AGRA
Aşkın Delilik Hali…
Hindistan’daki ikinci durağımız Agra Kenti’ydi; hani
bulmacalarda ‘’Tac Mahal’in bulunduğu kent’’ diye sorulan sorunun yanıtı olan…
Çok ilginçtir; bir çok kimse Tac Mahal’i bilir de, bu anıtın bulunduğu kentin
adını bir türlü anımsayamaz. Paris’i Eiffel’siz anımsayabiliriz ama Agra’yıTac Mahal’siz anımsamak zor; ben de anımsayamıyanlardanım. Agra’ya Jaipur’dan otobüsle gittik. Önce otele şöyle bir
uğrayıp, valizlerimizi bıraktıktan sonra
ver elini Tac Mahal…
Tac Mahal’i ve onun hüzünlü öyküsünü anlatmadan önce bu anıt
mezarın bulunduğu kent olan Agra’ya ilişkin kısaca bilgi vereyim.
Agra, kuzey Hindistan’da bulunan yaklaşık 1. 7 milyon kişinin
yaşadığı bir kent. Yaşayanların % 40’ımüslüman ve Budistlerce kutsal sayılan 2
nehirden biri olan Yamuna Agra’da. Zamanında Babür İmparatorluğuna
başkentlik yapmış olan kentte Tac Mahal’in dışında hayalet kent Fatehpur Sikri’yi,
Agra Kalesi’ni ziyaret edebilirsiniz. İşte okadar...
Neyse; Agra’yı sebeb-i ziyaretimiz olan Tac Mahal’e doğru
yola koyulduk. Otobüste bir heyecan bir heyacan, sormayın… Her kes Tac Mahal
hakkında bildiklerini yanındakine anlatıyor, rehberi dinleyen pek yok gibi. Özellikle
kadınlar kıpır kıpır. Öyle ya dünyanın, bilinen en büyük aşklarından birinin
somutlaştırıldığı bir yeri ziyarete gidiyoruz.
Tac Mahal'e giderken yol boyunca Hindistan, tüm çıplaklığı ile- gerçekten yarı çıplak insanlarıyla-pisiliği ile müthiş doğal zenginliğine karşın yoksulluğu ile bir kez daha belleğime kazınıyor.
Tac Mahal'e giderken yol boyunca Hindistan, tüm çıplaklığı ile- gerçekten yarı çıplak insanlarıyla-pisiliği ile müthiş doğal zenginliğine karşın yoksulluğu ile bir kez daha belleğime kazınıyor.
Agra |
Yüksek duvarlarla çevrilmiş Tac Mahal’e büyükçe, kızıl taştan işlemeli yüksek bir kapıdan giriliyor.Girişte kontrol var.İçeri girerken bazı yasaklara hazırlıklı olmanız
gerekiyor. Söz gelimi; sırt çantası ile içeri giremiyorsunuz.. Sadece onla kalsa iyi. Makyaj malzemesi, parfüm,tarak, fırça, çakmak, sigara, şişe suyu ve yiyeceğe izin
vermiyorlar. Ya kamera? İşte
ona izin var. İçeri girerken ayakkabılarınıza
galoş takmanız gerektiğini de sırası gelmişken anımsatmalıyım.
Giriş kapısından Tac Mahal’in bulunduğu alana adımınızı atar
atmaz, fotograflardan tanıdık gelen o muhteşem görüntü ile
karşılaşıyorsunuz. Anıta yaklaştıkça, ne kadar usta fotograf sanatçısı olursanız olun; ışık, fotograf çekmeniz için ne denli uygun olursa olsun, bu
görüntüyü bire bir yansıtmanız olanaksız. Hadi görüntüyü en gelişmiş
kameranızla aslına uygun olarak yansıttınız diyelim… Ya o görüntüyü tamamlayan,
dünyanın en görkemli aşk öyküsünün büyüsünü kameranıza sığdırabilir misiniz?
Tac Mahal Giriş Kapısı |
Tac Mahal için muhteşem dedim. Son yıllarda ‘’muhteşem’’
sözcüğü o kadar sıradan şeyler için kullanılır oldu ki; bu sözcüğü ulu orta
kullananların Tac Mahal’i bir kez ziyaret ettikten sonra, şapkalarını önlerine koyup,
muhteşem sözcüğünü sadece Tac Mahal gibi gerçekten muhteşem olan yapıtlar için
kullanmalarını öneririm.
Tac Mahal’nin hüzünlü öyküsüne gelince; Babür Hakanı Cihan Şah, üç karısı içinde en
çok , Ecüment Banu’yu (lakabı mümtaz)
sever, onu ötekilerden üstün tutup, arapçada seçilmiş,diğerlerinden üstün tutulan anlamına gelen'' Mümtaz'' diye çağırırmış.. Gelelim öykünün
devamına. Cihan Şah Mümtaz’ı o kadar severmiş ki; hiç yanından ayırmaz, savaşta
bile yanından eksik etmezmiş. Çiftin 7’si doğum sırasında ya da çocuk yaşta
ölen 13 çocukları olmuş. Mümtaz,1631 yılında 14. çocuğunu doğururken ölünce-tarihçiler
14. çocuğun yaşayıp yaşamadığı hakkında bilgi vermiyorlar-; Şah Çihan’ın da
dünyası kararmış, biricik aşkı için dünyada eşi benzeri bulunmayan bir anıt
mezar yaptırmaya karar vermiş.
Yer olarak da Hintlilerce kutsal sayılan Yamuna Nehri’nin
kıyısını seçmiş. Anıt Mezar’ın mermerleri Agra’ya 300 km mesafeden filler tarafından
taşınarak getirilmiş. 1632 yılında yapımına başlan anıt mezar, 20 bin işçi ve
ustanın yıllar süren çabasıyla 1652 yılında tamamlanmış. Rivayet o dur ki; Cihan
Şah, benzerini yapmasınlar diye Tac Maha’li yapan ustaların ellerini kestirmiş.
Ben bu söylenceye ‘’şehir efsanesi’’
diyorum. Böylesine sevgi dolu bir aşığın,’aşkını somutlaştıran’ anıtı yapanlara bu cezayı reva göreceğini
sanmıyorum. Geçelim…
Tac Mahal, 4 minareli ve yerden yüksekliği 82 metre olan bir
kubbeden oluşuyor.Dışardan görünen bu ana kubbenin altnda 30 metre yükseklikte
bir iç kubbe daha var ve bu kubbenin altında Cihan Şah ve onun biricik aşkı Mümtaz
Mahal’in mezarları yer alıyor. Bu kubbenin altında bir ses 7 kez yankılanırmış dedi rehberimiz. Ama onca kalabalık ve gürültü içinde kendi sesimizi bile duyamıyorduk değil ki sesimizin yankısını.Oysa insan burada, dünyanın en büyük aşıklarının kabrinde sadece sesizliğin sesini duymayı arzuluyor.
Tac Mahal’in duvarlarında akik, sedef, firuze,inci, yakut gibi taşlar çakılmış ama taşlar ''çakma'' değil, hepsi gerçek.
Tac Mahal’in duvarlarında akik, sedef, firuze,inci, yakut gibi taşlar çakılmış ama taşlar ''çakma'' değil, hepsi gerçek.
Mümtaz Maha'lin Mezarı Sağda, Cihan Şah'ın Mezarı Solda.Şah Cihan sonradan gömüldüğü için kubbe merkezinden sola kaymış.M.Mahal'in Mezarı ise kubbe merkezinin altında (Fotograf flaşsız çekildi) |
Anıt'ın bahçe’si yaklaşık 180 dönüm; çiçekler, ağaçlar ve havuzlarla
bezenmiş...
Bahçenin Tac Mahal'e yakın bir köşesinde ağaçların arasına gizlenmiş gibi duran, muhteşem Tac Mahal’e mahcubiyetle bakan kahverengi, kızıl taşlarla
yapılmış küçük bir saray gözüme çarptı. Neyin nesiydi bu yapı? Bahçeye ya da
anıta göz kulak olanlar için yapılmışsa; onlar için gereğinden fazla gösterişliydi. Eni iyisi bunca
kalabalığın arasından rehberimizi bulup sormak.
Tac Mahal’e giriş yaklaşık 5 USD.
Size son bir öneri
:Tac Mahal’i karış karış gezdikten sonra ,Yamuda Nehrinin üzerinden güneşin
batışını izleyin ve sevdikleriniz için neler yapabileceğinizi düşünün. Kendinizi rahatlamış hissedeceksiniz.
Fatehpur Sikri
Agra’da ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri de Agra’ya
yaklaşık 45 dakikalık mesafede olan hayalet
kent diye de bilinen Fatehpur Sikri’dir.
Doğuda her kentin bir öyküsü vardır. Hayalet Kenti’n öyküsü de şöyle: Babur İmparatorluğunun kurucusu olan Babür Şahın torunu Ekber Şah, bir çok dinden ve ulustan kadınla evlenmiş olmasına karşın hiç çocuğu olmamış. Eee! imparatorluk veliaht ister. Çare evliyalarda. O da Selim Çisti adında bir evliyaya başvurur. Evliya, Şah’n üç çocuğu olacağını muştular. Bir süre sonra Ekber’in 3 oğlu olur. Bunun üzerine Şah, evliyanın dergahının yakınına bir kent kurar adını ‘’zafer kenti’ anlamına gelen Fatehpur Sikri koyar ve yaklaşık 10 yıl burada yaşar. Ancak kentin en büyük sıkıntısı susuzluktur.Çar naçar kent terk edilir ve burası hayalet kente dönüşür.
Agra Kalesi (Agra Fort)
Fatehpur Sikri |
Agra Kalesi (Agra Fort)
UNESCO'nun 1983 yılında dünya mirası listesine aldığı Agra Kalesi, kalenin yapımında kullanılan taşların rengi nedeniyle ''kızıl kale'' olarak da anılıyor.Yapımı yıllar süren kale 1648 yılında Şah Cihan tarafından tamamlanmış.Kale aslında etrafi yüksek duvarlarla çevrili güzel bir saraydan oluşuyor. Agra kalesini ilginç kılan TAC Mahal'le bağlantılı bir öykü. Öykü Tac Mahal'in yapılmasından sonra başlıyor.
Cihan Şah karısının ölümünden yıllar sonra bile onun acısını içinden atamamış. Ona yakın olmak üzere Yumuna Nehri’nin Tac Mahal’e denk gelen karşı tarafına bu kez siyah mermerden kendisi için bir anıt mezar yaptırmaya karar vermiş. Başta veliahtı Evrengizip olmak üzere ileri gelenler, devletin böyle bir yükün altından kalkamayacağını, bu anıtı yapmakta israr ederse; imparatorluğun çökeceğini söylemişler, söylemesine ama Şah ''Nuh demiş ama peygamber ''dememiş. Sen misin böyle diyen? Evrengizip babasını ,
Agra Kalesi |
-‘’Aşkın bu kadarı da cilde zarar’’ deyip , tahtan indirmiş ve onu yukarıda sözünü ettiğim saraya hapsetmiş. Sarayın özelliği; bir odasının Tac Mahal’i görmesiymiş. Cihan Şah’da ölünceye kadar bu odadan karısının mezarının bulunduğu Tac Mahal’e bakıp durmuş…
Hatta öykü anlatıcıları,
- ''Cihan Şah, Tac Mahal'i görmek için pencereye gidemeyecek kadar hasta olduktan sonra bile yattığı yerden, özel olarak yaptırdığı bir ayna düzeneği ile karısının yattığı yere bakmayı sürdürdü'' diyorlar.
Cihan Şah'ın aşkı için yaptıklarını öğrendikten sonra ben, öykü anlatıcılarına inanmazlık edemem. Ne de olsa aşkın sonu, deliliğin başlangıcı sayılır.
Alışveriş
Agra'da özellikle el yapımı işlemeli yatak örtüleri,yastık kılıfları satın alabilirsiniz. Alışverişte sıkı pazarlık yapın gözünüzün yaşına bakmıyorlar.
Taklit takılardan da sakının.Bu işten anlamıyorsanız ve yanınızda anlayan biri yoksa mücevher işinden uzak durun.
-''Kardeşim ben turistim, buradan mutlaka mücevher almalıyım !'' diyorsanız, bari başlangıçta size önerilen fiyatın üçte birini verin. Satıcı sinirlenirse; aldırmayın. Rol yapıyordur.
Ne yenir
Nasıl gidilir
Agra'ya ülkemizden doğrudan uçuş yok.Ancak; THY ile Yeni Delhi'ye uçar, oradan da ya yerel bir uçak firması ile ya da otobüsle gidersiniz. Uyarı! Otobüsler ilk icat edilenlerden(!)
Trafikse; Buda'ya emanet (!)
Hatta öykü anlatıcıları,
- ''Cihan Şah, Tac Mahal'i görmek için pencereye gidemeyecek kadar hasta olduktan sonra bile yattığı yerden, özel olarak yaptırdığı bir ayna düzeneği ile karısının yattığı yere bakmayı sürdürdü'' diyorlar.
Cihan Şah'ın aşkı için yaptıklarını öğrendikten sonra ben, öykü anlatıcılarına inanmazlık edemem. Ne de olsa aşkın sonu, deliliğin başlangıcı sayılır.
Restoranda Halk Dansı |
Alışveriş
Agra'da özellikle el yapımı işlemeli yatak örtüleri,yastık kılıfları satın alabilirsiniz. Alışverişte sıkı pazarlık yapın gözünüzün yaşına bakmıyorlar.
Taklit takılardan da sakının.Bu işten anlamıyorsanız ve yanınızda anlayan biri yoksa mücevher işinden uzak durun.
-''Kardeşim ben turistim, buradan mutlaka mücevher almalıyım !'' diyorsanız, bari başlangıçta size önerilen fiyatın üçte birini verin. Satıcı sinirlenirse; aldırmayın. Rol yapıyordur.
Ne yenir
Jaipur'u yazarken Hint yemeklerinin çok baharatlı olduğunu , iyi restoranların dışında yemek yenilmemesini söylemiştim.
En iyisi kaldığınız otel de yemek, ya da turla gidiyorsanız; rehberinize uymak.
En iyisi kaldığınız otel de yemek, ya da turla gidiyorsanız; rehberinize uymak.
Nasıl gidilir
Agra'ya ülkemizden doğrudan uçuş yok.Ancak; THY ile Yeni Delhi'ye uçar, oradan da ya yerel bir uçak firması ile ya da otobüsle gidersiniz. Uyarı! Otobüsler ilk icat edilenlerden(!)
Trafikse; Buda'ya emanet (!)
Tüm kamyonların arkasındaki yazı:Korna Çalın Lütfen |
Otelimizdeki Görevli
Elişi |
mezarların bulunduğu mekanın fotoğrafının çok kötü olmasının sebebini ''flaşsız ''çekim yapıldığını yazarak geçiştirmişin ama (kullandığın makinayı görmediğim için ) kapalı, az ışıklı mekanlarda da güzel fotoğraf almak mümkündür sadece makinanın nasıl kullanılması gerektiğini bilerek ayar yapmalı diye düşünüyorum...bence oradaki asıl hata tepedeki ışık kaynağının yarattığı olumsuz etkidir...
YanıtlaSil