SAN MARİNO
Bunlar Ulusal Futbol Takımlarının ilk deplasman golünü bize atmamışlar mıydı?
Yurtdışı yolculuklarımın önemli bir bölümünü Avrupa ülkelerine
yaptım. Şu ana kadar saymadım ama iş seyahatleri de dahil olmak üzere bu
ülkelere 150’nin üzerinde seyahat ettiğimi söyleyebilirim. Söz gelimi
Almanya’ya en az 20 kez gitmeme karşın, ne Andora’ya, ne Monaco’ya ne de Lihteştayn
ve San Marino’ya hiç gitmedim. Birçok kez bu ülkelerin çok yakınlarına kadar
gitmiş olmama karşın bir türlü buraları görmek nasip olmadı. Sonunda,
gidemediğim ülkelerden biri olan San Marino’yu, Rimini’de açılan bir fuarı
ziyaretim sırasında serbest olan bir günümde ziyaret ettim.
San Marino'dan Kuş Bakışı |
Dünyanın En Eski Cumhuriyeti
San Marino hakkında edindiğim bilgiler içinde bana en ilginç
geleni, bu devletin dünyanın en eski cumhuriyeti olduğuydu. Yaklaşık 30 bin
kişinin yaşadığı bir yere ‘’devlet demek ne derece doğrudur’’ diye
düşünenleriniz olacaktır. Ancak, bayrağı, kendine özgü İtalyancası ve ulusal
kimliklerine düşkünlükleri ile San Marino, sınırları cetvelle çizilmiş, ulusal
bilince sahip olmayan milyonlarca, nüfusuna karşın bir türlü ‘’devlet
olamayan’’ sözde ülkelerin yanında gerçek bir devlettir.
San Marino'da Gün Batımı |
San Marino, denize kıyısı olmayan, Adriyatik Denizi'nden yaklaşık
20 km içerde, Apenin Dağları arasına sıkışmış ve deniz seviyesinden yaklaşık 750
metre yükseklikteki Titano Tepesi (Monte Titano) üzerine kurulmuş bir kent
devleti. Kuruluşu yaklaşık 1700 yıl geriye gidiyor. Zamanın egemeni Roma’nın zulmünden
kaçan hıristiyanlar, başlarında taş ustası Marinus olmak üzere gelip bu tepeye
yerleşerek ve aşağı ovadan bakıldığında bir kartal yuvasını andıran bu günkü San
Marino’yu kurmuşlar. Bu gün yüksek ve kalın taş duvarlarla çevrili olan San Marino’yu
kuranların başında yer alan Marinus’un iyi bir taş ustası olması, bu kalın
ve yüksek taş duvarların nedenini açıklıyor olsa gerekir. İlk yerleşimden sonra
San Marino’nun egemenleri, zaman içinde Titano tepesinin eteklerinde yer alan
arazileri de satın alarak San Marino’yu bu günkü sınırlarına kavuşturmuşlar.
Teleferik |
Nerelere Gidilir
San Marino, etrafı yüksek surlarla çevrili, bu surların üzerinde
gözetleme ve savunma amaçlı yapılmış kuleleri, daracık, taş döşeli sokakları,
yine bu sokakların her iki yanında birbirine omuz vermiş taş evleri ile sizi
bulunduğunuz çağdan 500 yıl öncesine götürecek mimarisi ile görülmesi gereken
bir kent. Gerçekte birçok kentte, özellikle tarihsel özellikleri olan kentlerde
söz gelimi Lizbon’da, Valetta’da, Tallin’de, Filibe’de ya da Rabat’ta (Malta)
sizi birkaç yüzyıl gerilere götürecek, o günden bu güne değişmeden kalmış
sokaklara, hatta mahallelere rastlayabilirsiniz. Ancak San Marino’yu bu kentlerden
ayıran en büyük özellik; San Marino’nun tamamının, yüz yıllar öncesi özelliğini
korumasıdır. San Marino’yu da özel kılan da bu olsa gerekir.
Kulelerin En Büyüğü Guita- Cesta'dan Görünüş |
San Marino’nun görülesi yerlerinin başta geleni, kentin içindeki
küçük kalelerde yer alan Guita, Montale ve Cesta kuleleridir. Kulelerin en
büyüğü Guita 11. Yüzyılda yapılmış.
Kule öyle bir yarın başında kurulmuş ki, kuleden
aşağıdaki ovaya bakarken kendinizi uçakta sanıyorsunuz. Ovanın görünüşü müthiş.
İkinci büyük kule ise Cesta’dır. Kule
yine savunma amaçlı olarak 13. Yüzyılda yapılmış. Kule’nin içindeki müzede, zamanında
kullanılmış silahları yer alıyor. Bu arada şunu da eklemeden geçmeyeyim:
Cesta
Kulesinin en güzel fotoğraflarını Guita’dan, Guita’nınkileri ise Cesta’dan
çakebilirsiniz. Ziyarete kapalı olan 3. Kule olan Montale, kulelerin en küçüğü.
Kulenin yapım tarihi 14. Yüz yıla kadar gidiyor. Bu kulenin en güzel
görüntülerini ise Cesta’nın en tepesinden alabilirsiniz. Her üç kule de dimdik
ayakta; sanki birkaç yıl önce yapılmış gibi…
Başka Bir Açıdan Guita |
Çesta Kulesi |
St.Marinus Müzesi, St. Francis Kilisesi, Plazzo Publica ve
İşkence Müzesi San Marino’da ziyaret edebileceğiniz yerlerden bazıları. Plazzo
Publico (Halk Evi), ilk kez 14. Yüz yılın sonlarında yapılmış ön cephesi 2
sütunlu olan bu taş yapının bir de saat kulesi var. Plazzo Publico’nun şimdiki yerinde
olan ilk bina ilk yapıldığı tarihten
itibaren birçok onarım geçirmesine karşın 19 yy’da yıkılmış, bu günkü binanın
temeli 1884’de atılmış, yapımı yaklaşık 10 yıl sürmüş. Mimarı Francessco Azzuri’ymiş.
En son onarımı ise 1996 yılında Mimar Gae Aulenti yapmış. Plazzo Publico’da birçok yönetim odası var. Genel kurullar, toplantılar ve kamusal törenler burada
yapılıyomuş. Saat 09.00-17.00 arası ziyaret edilebiliyor.
Plazzo Publico |
Plazzo Publico’nun önünde,
ortasında heykel bulunan bir de küçük meydan var.
St Marinus Bazilikası
şimdi müze olarak kullanılıyor. Bazilikanın geçmişi 700 yüz yıla dayanıyor. Ama
bu günkü haline 1836 yılında kavuşmuş. Neo Klasik biçemli bazilikanın Korint
tipi 6 sütunlu girişi ve bu girişin üstünde Roma tapınaklarını andıran üçgen bir
alınlık var.
St. Marinus Bazilikası |
Canlı Olarak Bir Kaç Saksı Çiçeği ve Ben- San Marino'da Tipik Bir Sokak |
Tipik Bir Sokak Daha |
St.Marinus Bazilikası |
San Marino’da bir de teleferik var. Kentin dışından kalkan
teleferik sizi San Marino’ya (Borgo Maggiore) ulaştırıyor. Eğer San Marino’ya
otobüsle gelirseniz teleferik otobüsün son durağının çok altında kaldığı için
binemezsiniz. Yok! araba ile gelirseniz; o başka. Hediyesi 5 euro.
Ne Yenir Ne İçilir
San Marino Mutfağı orijinal özellikleri olan bir mutfak değil.
Zaten dört bir yanı İtalya ile çevrili olduğu için İtalyan Mutfağının etkisinde
kalmaması mümkün de değil. O nedenle burada en çok yiyeceğiniz şeyler makarna
türleri ve pizza.
İçeceklerine gelince; buralara kadar gelip de ünlü şaraplarından tatmamak olmaz. Zaten San Marino’da tüm bir günü geçireceğiniz için yemek yerken ya da bir kafede dinlenirken bu şaraplardan tatmak için yeterli zamanınız olacaktır. Buranın evde yapılan şaraplar da ünlü dediler ama oturduğum kafelerdeki listelerde ev şarabına rastlamadım.
Bu arada Titanbrau Ambrata birasını ve
Limoncello denilen buraya özgü limon likörünü de deneyin.
Tatlılardan ise buraya has çikolatalı keki önerebilirim. Adını 3
kulelerden almış: Torta de Tre Monti.
San Marino’ya gelip de dondurma yememiş olmaz. Mutlaka lezzetli
dondurmalarının tadına bakın.
San Marino’da yemek fiyatları abartılı değil. Makarnalar ve, pizzalar yaklaşık 4.5-6.5 euro civarında. Yanlarında bir bardak
şarapla 8-10 euro hesap ödersiniz.
Alış Veriş
San Marino’nun ana geliri turizm. Bu nedenle tüm sokaklarında
hediyelik eşya satan birden çok dükkan var. Bu hediyelik eşya dükkanlarında, İtalyan
yapımı saatler, magnetler, San Marino için neredeyse dış satım kalemi sayılacak
pul koleksiyonları, mermer tozu ve polyester ile karıştırılıp kalıba
döküldükten sonra bir tür metalle kaplanmış kral, tanrı ve şövalye heykelleri
satın alabilirsiniz. Fiyatlar, parası Euro karşısında pula dönmüş bir ülkenin
yurttaşı olarak bana bile pahalı gelmedi. Belki turizm sezonunun sonunda
gittiğim için fiyatlar indirimdeydi. Bilemiyorum.
Alışverişlerinizde küçük bir pazarlık payı var. Aklınızda
bulunsun.
Nelere Dikkat Etmeli
.San Marinolular ulusal kimliklerine çok düşkünmüşler. Hani bir
İskoç,
-'' İngiliz misiniz? ''sorusuna nasıl tepki verirse, San Marinolular da '' İtalyan mısınız ?''sorusuna aynı ölçüde tepki verirlermiş. Benim başıma gelmedi ama gene de uyarayım dedim.
-'' İngiliz misiniz? ''sorusuna nasıl tepki verirse, San Marinolular da '' İtalyan mısınız ?''sorusuna aynı ölçüde tepki verirlermiş. Benim başıma gelmedi ama gene de uyarayım dedim.
.Kenti rahatlıkla, size çarpacak otomobil korkusu olmadan
dolaşabilirsiniz. Çünkü surların içine dışradan motorlu araç sokmuyorlar. Sokaklarda dolaşan bir kaç araba ise resmi araçlar sanırım
.Bu arada San Marino’ya turizm mevsiminde gelenler ‘’yankesici
var’’ uyarısında bulunuyorlar. Ben kasımda orda olduğum için ‘’yankesici
sezonuna’’ denk gelmedim.
.Kulelere giriş paralı. Kapalı olan 3. kule dışında her kuleye
giriş 4.5 euro. Bu arada müzeler de paralı. Ama siz iki kule ve üç müze için
bilet alırsanız 10 euro ödeyersiniz, aklınızda bulunsun.
San Marino’luların biz Türklere sempatisi varmış dediler.
Aslında Avrupalılar bize pek sempatik bakmazlar. Bu nedenle şaşırmadım desem yalan
olur. San Marino Ulusal Futbol Takımının deplasmandaki ilk, dünya kupası elemelerindeki ilk ve penaltı dışında
attığı ilk gölü bizim Ulusal Futbol Takımımızın filelerine atmış olması bu
sempatinin nedeni olabilir mi? Ne
dersiniz ?.
Nasıl Gidilir
San Marino’ya ülkemizden kalkan
bir uçakla doğrudan gidemezsiniz. Önce Bologna’ya uçakla, oradan da yaklaşık 2
saat süren tren yolculuğu ile Rimini’ye gitmeniz gerekli. Rimini tren
istasyonun hemen yakınındaki otobüs durağından San Marino’ya otobüs kalkıyor. Rimini
San Marino arası yaklaşık 20 km olmasına karşın otobüs yolculuğu dur-kalkla
yaklaşık 50 dakika sürüyor. Otobüs sizi surların dışında bırakıyor, kente yürüyerek
gidiyorsunuz. Otobüs gidiş- dönüş 10 euro.
-----
(Kasım 2015)
Ziyarete Kapalı Olan En Küçük Kule-Montale |
Cesta Kulesindeki Savaş Gereçleri Müzesi |
San Marino Yerel Bira Markaları |
Rimini San Marino Otobüs Saatleri |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder