ÇEVKO AMBALAJ ATIKLARINI GERİ DÖNÜŞTÜREREK EKONOMİMİZE
UCUZ HAMMADDE SAĞLIYOR(*)
Bu sayımızda ÇEVKO Çevre Koruma Ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı İktisadi İşletme Genel Müdürü Sayın Yaşar Nadir Atilla ile ÇEVKO ve çevre sorunları ile ilgili bir söyleşi yaptık.
*Sayın
Atilla, okuyucularımıza öncelikle ÇEVKO’yu tanıtır mısınız? ÇEVKO kimler
tarafından, ne zaman ve ne amaçla kuruldu?
-ÇEVKO,
Türkiye’nin önde gelen 14 büyük firması tarafından 1991 yılının 1 Kasım’ında
kuruldu. Kuruluş amacımızı özetle;’’ ambalaj atıkları için sürdürülebilir bir
geri kazanım sisteminin oluşturulmasında, yönlendirilmesinde paydaşlarımızla
birlikte etkin rol oynamak, çevre konusunda eğitim vermek, bu konuda yapılacak
bilimsel araştırmalara destek olmak’’ diye özetleyebiliriz.
*ÇEVKO,
ambalaj atıklarının değerlendirilerek ekonomiye
yeniden kazandırılmasını amaçlayan ülkemizdeki ilk vakıftı. Kurulduğunuz günden
bu güne neler yaptınız? Ne kadar ambalaj atığını geri dönüşümünü sağlayarak ekonomiye
kazandırınız? Çevre eğitimi konusunda ne gibi etkinlikleriniz oldu? Üyesi
olduğunuz uluslararası kurumlar var mı?
-Sorularınızı
sırayla yanıtlamaya çalışayım. Kurulduğumuz günden bu güne yaklaşık 24 yıl
geçti. İlk yıllarda ambalaj atıklarının ekonomiye yeniden kazandırılması konusunda
birçok yerel projeye imza attık. 2005 yılında çıkan Ambalaj Atıkları Kontrolü
Yönetmeliği ile ÇEVKO, ilgili bakanlık tarafından ‘’Yetkilendirilmiş Kuruluş
(YK)’’ olarak görevlendirilince; ülke genelinde daha etkin görevler ve projeler
üstlendik.
*Sırası gelmişken sorayım:’’ Yetkilendirilmiş
Kurulu’’ nedir, ne anlama geliyor?
-
24 Ağustos 2011 tarihli yönetmelik ile bundan önce çıkmış olan ambalaj atıkları
yönetmelikleri, piyasaya ambalajlı ürün süren firmalara, piyasaya sürdükleri
her birim ambalajlı ürünün belli bir oranını toplamak ve geri dönüştürmek
zorunluluğu getirmiştir. Bu zorunluluğun yanı sıra bu firmaları sürdürülebilir
bir çevre politikasının oluşması için tüketicilere eğitim verme, onları
bilinçlendirme konusunda da yükümlü kılmıştır. Takdir edersiniz ki; bir
firmanın böyle bir organizasyonu yurt çapında tek başına gerçekleştirmesi hem
güç ve hem de pahalıdır. Onun için bu firmalar, bakanlıkça kendilerine
getirilen yükümlülükleri bir YK’ya devrederek yönetmeliğin gereğini yerine
getirirler. YK da yükümlülüğünü üstlendiği firmalar adına hareket ederek,
bakanlıktan lisans almış toplama ayırma ve geri dönüşüm firmaları ile
anlaşmalar yapıp, yönetmelikte belirlenen orandaki ambalaj atığını toplatır
bunları belgeleterek/belgeleyerek hammadde olarak ekonomiye kazandırılması
organizasyonunu gerçekleştirir. Bu bağlamda ÇEVKO olarak 2014 yılında 1759
firmanın yükümlülüğünü üstlendik.
*Ambalaj
atıklarının geri dönüştürülmesi sonucu elde edilen hammaddenin, orijinal
hammaddelerden daha ucuza mal edildiğini, bu yolla da ekonomik anlamda önemli
miktarda tasarruf yapıldığını biliyoruz. Söz gelimi ÇEVKO olarak 2014 yılında
ne kadar ambalaj atığı topladınız ve bunun karşında ülkemiz ekonomisi ne
kazandı?
