişenin ağırlığı 10,5 gram; 330 ml su
alan cam şişenin ağırlığı ise en az 205 gramdır. Yani; cam şişe, aynı hacimdeki
pet şişeden yaklaşık 20 kat daha ağırdır. Pet şişe ile cam şişe arasındaki
fiyat karşılaştırması işine ise hiç girmeyelim isterseniz. Sözün özü, bu konuda
kararı nihai tüketici
verecektir.
-Şu an hangi teknolojileri kullanmaktasınız?İçecek Pazarının
dışında hitap ettiğiniz sektörler var mı?Kalite politikanıza ilişkin bilgi
alabilir miyız?
Pet preform üretimi son yıllarda çok hızlı değişimler
gösterdi.Daha hızlı,daha kapasiteli makinalarda,daha hafif preformlar
üretilmeye başlandı.Doğal ki;biz Artenius Turk Pet olarak tüm bu
yenilikleri yakından izlemek hatta
yeniliklere öncülük etmek durumundayız.
Elbette içecek pazarı dışına da hitap ediyoruz.Sıvı sabundan
şampuana,deterjandan motor yağına kadar bir çok sektörde faaliyet gösteren
müşterilerimiz var.2012 yılında ürün gamımızı ,özellikle bu sektörlere ilişkin
olarak genişleteceğimizi söyleyebilirim.
Kalite konusuna gelince;bu sorunuzu şu kısa sözcükle
yanıtlayım:’’Kalite kontrol edilmez,üretilir.’’Bizim felsefemiz budur.
- ARTENIUS
TURKPET bu pazarın en eski firması, yanlış anımsamıyorsam da 30 yılı aşkın bir
süredir bu işin içinde. Ve pazardaki hemen tüm yeni şeyler sizin öncülüğünüz
ile üretici ve dolayısı ile tüketici ile buluştu. Ancak zaman içinde yeni ve
güçlü oyuncularda pazarda yer almaya başladı. Gelecek için neler
düşünüyorsunuz? Yeni yatırımlarınız var mı? Artenius TURK PET’in yurtdışında
başka operasyonları var m?Türkiye ve dünya pazarında ki konumunuz nedir?
Sasa ile başlayan bu uzun yolculuk, sizin de söz ettiğiniz
gibi 30 yılı aşkın bir süredir devam ediyor. Elbette zaman içinde
rakiplerimizin ortaya çıkması doğaldır ve doğal karşılanmalıdır. Bu ülkemiz
için de bir kazançtır. Bu gün biz dahil, pazarda etkin olan rakiplerimiz de yeni teknolojilerle üretim yapıyorlar.
Ekonomide rakibin varlığı,ilk bakışta firma için olumsuz gözükse de son tahlilde ;araştırma - geliştirme
çalışmalarının yoğunlaşmasına, bunun sonucu olarak da yeniliklerin hayata
geçirilmesine yardımcı olur.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni yatırımları planladık.
Bunların önemli bir bölümü üst yönetimce onaylandı. Önemli oranda ses
getireceğine inandığımız birkaç yatırım için de yapılabilirlik çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. Kuvvetle umuyorum ki bu çalışmalar, 2012 yılı içerisinde yatırım değeri kazanıp hayata geçecektir.
Artenius ,Türkiye dışında APPE şemsiyesi altında ,7 ülkede 8
işletme ile faliyet göstermektedir.Bu ülkeler :Almanya,Birleşik
Krallık,Belçika,Fransa Yunanistan ,Fas ve İspanya’dır.Dünyanın 4-5.si
Avrupa’nın ise ;en büyük preform üreticisi konumundayız.
Türkiye’deki Pazar payımıza gelince;kendileri için preform
üreten firmaları dışarı bıraktığımızda Pazar payımızın tüm pazarın %30’unun
biraz üzerinde olduğunu söyleyebilirim.
- Ne tür yatırım
bunlar? Sakıncası yoksa Okuyucularımızla paylaşır mısınız?
Beni bağışlayın lütfen. Bu konuda son karar verici ben
değilim. Şimdilik neler olduğu bizde kalsın. Ama sizi önemli bir konuda
bilgilendirmek isterim. Bu yılın içinde İnegöl'deki üretim tesisimiz, BRC (British Retailer Consortium) – “İngiliz
Perakendecilik Konsorsiyum'u” sertifikasyonu alarak Avrupa'da bir ilki
gerçekleştirdi. İnegöl işletmemiz Avrupa’daki önemli tesisleri için
akreditasyon alan ilk büyük Pet üretim tesisi olup bu başarısı, firmamızın gıda
sektöründe kalitenin korunması konusunda titizliğini ve hassasiyetini
vurgulamaktadır. BRC/IOP Küresel Standart Belgesi, en yüksek küresel ürün
güvenliği ve kalite sertifikasyon programı olup,100'den fazla ülkede 14.000
sertifikalı üretici tarafından kullanılmaktadır.
- Ben de dergim
adına bu başarınızı kutlamak isterim. Sayın Atilla, firmanız, ARTENIUS TURKPET
adını bundan yaklaşık 5 – 6 yıl önce aldı. Daha önce Sasa,Advansave Artensa
idi. Biliyoruz ki firma, adı birçok kez
değişmesine karşın sektöre elaman yetiştiren bir okul niteliğini korudu ve
kritik personel görevde kaldı. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Bizim hikayemiz 1978 yılında ‘pilot’bir makinayla başladı ve
bu günlere ulaştık.Kurumsal firmalarda başarıyı yakalamak ve onu sürdürülebilir
kılmak ancak birbiri ile anlaşan bir ekip olmakla mümkündür. Bu arada ,birçok
teknik ve satışçı arkadaşımız zaman içinde ekibimizden ayrılmış, kimi
rakiplerimizde görev almaya başlamış, kimi de
kendi şirketlerini kurarak kendilerinin patronları olmuşlardır. Çoğuyla
hala görüşüyoruz ve onların başarılı olması bizi sevindiriyor. Çünkü; hepimiz
aynı gemideyiz ve bu gemi sadece kaptanlarla su üstünde kalamaz. Ayrıca,
Artenius'u bu sektöre elaman yetiştiren bir okul olarak tanımlamanız bizi mutlu
eder.
Bu soru bağlamında size bir konuda bilgi vermek isterim.
Anımsayacağınız gibi bundan 6 yıl kadar önce, 2005 yılında
Advansa olarak Türkiye'de faaliyet gösteren Amcor firmasının varlıklarını satın
almıştık. 2006 yılında La Seda Barcelona (LSB) grubuna dahil olduktan bir süre
sonra, Amcor'un Avrupa'daki tüm işletmeleri de gruba dahil oldu ve yeni oluşum
''APPE - Artenius Pet Packaging Europe'' adını aldı. Küresel bir firma olmamız
nedeniyle yılın son çeyreğinden
sonra kısaca APPE olarak anılacağız.. Adımız değişse de ,biz
ekip olarak yine görevlerimizin başında olacağız.
-Sayın Atilla,bu hoş sohbetimiz için teşekkür ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder