MARAKEŞ
Kızıl Kent
Casablanca’dan havalanan Fas Havayolları’na ait uçak, Marakeş’in Manera Hava Alanına inmek için alçalırken; uçağın penceresinden aşağıya baktım. Her yer kiremit tozu serpilmişcesine kızılımsıydı.
Fas’a, Ülkemizin ünlü bir tur şirketinin aracılığı ile gitmiştim. Tur, Casablanka ve Marakeş’i kapsıyordu. Tur deyince aklınıza hemen kalabalık bir turist grubu gelmesin. Fas’ı tercih eden sadece ben ve eşimdi. İlk kez böyle bir durumla karşılaşmıştım . Kazablanka'daki terminalde tur görevlilerini göremeyince; biraz endişelenmedim desem yalan olur. Ancak; bir iki telefon görüşmesinden sonra her şey yoluna girdi. Biz görevliyi terminal içinde bulmayı umarken, o bizi terminalin dışında bekliyormuş.
![]() |
Kızıl Toprakta Yeşil Hurmalar |
Bu kez Marakeş’de rehberlik edecek kişi bizi terminalin içinde karşıladı. Valizimizi 4 çeker bir SUV’a yerleştirirken, 40 yıllık tanış gibi yakınlaşmıştık, bu kaşı gözü ayrı oynayan Mağripliyle.
Aylardan nisan. Ama Buranın Nisanı ile İstanbul’un Nisanı arasında 10-15 derecelik bir fark var. Allahtan araba soğutuculu ve bu farktan kaynaklanan olumsuzluğu, en azından arabanın içindeyken hissetmiyor insan.
Hava alanı ile kent arası yaklaşık yarım saat. Her yan kiremit kırmızısı: Yol boyu gördüğüm evlerin rengi de toprağın renginde... Yol kenarında gördüğüm hurma ağaçlarının yeşili de olmasa; kendimi kızıl gezegen Mars’ta sanacağım.
Buranın yerlileri Marakeş’i ‘’kızıl kent’’ diye adlandırıyorlar. Hemen heyecanlanmayın; kentin kızıl unvanının komünizmle uzaktan yakından bir ilgisi yok. Kent kızıl sanını kiremit kırmızısı toprağından ve bu topraktan yapılmış kerpiç benzeri evlerinden alıyor. Taş ve tuğladan ev yapanlar da, kentin özelliğini bozmama düşüncesiyle olsa gerek, evlerini aynı tonda boyamışlar… Bir milyonun üzerindeki nüfusuyla Marakeş, her ne kadar ‘’kızıl kent'' diye anılsa da Berberi Dilinde anlamı ‘’Tanrının Ülkesiymiş’’ . Fas nüfusunun da önemli bir bölümünün Berberi olduğunu burada sırası gelmişken anımsatayım.
![]() |
Marakeş |
Her seyahatimizde olduğu gibi otelde dinlenmeden, kendimizi sokağa attık... İlk durağımız, buraya gelmeden övgüsünü duyduğumuz ve mutlaka görülmesi gerekli ilk şey olduğuna inandırıldığımız(!) ‘’mucizeler avlusu ya da kıyamet meydanı’’denilen Djemaa el Fina oldu.
![]() |
Koutibua Camisi |
Lafı uzatmadan, öncelikle şunu söylemeliyim: Sadece bu meydanı görmek için bile Marakeş’e gelinir. Gözlerinizi kapayın, üç yanı eski yapılarla çevrelenmiş binlerce metrekarelik bir alan düşünün. Daha sonra bu alana, öbek öbek insan topluluklarını 100 yıl öncesinin giyimi, kuşamı, aleti ve edevatı ile yerleştirin. Açın gözlerinizi şimdi. Karşınızda Djama el Fina Meydanı.
7 Yıl Sonra Koutibua- Cami Aynı, Değişen Ben |
Hava sıcak. Meydanı dolaşmaya, Arap tarzı ; rengarenk süslenmiş arabalarda satılan, gözünüzün önünde sıkılmış olan taze portakal suyunu içtikten sonra başlayabilirsiniz. Meydan’daki kalabalık, bir pazar yeri kalabalığından çok farklı. İnsanlar, her biri farklı gösteri yapan kişilerin etrafında ikişerli, üçerli sıralarla çemberler oluşturmuşlar. İlk çembere yaklaştım. Yabancı olduğum anlaşılınca bana ön sırada yer verdiler. Ortada bir anlatıcı. Elinde, sayfalarının alt köşesi çevrilmekten kararmış, kadın bedenini tüm çıplaklığı ile resimleyen bir anotomi(!) kitabı... Anlatıcı, kürsüde ders veren bir öğretmen havasında… Anlatılanları anlamadım ama adamın neden bahsettiğini anlamak için Arapça bilmeme gerek yoktu. Ben kitaptan çok seyircileri izlemeyi seçtim. Tamamı erkekti. Yüzlerinde şaşkınlıkla mutluluk arası bir ifade, kulakları anlatıcıda, gözleri hiç kırpılmadan kitabın sayfalarına dikilmiş, kadının vücudunu resimlerden de olsa keşfetmenin hazzını yaşıyor gibiydiler. İşin nereye varacağını tahmin ettiğim için ‘’filmin sonunu’’ beklemeden oradan ayrıldım.
![]() |
Souks- Bakır İşçiliği |
Meydan, mahşer yeri gibi. ‘’ Kıyamet Meydanı ‘’adını bu kalabalıklardan alıyor sanırım. Maymun oynatıcılar, yılan oynatıcılar, akrobatlar, meddahlar, falcılar,dövmeciler ,dilenciler ve bu kalabalığın olmazsa olmazı; yankesiciler…
![]() |
Djama e Fina Portakal suyu Satıcıları |
Djama el Fina, Medina’da yani eski kentte, geleneksel yemekler yiyeceğiniz orta karar birkaç restoran var. Buralarda yemeği ucuza getirebilirsiniz.
Akşamları ise meydanı seyyar yemek satıcıları işgal ediyor. Yemekleri baharatlı: Buraya dikkat isterim!
Akşamları ise meydanı seyyar yemek satıcıları işgal ediyor. Yemekleri baharatlı: Buraya dikkat isterim!
Meydan’ın hemen bittiği doğu yönünde Medina başlıyor. Souks diye adlandırılan bu bölgeye adımınızı atar atmaz kendinizi zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissediyorsunuz. Size yön duygunuzu kaybettirecek, güneş ışınlarının giremediği labirent benzeri daracık sokaklar, sokakların her iki yanında, bir birinin üzerine dayanmışcasına duran asırların yorgunu küçücük dükkanlar ve bu dükkanlarda satılan bin bir çeşit mallar...
Labirentin(!) derinliklerine doğru yürümeye devam ettiğimde; attığım her adımın, beni bu günden alıp geçmişe götürüyor duygusuna kapıldım. Satıcılar her yerde aynı; dükkanlarından çıkarak sizi karşılayıp, içeri davet ediyorlar. Dükkanlarda, gümüş işi takılar, bedevi kilimi, deve derisinden çanta ve terlikler, baharatlar, Berberi Sandaletleri, pirinçten yapılma mangallar, camdan yapılma el işi şamdanlar ve oymalı ağaç çerçeveli otantik aynalar… Kısaca ne ararsanız var. Her ne satıyorlarsa satsınlar mutlaka ‘’ Berberi Whiskisi ’’(!) dedikleri nane çayı ikram ediyorlar. Fas,’’ Mağripte’’ yani batıda olmasına karşın siyaseten Orta Doğu Ülkesi sayılıyor’’. Pazarlık burada da öteki Orta Doğu Ülkeleri'nde olduğu gibi alış verişin temelini oluşturuyor. Bir şey satın alacaksanız, önce ‘’ ona ‘’kendinizce bir değer biçin. Bu değer, satıcının istediği fiyatın üçte biri de olsa; önermekten çekinmeyin. Satıcı, sizin önerinizi az bulabilir, sahte bir kızgınlık belirtisi gösterebilir, zarar ettiğini söyleyebilir… Onu teskin etmenin yolu, fiyatı biraz daha artırmaktır. Baktınız olmuyor, dükkanı terk eder gibi yapıp kapıya yönelin. Sonuç mu? Genellikle ‘’ O şeyi ‘', almayı umduğunuz fiyata yakın bir bedelle satın alırsınız.
![]() |
Djama el Fina |
Madina içinde gezerken, ‘’Mellah’’ denilen Yahudi Mahallesine uğramazlık etmeyin.. Burada hala hizmet verdiği söylenen bir sinagog da var.
![]() |
Medina'ya başka bir Giriş Kapısı |
Marakeş sadece Medina mı?
Marakeş doğal olarak sadece Medina’dan oluşmuyor. Burada gezip görülecek birçok yer var. İşte bunlardan bir kaçı.
Koutibua Camisi, Kral V. Muhammed meydanında. İlk kez 1147 yılında yapılan cami daha sonra yıkılarak 1199’da yeniden yapılmış. Yıkılıp yeniden yapılma nedeninin yanlış planlama olduğunu söylediler. Tipik bir Arap Endülüs Mimari biçiminde yapılmış cami, süslemelerle bezenmiş.Cami geceleri aydınlatılıyor. Bu da ona ayrı bir güzellik veriyor.
Houman el Fetouki Meydanında yer alan Bahia Sarayı 19 yy ‘da Vezir Bou Ahmed tarafından haremi için yaptırılmış. Fas Sivil Mimarisi hakkında bilgi edinmek isteyenler için ziyaret edilmesi gereken mekanlardan biri. Sarayın insana huzur veren, muz ağaçları ile bezenmiş bir de bahçesi var.
![]() |
Bahia Sarayı |
Dar Si Said Müzesi. Saray kahyası olan Si Said’in sarayı bugün müzeye dönüştürülmüş. Müzede, Fas Halkı’nın günlük yaşamında kullandığı araç ve gereçler, geleneksel savaş aletleri, Fas’a özgü müzik aletleri ve ahşap oymacılığının çok güzel örnekleri sergileniyor. Müze, Riad Ezziotoun El Jadid Caddesinde.
Les Jardins Majorelle. Majorel Bahçeleri…
Bu bahçe, özellikle sıcak iklimlerde yetişen değişik bitkilerden oluşuyor ve insanda çölde serin bir vaha duygusu uyandırıyor.
Bahçe,Fas daha Fransa egemenliğinde iken Fransız sanatçı Jacques Majorell tarafından botanik bahçesi olarak tasarlanmış. Özellikle sıcak ülkelerde yetişen bitki ve ağaçlardan oluşan bahçeyi mutlaka ziyaret etmelisiniz. Bahçede sizi bir de sürpriz bekliyor. Bu sürpriz, ünlü Fransız Modacısı Y.S.Laurent’in burada sergilenen bazı kişisel tekstil koleksiyonları...
Y.S.Laurent her yıl tatilinin bir bölümünü Marakeş'te geçirirmiş. İlginç doğrusu. Ayrıca İslam Sanatları Müzesi de bu bahçede yer alıyor. Bahçe, Bah Yacoup el Mansur Meydanı’nında .
Ben Yusuf Medresesi, Kuzey Afrikanın en büyük ve en göz alıcı medresesiymiş. Medrese, Ben Yusuf Camisi ile bitişik olup . Almorayid Hanedanlığı döneminde yapılmış. Y.S.Laurent her yıl tatilinin bir bölümünü Marakeş'te geçirirmiş. İlginç doğrusu. Ayrıca İslam Sanatları Müzesi de bu bahçede yer alıyor. Bahçe, Bah Yacoup el Mansur Meydanı’nında .
![]() |
Saadian Mezarları |
Birbirine koşut mezarların bulunduğu alanda, Sultan ve oğulları için yapılmış ayrı bir mozole var. Mozolenin taban ve tavanı çok güzel el işi oymalarla bezenmiş. Kasbah Sokağında bulunan bu mezarlar, Marakeş'in en çok ziyaret edilen yerlerinden biri. Türbeyi, çoğunluğu Fransız olan aşırı bir turist kalabalığı ile deyim yerindeyse omuz omuza ''tavaf'' ettik.
Manera Bahçeleri. Atlas Dağları’nın eteklerinde yer alan bu bahçeler, ağırlıklı olarak zeytin ağaçlarından oluşuyor. İçinde büyükçe bir havuz ve piknik alanı bulunan Manera, ziyaret edilmesi gerekli yerlerden biri; görmenizi öneririm.
![]() |
Les Jardin Mojorelle |
Ne Yemeli
Öncelikle şunu söylemeliyim. Marekeş’te geleneksel yemekler yiyecekseniz; baharatla aranızın iyi olması gerekli. En önemli yemekleri kuskus. Kuskusun ne olduğunu anlatmama gerek yok sanırım.
![]() |
Marakeş'de Geleneksel Tatları Sunan Bir Restoran |
Bir başka yemekleri ise Tajin. Tajin, portakal kabuğu,soğan, et, patates, domates ve havuçtan oluşan bir yemek. Üstü,kubbeli bakır kapakla kapatılmış,toprak kaplarla servis yapılıyor.Hoş ve değişik bir yemek. Bu yemeği, geleneksel yemekler sunan bir çok restoranda bulabilirsiniz.Ben Marekeş’in ünlü restoranlardan biri olan Chez Ali’de yedim. Restoran eski bir Fas evi, otantik dekorlu.Yemek yerken geleneksel canlı müzik dinleyebilir, egzotik halk dansları izleyebilirsiniz. Öneririm. Gitmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırın,yer bulmak zor. E-Posta adresi: reservation@chezali-marrakech.com
![]() |
Aynı Restoranda yemek Sonrası |
Nelere Dikkat Etmeli…
.Fas, uzun yıllar Fransız egemenliğinde kaldığı için Fransızca, Berberice ve Arapça’dan sonra en çok konuşulan dil. İngilizce bileni bulmak zor.
.Kent’in modern bölgeleri geceleri, dış mahallelere göre daha güvenli. Kadınlar bile yarı geceden sonra tek başlarına dolaşabiliyor, motosiklet kullanabiliyorlar. Önerim ;geceleri merkezden pek ayrılmayın.
.Turist olduğunuzu anladıklarında - ki bunu, elinizde fotograf makinesi ile aval aval(!) dolaştığınız için anlamaları çok kolay- yanınıza yaklaşıp gönüllü rehber olmak istiyorlar. Siz gönülsüz davransanız bile çok ısrarcılar. Bu durumda kaşlarınızı hafifçe çatıp, sesinizi biraz yükselterek ‘’no no ! demeniz, onları başınızdan savmak için yeterli oluyor.
.Pazarlık yapmaktan çekinmeyin. Size önerilen her fiyat pazarlığa açıktır unutmayın.
.Önünüze, eskidir, antikadır diye serilen Berberi Kilimleri’nin güneşte, kimyasallarla soldurulduğunu ve onların birkaç hafta önce dokunduğunu unutmayın.
.Geleneksel Berberi kıyafetli kişiler, dilenciler, yılan oynatıcıları vb. ilginizi çekebilir. Onları fotograflamak isterseniz mutlaka para ödemelisiniz. Aksi takdirde aranızda ‘’maraza’’ çıkabilir.
.Kalabalık yerlerde çantanıza dikkat edin. Hırsızlık çok yaygın.
Alış Veriş
![]() |
Argan Yağı Çıkarıyorum |
Bu yağın çıkarıldığı küçük bir işletmede argan yağı çıkarmayı denedim. Küçük bir taş değirmende iğdeye benzer argan meyvesini-çekirdeğini öğütüyorlar. Erimiş çukolata renginde bir yağ çıkıyor.
Dedim ya zahmetli bir iş.
Argan yağının hem yağ olarak hem de krem olarak fiyatı pahalı. Yok illa alacağım diyorsanız üyelerinin kadın olduğu kooperatifin ürünlerini satın alın.
Unutmayın! Ne satın alırsanız alın, pazarlık yapmaktan çekinmeyin.
![]() |
Atlas Dağları Eteklerinde Tipik Bir Köy |
Yeniden Marakeş
Yukarıdaki yazıyı bundan tam 7 yıl önce yazmıştım. Marakeş'e bu yılın(2016) kasımında Birleşmiş Milletlerin düzenlediği Dünya İklim Değişikliği Konferansına katılan Türk Delegasyonun bir üyesi olarak yeniden gittim. Yukarıdaki satırlara, bir kaç yeni madde dışında ekleyecek çok fazla bir şeyim yok. Ancak hemen şunu söylemeliyim: Marakeş 7 yıl öncesine göre o kadar değişmiş ki... Ağaçlarla ve çiçeklerle bezenmiş geniş bulvarlar, çağdaş mimari örneklerini sergileyen binalar, yeni ve modern oteller, kafeler, restaurantlar ve niceleri... Mağrip(batı) diye bilinen ama uluslararası siyasette bir orta doğu ülkesi sayılan Fas'ın Marakeş'indeki bu değişime şaşırmadım desem doğruyu söylememiş olurum.
![]() |
Marakeş'in Çevresi |
İlk Seyahatim'de bir öğünümü Chez Ali'de yediğimi yazmıştım. Ancak Bu kez bir akşam yemeği için gittiğimiz Chez Ali, kentin yaklaşık 15 km dışında, çok büyük bir alana yayılmış olanolarak tümüyle turistlere yönelik olarak hizmet veriyor.
Chez Ali Giriş Kapısı |
Fas'ın Geleneksel Kuskusu |
Yemek sonrası ise bir padokta atlarla yapılan bir gösteriyi izleniyor.
Hediyesi 40 euro.
Ne yediğimizi yazmayı unuttum: Kuskus...
Atlas Dağları
Marakeş'e yaklaşık 60 km uzaklıkta olan Atlas Dağlarını, zamanınız varsa; ziyaret etmenizi önereceğim. Marekeş'den ayrıldıktan yaklaşık bir saat sonra, aşağıdaki çölle ilgisi olmayan ve aşağısı ile kıyaslandığında saklı bir cennet
sayılabilecek Atlas Dağlarına ulaşıyorsunuz. Araç yolu bir yerden sonra bitiyor. Rehberimiz 45 dakika kadar yürürsek ilerdeki şelaleyi de görebileceğimizi söyledi.
![]() |
Atlas Dağları |
Mandepsiye düşmeden şelalenin fotografı olup olmadığını sordum. Gösterdi...Şelalenin fotografını görünce, 45 dakika yürümemize değmeyeceği kararını verdim. Hele İzlanda'daki şelalelerden sonra...
Atlas Dağları gördüğüm kadarıyla biraz bizim Torosları andııyor.
(2009-2016)
Türkiye’nin Marakeş’de temsilciliği yok.İşlemler Rabat Büyükelçiliği tarafından yürütülüyor.
RABAT BÜYÜKELÇİLİĞİ
Adres: 7, AVENUE ABDELKRIM BENJELLOUN RABAT MAROC
Telefon: 00 212 37 66 15 22 00 212 37 66 15 44
Faks: 00 212 37 66 04 76
amb-tur-rabat@menara.ma
.Marakeş’e THY’nin doğrudan uçuşu yok. THY ile Önce Casablanca’ya , oradan yerel firmalarla Marakeş’e ulaşabilirsiniz. THY’nin her gün 09.50’de Casablanca uçuşu var.
.Bir USD yaklaşık olarak 8.57 Fas dirhemi(2009). 2016'da ise 1 USD 10.16 Fas Dirhemi ediyor.
![]() |
Bahia Sarayı Girişi |
![]() |
Chez Ali'de Çalgıcılar |
![]() |
Baharatçı |
![]() |
Börekçi Kadın |
![]() |
Kızıl Kent-Kızıl Evler |
![]() |
İslam Eserleri Müzesi |
![]() |
Saadian Mezarları Girişi |
Yaşar Atilla, her zamanki gibi nefis bir Marrakeş yazısı. Fotoğrafları da çok güzel. Yeniden hatırlattım. Kıyamet meydanında geziyor gibi oldum. Yerde kilim üzerinde diş çeken seyyar dişçi de görmüştüm. Takma damak da satıyordu. Ağzına takıyor, deniyor, olmazsa bir büyüğünü deniyordu. Ayakkabı gibi...Güzel yolculuklar, güzel yolculuk yazıları..Yazılarını bir arada topladığın 50 şehirlik kitapların...2017 de..
YanıtlaSil