-ÇEVKO
olarak 2014 yılında yaklaşık 555 bin ton ambalaj atığını belgeli olarak
ekonomiye kazandırdık. Bunun Türk Ekonomisine katkısı 1,4 milyar TL olmuştur.
Olaya çevresel açıdan bakarsak 2014 yılında geri dönüşümünü sağladığımız kağıt
ve kartondan dolayı 4 milyon yetişkin ağacı kesilmekten kurtardık. Orman fakiri
olan ülkemiz için bu da yaklaşık 400 bin dönümlük orman alanı demektir. Yine
aynı yıl kağıt-karton ve kompoziti ambalajın geri dönüşümünden 6 milyar 300
milyon litre temiz su tasarrufu sağlanmıştır. Bu bir anlamda Aydın İli’nin yaklaşık
40 günlük su ihtiyacı demektir. Plastik ambalaj atıklarının geri dönüşümü ise,
ülkemizde akaryakıtın 117 milyon litre daha az kullanımı sonucunu doğurmuştur.
Bir başka deyişle 2,6 milyon otomobilin deposunu dolduracak kadar akaryakıt
tasarruf edilmiştir. Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Ancak olay sadece
ambalaj atığını geri kazanarak yaptığımız tasarrufla bitmiyor. Bildiğiniz gibi
CO’ çevreyi kirleten etmenlerin içinde en tehlikeli olanlardan biridir. ÇEVKO, 2014 yılında geri dönüşümünü sağladığı
ambalaj atıkları sayesinde 682 bin ton CO2’ye eş değerde sera gazının atmosfere
yayılmasını önlemiştir.
*Doğrusu
verdiğiniz bu rakamlar beklentimin bir hayli üzerinde. Bu nedenle şahsınızda
tüm ÇEVKO çalışanlarını kutlarım. ÇEVKO’nun bu başarılı çalışmalarının temelinde
bilgi ve deneyiminizin önemli rolü olduğunu düşünüyorum. Deneyimlerinizi paylaştığınız
ya da deneyimlerinden yararlandığınız uluslararası kurum ve kuruluşlar var mı?
-Çevre
konusunda uluslararası bilgi birikimi ve bu bilginin paylaşılması çok önemlidir. Ülkenizden yüzlerce kilometre uzakta olan bir
ülkede oluşan bir çevre felaketinin size mutlaka olumsuz etkisi olacaktır. Bu
nedenle dünyayı tek bir çevre olarak ele almak zorundayız. Dolayısı ile çevre
sorunlarınıza çözüm getirmek için elbette yurt dışındaki deneyimlere
ihtiyacınız olacaktır. Bu düşünce ile ÇEVKO, 2003 yılında Pro-Europe’nin
(Packaging Revovery Organisation-Europe) üyesi oldu. Bu kuruluşa Türkiye’nin de
aralarında bulunduğu 31 Avrupa ülkesi üyedir ÇEVKO, üye olduğu günden bu güne
Pro-Europe’un birçok komisyonunda başarılı çalışmalar yapmıştır. ISWA(International Solid Waste Association)
ise ÇEVKO’nun üye olduğu dünya çapında etkinlik gösteren bir başka kuruluştur.
2013 yılında kurulan ve kurucuları arasında yer aldığımız, biz dahil 22 Avrupa
Ülkesinin üye olduğu EXPRA’nın da (Extended Producer Resposibilty Alliance)
yönetim kurulu üyesiyiz.
*Bu
kuruluşlarla ne gibi ortak çalışmalarınız oldu?
-Bu
kuruluşlarla ülkemizde ve yurt dışında önemli ortak çalışmalarımız oldu. Ama
ben size son bir yıl içinde yaptığımız iki önemli çalışmadan söz etmek isterim.
Bu toplantılardan ilkini geçen yıl
Bükreş’de, ikincisini ise bu yılın Mayıs Ayında İstanbul’da düzenledik. EXPRA ile işbirliği yaparak düzenlediğimiz
uluslararası katılımlı bu toplantılara Balkan Ülkelerinin yanı sıra EXPRA’ya
üye kimi ülkelerin temsilcileri katıldı. Ülkemizdeki toplantıya ayrıca
Brezilya’dan da katılım oldu. Her iki toplantının teması ise ‘’sokak toplayıcılarının
mevcut sisteme nasıl dahil edileceğiydi.’’
*Hazır
yeri gelmişken uzun yıllardır toplumsal bir sorun haline gelen sokak
toplayıcılarına ilişkin bir soru sorayım. Bildiğimiz kadarıyla sokak
toplayıcılarının yaptıkları iş mevcut yönetmeliğe aykırı. Sokak toplayıcılarını
bu günkü koşullarda zabıta yöntemleri ile de önleyemeyeceğimize göre ne yapmalı
da bunları mevcut sistemin bir parçası haline getirmeliyiz. Sizin bu konudaki
görüşlerinizi merak ediyorum.
-
Yukarıda sözünü ettiğim uluslararası toplantıları düzenlemeden önce ön hazırlık
amacıyla, sokak toplayıcıları temsilcileri ve bazı belediyelerle ortak
toplantılar yaptık. Daha sonra öncelikle Balkan Ülkelerinde bu konuda neler
yapıldığını öğrenmek ve onların deneyimlerinden yararlanmak için bu toplantıları
düzenleme kararı aldık. Her ülke deneyimlerini ve görüşlerini aktardı. Benim kişi olarak bu toplantılardan
çıkardığım sonuç şu: Sokak toplayıcıları yasal bir çerçeve içinde yer almak
istemiyorlar. Sorun Türkiye’de de, Balkanlarda da Brezilya’da ’da aynı. Çünkü
bu insanların aylık ortalama geliri 4 bin TL civarında. Asgari ücret ya da ona
yakın bir ücretle çalışmak istemiyorlar. Resmi anlamda bir iş sahibi
olmadıkları için devletten ayrıca sosyal yardım ve ücretsiz sağlık hizmeti de
alıyorlar, esnek bir çalışma saatleri var. Dolayısı ile bu olanaklarından
yoksun kalmak istemiyorlar. Gerçek bu olduğu için sokak toplayıcılarını sisteme
dahil etmek zor. Zor ama imkansız da değil. Biz bu konuya çözüm getirmek
amacıyla bir dizi çalışma yapmaya devam ediyoruz. Bu arada Brezilya bu konuda
ilginç bir uygulama yapmış.
*Brezilya’da
ki uygulamada ilginç olan ne?
-Brezilya
200 milyonu aşan nüfusa sahip, işsizliğin yoğun, gelir dağılımının adaletsiz
olduğu ülkelerden biri. Orada bazı eyaletler, bu sektörde yasa dışı faaliyet
gösteren insanları belli mahalle ve semtlerde kooperatifleşmeye yönelterek
yasal sistem içine sokmaya başlamışlar. Uygulama belli bölgelerde başarılı
olmuş ama orada da sistem dışı sokak toplayıcılığı halen devam ediyormuş.
*Sayın
Atilla, anladığım kadarıyla bu sistemin önemli üç bacağı var. Belediyeler,
lisanslı firmalar ve YK’lar ya da bunlara yetki veren piyasaya sürenler. Bu üç
bacaktan biri olan belediyelerle olan ilişkilerinizden söz eder misiniz?
-Bu
yönetmeliğin kapsama alanına giren 1360 civarında olan belediye var. Bunların
yükümlülüklerinin ne olduğu AAKY’nin 8. Maddesin de tanımlanmış olmasına karşın
bizim işbirliği içinde olduğumuz belediye sayısı bu gün itibariyle 167’dir. Bu
da mevcut sayının yaklaşık %12’sine denk gelmektedir. Bizim dışımızdaki YK’ların
çalıştığı belediyeleri de hesaba katsak bile bu oran % 20’yi geçmez.
*Çalışılan
belediye sayısındaki bu düşük oranın sebebi nedir?
-Bunun
değişik sebepleri var. Bu da ayrı bir söyleşi konusu olur. Ben en iyisi size
ÇEVKO olarak sözleşmeli belediyelerle yaptığımız ortak çalışmalardan söz
edeyim.
AAKY’nin
8. Maddesine göre; “ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamak ve toplattırmakla
yükümlü’’ olan ve bizimle sözleşme yapan belediyelere ÇEVKO olarak, o belediye
sınırları içinde yaşayanlara eğitim desteği veriyoruz. Kapı kapı bilgilendirme
olarak adlandırdığımız bu eğitimde, YK olduğumuz 2005 yılından bu güne yaklaşık
22 milyon kişiye ulaştık. Ayrıca belediyelerin önerdiği okullarda öğrenciler ve
onların öğretmenlerine çevre ile ilgili eğitim programları düzenliyoruz.
Belediyelerin ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamalarını kolaylaştırmak
ve etkinleştirmek için ambalaj atık torbaları, iç mekan kutuları, konteynerler
ve cam ambalaj kumbaralarını onlara bedelsiz olarak sağlıyoruz. Özellikle cam
ambalaj kumbaralarının temini konusunda Şişe Cam Firması’nın büyük desteğini de
görüyoruz. Tüm bunların yanı sıra belediyelerin etkinliklerine olanaklarımız
ölçüsünde katkılarda bulunuyoruz.
*Sivil
toplum kuruluşları ile ilişkinizin düzeyi nedir? Kısaca söz eder misiniz?
-Çevre
ve çevrenin korunması konusunda faaliyet gösteren, il ve ilçelerde konsey ve
platform adıyla faaliyet gösteren STK’larla her zaman yakın ilişki içinde
olduk. Ayrıca farklı alanlarda faaliyet gösteren vakıf ve derneklerle de ilişki
içindeyiz. Söz gelimi, bu yılın bahar aylarında toprak aşınması ve ağaçlandırma
çalışmaları yapan TEMA Vakfı ile ortak bir proje yapıp yükümlülüklerini
üstlendiğimiz firmalar adına Denizli’nin Çal ilçesinde 3000 bin ağaçlık bir
ÇEVKO ormanı oluşturduk.
*Son
zamanlarda ‘’Çevre Dostu Mağazalar’’ konusu dillendirilmeye başlandı. Bu
mağazaların mevcutlardan farkı nedir?
-
Sizin de ifade ettiğiniz gibi ‘’Çevre
Dostu Mağazacılık’’ kavramı son yıllarda, özellikle gelişmiş batılı ülkelerde gündeme
geldi.. Ancak burada çevre dostu mağaza derken sadece çevreye dost ürünler
satan mağazaları kastetmiyorum. Çevre dostu mağaza, genel anlamıyla çevreyle
barışık mağaza demektir. Bir mağazanın çevre dostu olarak kabul edilmesi için daha
başlangıçta mağazanın yapımında kullanılan yapı malzemelerinden reyonlarına
kadar birçok konuda çevresel faktörleri öne alarak, işleyişini ona göre
düzenlemesi gereklidir. Mağaza mümkün olduğunca az enerji tüketecek yöntemlere
aydınlatılır, ısıtılır ya da soğutulur. Bu mağazalarda müşterileri çevre konuşunda
uyaran, onları bilgilendiren çeşitli görseller bulunur.
Atıkların hem mağazanın mal kabul bölümünde, hem de tüketicin ulaşabileceği
alanlarda ayrı olarak toplanabilmesi amacı ile kullanılabilecek konteynerler
mevcuttur. Bu mağazalarda en az atık oluşturmak ve doğal kaynakların verimli
kullanılması önde gelen amaçtır. Isı yalıtımı, Kısaca ÇDM ‘’Yeşil Mağaza’’ demektir. Beklentimiz
bu tür mağazaların ülkemizde de yaygınlaşmasıdır.
*5
Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında ne gibi etkinlikler yapıyorsunuz?
-Yıllardır, sözleşmeli olduğumuz
belediyelerin 5 Haziran Dünya Çevre günü kapsamında gerçekleştirdikleri çevre
haftası etkinliklerine çeşitli desteklerde bulunuyoruz. Bu desteklerin bir
bölümü onların organizasyonlarına teknik destek oluyor. Çocuklara yönelik,
çevre temalı konuların işlendiği tiyatro oyunlarımızı anlaşmalı olan tiyatro
grubumuzla bu etkinliklere katılıyoruz. Bu yıl ÇEVKO Çocuk Tiyatromuz aracılığı
ile 5000 öğrenciye çevre bilinci aşılayan temsiller verdik. Ayrıca çocuklara
tarafından çok sevilen sempatik kedimiz Çevki de bu etkinliklerde önemli
görevler üstleniyor.
*163 belediye ile çalıştığınızı
söylediniz. Bunların tümünün etkinliğine katılabiliyor musunuz?
- Birkaç ekiple çalışmamıza
karşın, bir haftalık sürede hepsine katılmamız mümkün olmuyor Bu nedenle
belediyelerin bazılarına etkinliklerini bir hafta içine sığdırmak yerine yıla
yaymalarını talep ediyoruz
*ÇEVKO’nun etkinliklerinde birçok ünlünün
gönüllü olarak yer aldığını biliyoruz. Ünlülerle yürüttüğünüz sosyal sorumluluk
projeleri hakkında bilgi alabilir miyiz?
-Bildiğiniz gibi ÇEVKO olarak her yıl daha temiz
bir çevre ve sürdürülebilir çevre politikalarına dikkat çekmek için kamu
spotları hazırlıyoruz. Geçmiş yıllarda çevreye duyarlı çevre gönüllüsü birçok
ünlü ile birlikte projeler geliştirdik. Söz gelimi 2014 yılında PET ambalaja ilişkin
kamu spotumuzda Gripin grubu görev aldı. Cam ambalaj konulu bu yıl ki kamu
spotumuz da ise ünlü sanatçı Emel Sayın oynadı. Bu yılki izlenirlik oranımız
henüz belli değil. Ama geçen yılki kamu spotumuz en fazla izlenen kamu spotları
arasında üçüncü olmuştu. <yine geçen yıl başlayan ve bu yıl da devam eden
Zeytinburnu Belediyesi ile ortak yaptığımız ‘’Evlerden Evrene’’ konulu projede
ise değerli sanatçı Zeliha Sunar ÇEVKO’nun yüzü olarak yer aldı. Gerçek bir
çevre dostu olan Sayın Sunar, davet ettiğimiz her etkinliğe gönüllü olarak
katılmaktadır.
*Sizin PET ambalajların ülkemiz genelinde
yaygınlaşmasında önemli roller üstlendiğiniz biliyoruz. Hatta içecek sektöründe
‘’PET’in Duayeni’’ diye anılıyorsunuz. Bu nedenle siz PET ambalaja ilişkin bir
soru yönelmek istiyorum. PET ambalajın, özellikle içecek sektöründeki bu günkü
durumu nedir, bunların geri dönüşümü nasıl sağlanıyor?
- Sektörden 2 yıldır fiili olarak ayrılmış
olmama rağmen hakkımda düşündükleriniz ve iltifatınız için teşekkür ederim.
Sizin de yakından bildiğiniz gibi PET ambalaj sektörün neredeyse başlangıcından
bu güne 30 yıl hizmet ettim. Bu süre içinde PET konusunda birçok çevrede
olumsuz görüş oluşturulmaya çalışılsa da PET’in kırılmaz, hafif, ikame
ambalajlara göre ucuz ve en önemlisi kolay şekillendirilebilmesi kullanımının
her yıl artması sonucunu doğurdu. Bu gün ülkemizde PET ambalaja olan iç talep
yaklaşık 250-260 bin tondur. Bunun %85’i gazlı ve gazsız içecek sektöründe kullanılmaktadır.
30 yıl öncesi içecek sektöründe kullanılan PET miktarının 5-6 bin ton civarında
olduğunu düşünürsek, PET’in gıda sektöründeki önemini daha net anlayabiliriz.
PET ambalajın toplanıp geri dönüştürülmesinde
sistemden kaynaklanan kimi sorunlar var. Ancak buna karşın ÇEVKO olarak geçen
yıl 60 bin ton kadar PET ambalajı dönüştürüp, büyük bir bölümünü sentetik elyaf
sektörünün girdisi haline getirdik. Bizim dışımızda faaliyet gösteren öteki
YK’ların ve sokak toplayıcıları tarafından belgesiz olarak topladığı PET şişe
atıklarını da dikkate alırsak; yaklaşık 125-130 bin ton PET şişenin hammadde
olarak ekonomiye kazandırıldığını söyleyebilirim.
*Sayın Atilla, 30 yıl PET şişe sattınız. Şimdi
de sattığınız PET şişeleri toplayıp, değerlendiren bir vakfın, ÇEVKO’nun Genel
Müdürüsünüz. Bunu kaderin bir oyunu olarak yorumlayabilir miyiz?
-Zaman zaman ben de böyle düşünmüyor değilim.
Sen yıllarca PET sat, sonra dön onları topla. Haklısınız galiba
.
*Sayın Atilla bize vakit ayırdınız.
Verdiğiniz bilgiler ve bu güzel sohbetimiz için teşekkür ederim.
-----
(*)Bu söyleşi Drinktechmarket Dergisi'nin Ekim 97. sayısında yayınlanmıştır.
-----
(*)Bu söyleşi Drinktechmarket Dergisi'nin Ekim 97. sayısında yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder