29 Mayıs 2019 Çarşamba

Seul

SEUL

Bir emir geldi asker yürüdü
Kore dağlarını Türkler bürüdü...

Sözleri ile başlayan Malatyalı Fahri Kayahan'ın taş plağa okuduğu bu türküyü ben yaştakiler anımsar sanırım.
Hem bu türkünün öyküsü, hem de Kore'ye, biri savaşmak için, diğeri de BM Barış Gücü Askeri olarak giden iki yakın akrabamın Kore'ye dair anlattıkları, bu ülkeyi ziyaret etme isteğimi yıllar boyu seyahat gündemimde tuttu. Kısmet bu yılaymış...

Uzak Asya seyahatimizin ilk durağı, parkları, tapınakları, sokak pazarları  ve geniş caddeleri ile G.Kore'nin başkenti Seul'dü. Seul'de 2 gün kaldık. Ebette 10 milyonluk bir kent için 2 gün, orayı anlamak ve anlatmak için yeterli zaman sayılmaz ama ben yine de Seul'ü size anlatmaya çalışacağım. 
Eksiğim, gediğim olursa affola. 
Seul

Seul'ün Tarihine Kuş  Bakışı

Seul'ün adının tarihte anılır olması İÖ 1. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Kentin, Han nehri kıyısında olması ve stratejik konumu, zamanın  Kore egemenlerinin burayı başkent olarak seçmelerinde en büyük etmen olmuştur. Seul, 1399-1405 yılları arasındaki 6 yıllık bir süre hariç 1948 yılına değin Kore'nin başkenti olagelmiştir. 1910 yılında başlayan  ve 1945 yılında sonlanan Japon işgali sırasında Seul'ün adı Kyansang olarak değiştirilmiştir. İşgal döneminde kent, Japonlar tarafından tahrip edilmiş, bir çok tarihi bina  yeniden yapılma sözü ile yıkılmış ama sonrasında bu söz yerine getirilmemiştir. 1948 yılında ülke güney ve kuzey olarak bölündükten sonra Seul bu kez G.Kore'nin başkenti olmuştur.
Seul bu gün sadece modern binaları ile değil, ekonomisi, ticareti, teknolojisi, kültürel ve sanatsal etkinleri ile öne çıkan çağdaş bir kent görünümündedir.

Seul'de Gürülmesi Gereken Yerler

Blue Palace (Cheong Wa Dae), Kore Devlet Başkanı'nın resmi konutudur.  Kore geleneksel mimarisi ile çağdaş mimarinin karışımı olan saray, Joseon Hanedanlığı döneminde yapılan eski sarayının 250 dönümlük bahçesinde kurulmuştur. Yapımına 1989 yılında başlanan saray 2 yıl sonra hizmete açılmıştır. Sarayda başkanlık binasının yanında, toplantı salonları, ofisler, kabul salonları ve sekretarya gibi bölümler bulunmaktadır. 
Mavi Saray-Cheong Wa Dae
Adres: 1 Sejongno Jongno-gu  
Saraya giriş ücretsiz.

Gwanghwamun Plaza-Gate
Kapının yapımı 1395 yılına, Joseon Hanedanlığı dönemine kadar uzanmaktadır. Geleneksel Kore Mimarisi biçeminde yapılan kapı, Japon işgali döneminde tahrip edilmiş, ancak 1968 yılında yapılan onarımla bu günkü halini almıştır. Kapı, Gyeonbokung Sarayı'nın da giriş kapısıdır.
Gwanghwamun meydanı ise halka açık bir alandır. 2009 yılında açılmıştır.
Adres:172 Sejong-daero Sejongna-gu

Gwanghwamun Gate

Gyeonbokung Sarayı. 
Gyeonbukung Kore Dilinda ''Parlayan Mutluluk '' anlamına geliyormuş.
Saray 1392-94 yılları arasında Joseon Hanedanlığı döneminde yapılmış. Saray bizdeki ya da batıdaki saraylar gibi tek bir bloktan değil, geniş bahçesine serpiştirilmiş yapılardan oluşuyor. Sarayda toplantı odaları, kral yakınları için ayrılmış bölümler ve taht odası bulunuyor. Sarayda ayrıca bir Budist tapınağı da var. Kral ve kraliçenin yatak odaları ayrı, bir arada yatmıyorlar.  Aslına bakarsanız ziyaret ettiğim bir çok batı ülkelerinin kral ve kraliçeleri de ayrı odalarda kalıyorlar. Sebebi ne ola ki? Aslına bakarsanız sebebi bence malum ama onların yatak öyküleri bu yazının ilgi alanı dışında. Bu arada buradaki kral ve kraliçe odaları, batıdaki kral odalarına göre olabildiğince sade döşenmiş. 
Bu saray da Japon işgali sırasında tahrip edilmiş, tahrip edilmemiş olsa da şaşardım doğrusu. Her neyse... Saray işgalden yıllar sonra, 1989 yılında onarılarak  bu günkü haline getirilmiş.
Orta Çağ'da imparatorlar bir kenti ele geçirince yakıp yıkarlarmış, tarihte bunun bir çok örneği var. Genelde çalışkanlıklarına, iş disiplinlerine ve teknolojilerine hayran olunan  Japonlar da Kore'yi işgal edince  aynı şeyi yapmışlar anlaşılan...Geleneği bozmayıp onlar da Kore'yi yakıp, yıkmışlar. İkinci Dünya savaşı ve öncesinde Uzak Asya'da yaptıklarına 
Geleneksel giysisi ile bir Koreli kadın

 bakacak olursak Japonların  ''sütten çıkmış ak kaşık '' olmadıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Çin de yaptıklarını saymıyorum bile. Neyse biz gezmeye devam edelim.
Gyeonbokung Sarayı

Sarayda Geleneklsel Kore yaşamından sahneler sunan bir de etnografya müzesi (National Folk Museum Of Korea) de var.

Adres: 161 Sajık-ro Sojengno Jongo-gu
Saraya ve müzeye giriş ücretsiz.  
National Folk Museum Of Korea- Geleneksel Düğün Töreni


Rehberimiz Seul'deki tarihsel mekanlara ilişkin bilgi verirken, dikkatimi kenti çevreleyen sivri tepeler çekti. Rehber, bu tepelerin her birinde birer kule bulunduğunu, bu kulelerde görevli askerlerin, ateş yakarak birbirleri ile haberleştiklerini söyledi. Seul'ü çevreleyen beş tepe varmış. Tepelere konuşlanmış askerler ateş yakarak kente yönelen düşmanları birbirlerine haber verirlermiş. Tek ateş tehlike önemli değil anlamındaymış. Tehlike büyüdükçe yakılan ateş sayısı da artarmış. Çukurova'yı gezenler bu tepelerin insan eliyle, toprak yığılarak yapılmış benzerlerinin (hüyük) ovada bir dizi halinde batıdan doğuya sıralandığını mutlaka fark etmişlerdir.. Amaç aynı; ateş yakarak iletişim kurmak.  
Seul'ü Çevreleyen Beş Tepeden Biri.

Jogyesa Temple
Jogyesa Tapınağı, Kore Budizmi'nin en önemli dini merkezidir.
Tapınak 14. yüz yılın sonlarına doğru Goryeo döneminde yapılmıştır. Tarihsel binaların ortak kaderi olsa gerek bu tapınak da zaman içinde, benzerleri gibi bir kaç yangın ve yıkım geçirmiş...
1910 yılında kimi hayır severler bu tapınağı yeniden onarmışlar ve adını Gackhwangsa Tapınağı olarak değiştirmişler.
Tapınak o tarihten itibaren Kore'nin en önemli Budist tapınağı haline gelmiş.

1936 yılında bu kez Japonlar devreye girmiş(!) ve bu adı beğenmeyip tapınağın adını Tegosa olarak değiştirmişler. İnsanın ''buna da şükür ''diyesi geliyor. Sadece adını değiştirmişler ya burayı da  yakıp yıksalardı ?

Tapınağın adından kaynaklanan yazgısı savaş sonrası da değişmemiş adı yeniden Jogyesa olmuş.
Tapınak yıl boyunca çeşitli etkinliklere; ayinlere, konferanslara,törenlere ev sahipliği yapıyor.

Joyese Budist Tapınağı

 Buda'nın doğum gününü kutlamak amacıyla yılda bir kez düzenlenen  '' Fener Festivali'' de bu tapınakta yapılıyor. Güzel bir rastlantı; festival sırasında biz oradaydık. Tapınağın ön tarafı renk renk fenerlerle kaplanmıştı. Rehberimizin söylediğine göre; buraya asılan her  fenerin bir fiyatı varmış. Söz gelimi tapınağın en yakınına asılan fenerin sahibinin yaptığı bağış tutarı, tapınağın uzağına asılan fenerin sahibinin bağış miktarından daha fazlaymış, Doğal olarak çok bağış yapanın kazandığı sevap da az bağış yapanlara göre daha fazlaymış. Budizm'de de'' parayı veren en güzel düdüğü çalıyormuş'' demek.
Tapınağa giriş ücretsiz. Ama ayin sırasında girmeyin, pek hoşlanmıyorlar.
Adres: 45 Gyeonjı-dong Jongno-gu 
Joyese Temple- Fener festivali

Seul Kulesi, Namsan tepesinde yapıldığı için Namsan Kulesi diye de bilinen 236 metre yüksekliğinde olan kulenin yapımına 1969 yılında başlanmış. Bitiş tarihi ise 1981...
Seul'de hem turistlerin hem de Korelilerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri olan kule, halk arasında ''aşk kulesi'' olarak da bilinmektedir.
Koreli sevgililerin en önemli uğrak yeri olan kulenin çevresinde metalden yapılmış  ağaçlar var. Sevgililer, üzerine, adlarını yazdıkları kilitleri bu ağaca takıp, kilitleyerek, anahtarları da aşklarını ebedileştirmek amacıyla metal ağacın hemen yanı başındaki kutuya atıyorlar.
Kulenin bulunduğu alanda çeşitli kafe, restoran ve hediyelik eşya satan dükkanlar var. 
Namsan Kulesi


Bu arada kulenin bulunduğu Namsan tepesinden Seul'ün  fotograflarını çekebilirsiniz.
Kuleye giriş için 8-10000 Won ödemeniz gerektiğini unutmayın.
Kilit Ağacı

Namsan tepesinin eteklerinde kurulu parkta yürüyüş yolları var. Bizim otobüsle çıktığımız tepeye Koreliler spor yapmak amacıyla olsa gerek yürüyerek çıkıyorlardı.
Kulenin ziyaret saatleri 10.00 ile 23.00 arası.
Adres:105 Namsangongwon-gil Yongsan 2(i) ga-dong Yaansan-gu

Çatıdaki Maymun Küçük Maymun Heykelleri


Namsangol Hanok Village
Hanok, Kore'de geleneksel köy evi demekmiş. Namsan tepesi ve kulenin hemen eteklerinde kurulmuş olan Namsagol Hanok'daki evler genelde ahşaptan yapılmış. 

Köyü dolaşırken bazı evlerin çatısına kondurulmuş hayvan heykelcikleri dikkatimi çekti.
Koreliler evlerinin çatılarına koydukları bu heykelciklerin, hanelerine   şans ve bereket getirdiğine inanırlarmış.

Evler,  kadınlara, erkeklere ve ibadet yapılan mekanlara ayrılmış 3 ayrı bölümden oluşuyor.
Turistlerin yoğun ilgi gösterdikleri bu köy, Japon işgali sırasında tahrip edilmiş. 
Daha sonra aslına uygun olarak yeniden yapılmış.


Namsagol Hanok 

Köy Myeong-dong ve Namdaemon alış veriş merkezlerine yürüme mesafesindedir. Namsan tepesi eteklerinde ve Namsan Parkı içinde yer alan açık hava müzesi konumundaki bu köyü, Kore'nin geleneksel yaşam alanları hakkında fikir sahibi olmanız açısından mutlaka görün derim. 

Namdaemeon Market

Namdaemon Market, geçmişi 15. yüzyıla kadar dayandığı söylenen bu pazar, Seul'ün en eski ve en büyük geleneksel pazarıdır. Pazarda, kıyafetler, mutfak gereçleri, oyuncaklar , hediyelik eşyalar, aksesuarlar gibi aradığınız ne varsa bulabilirsiniz. Pazarı kısaca Korelilerin bir sözüyle tanımlayayım: ''Eğer aradığınız bir şeyi Namdaemon Market'de bulamıyorsanız Seul'de de bulamazsınız''.
Seul'ü ziyaret eden turistlerin, alış veriş söz konusu olduğunda ilk tercih ettikleri yer burası.

Alış verişin yanında geleneksel Kore yemeklerini tadacağınız tezgahta hizmet veren seyyar lokantalar da var.

Changgyeonggung Palace
Seul'un merkezinde bulunan Changgyeonggung Sarayı, Joseon Hanedanlığı'nın 4. hükümdarı Kral Sejong (1418-1450) tarafından babası kral Toejon adına yaptırılmış. İlk adı Suganggung  olan sarayın adı, 1494 yılında yapılan yenilemeden sonra  Changgyeonggung Sarayı olarak değiştirilmiştir.
Changgyeonggung Palace

Daha çok kraliçe ve cariyelerin kullanımına ayrılan saray, Japon işgali sırasında bir süre hayvanat bahçesi olarak kullanılmıştır.
Taht Odası
Kraliyet Kabul Salonu
Saray,09.00 -21.00 saatleri arasında açıktır. Giriş ücreti yaş gruplarına ve toplu girişlere değişmekte olup, ücret 500- 1000 won arasında değişmektedir.

ADRES:185.Changgoyeonggung -ro waryong- dong jong-gu

İnsandong Bölgesi, Seul'ün alışveriş merkezlerinin, sanat galerilerinin, en başta seramik olamak üzere el sanatları satan hediyelik eşya dükkanlarının yoğun olarak  bulunduğu bir bölgedir.

İnsandong'da Bir Cadde



İnsandong-Ssamziegil  bölgesinde modern ve geleneksel Kore'yi iç içe bulabilirsiniz.  Ana caddede dolaşın, dolaşmasına ama bu günkü Kore ile geçmişin Kore'sini aynı mekanlarda yaşamak isterseniz ana caddelere açılan, fenerlerle süslenmiş daracık sokaklara bir göz atmanızda yarar var derim.
Bir kaç metre kareye sıkışmış dükkanlardan oluşmuş pasajlarda  geleneksel Kore ürünleri satanlar, incik boncukçular, Kore'de üretilmiş deri aksesuarlar, parfümler, oyuncaklar ve niceleri...
Hoşlanacağınızdan kuşkum yok.

Ssamziegil- Küçücük dükkanların Bulunduğu bir Pasaj.


Seul'de Ne Yenir Ne içilir
Elbette burada tüm Kore Mutfağını anlatacak değilim. 2 gün içinde ne yediysem onlardan söz edeceğim. Bu arada Seul'de yemek konusunda dikkatimi çeken en önemli husus insanların yeme içme tutkusuydu. İster ana cadde olsun, ister daracık sokak, hemen her yerde adım başı atıştırmalık yapabileceğiniz yerler var. Biraz daha gayret etseler, yeme içme konusunda  neredeyse Adanalılarla yarışacaklar...

Soyalı Balık Çorbası


Seul'de siz talep etmedikçe, yemeği waribashi denen çubuklarla servis ediyorlar.

Öyle ki; ben balık çorbasını bile çubukla yiyenleri/içenleri gördüm. Eğer bencileyin gibi çubuk kullanamıyorsanız garson servis yaparken mutlaka çatal, bıçak ve kaşık isteyin.

Gerçi ''yediğin içtiğin senin olsun, bize gördüklerini anlat'' diyeniniz olacaktır. Unutmayın ki, ben gezi anıları yazıyorum. Bu nedenle oraya özgü yemekleri yazmazsam anılar eksik kalır.


Kore mutfağı genelde deniz ürünlerinden oluşuyor. İsitridye çorbası (conc),dilimlenmiş ahtapot salatası (sliced raw octobus),ortasına yumurta kırılarak servis yapılan et, sebze ve erişteden yapılmış(bibimbob),


kayabalığı çorbası(rock fish),


soslanmış, ızgara tavuk şiş(Dak Kkochi). Memleketimden esintiler taşıyan, damak zevkime en uygun yiyecekti bu. İçeceklere gelince; Seul'de iken oranın geleneksel içkisi olan Saju'yu tatma fırsatım oldu.

Saju , hafif tatlımsı,votkayı andırır ama alkol oranı yüksek bir içki. Servisi, küçük bardaklarla yapıyorlar ve bir dikişte içiyorlar(shut).

Rakı hasretinizi saju içerek giderebilirsiniz ama saju içince ''ne olacak bu memleketin hali'' muhabbetine gireceğinizi garanti edemem.
Saju pirinçten yapılıyormuş. 
Bira olarak, gene prinçten yapılmış olan Suk'u önerebilirim .
Cass ise Kore'nin en iyi birkaç birasından biriymiş. İçimi kolay. 
Deneyebileceğiniz bir başka bira ise Hite. Ama çok sert bir bira.

Seul'de Dikkatimi Çekenler
Kore'ye gitmeden önce Korelilerin nasıl birer insan olduklarını anlamak için küçük bir araştırma yapmıştım.
Araştırma sonucunda gördüm ki; Koreliler hakkında düşüncesi olanların ortak kanısı onların kibar insanlar olduğuydu.
Gerçektende ziyaretim sırasına buna sıkça tanık oldum
. Rehberimiz, Korelilerin Türkleri çok sevdiklerini söyledi. Kore savaşında omuz omuza çarpışmış olmamızdan kaynaklanıyor olsa gerek bu sevgi... Ama ben Türk olduğum için olağan dışı bir sevgi gösterisi ile karşılaşmadım. Ama Amerikalılardan, aynı Vietnam halkı gibi çok hoşlanıyorlar.
.Korelilerin % 52'si hıristiyanmış. İngilere'de dil okulunda iken Koreli bir arkadaşım vardı. Bana Kore savaşından önce  Kore'deki hıristiyanların oranı %5 civarındaydı demişti.Kore savaşından sonra Rahip Sun Myun Moon, hıristiyanlık ve budizmi harmanlayıp Moon tarikatını kuruyor. Ondan sonra Koreliler hızla hıristiyan oluyorlar. Bu arada Rahip Moon'un ABD destekli olduğunu söylememe gerek yok. Emperyalizm, geleneği göreneği ne olursa olsun kendine benzer insanlar yaratmak zorunda; elbette egemenliğini sürdürmek amacıyla.
. Kore bayrağı oldum olası ilgimi çekmiştir. Araştırdım; üzerindeki semboller ne anlama geliyor diye... Dört köşesindeki üçlü çizgiler karşıtlık ve uyumu, sol üst köşedeki üç kesiksiz çizgi cennet ve gökyüzünü, sağ üst köşedeki iki kesikli çizgi arasındaki kesiksiz çizgi suyu, sol alt köşedeki iki kesiksiz çizgi arasındaki kesikli çizgi ateşi, sağ alt köşedeki kesikli çizgiler ise yeryüzünü temsil ediyormuş. Anlayacağınız bayraktaki çizgiler, 4 ana elementi temsil ediyor.
Beyaz, Kore halkının ulusal rengiymiş.Beyaz zemin üzerindeki dairenin  kırmızı bölümü yang'ı,mavi bölümü ise yin'i temsil ediyormuş. Yin ve yang evrensel semboller olup anlamsal bakımdan zıtlığı ifade ediyor. Yin,pasif ve statik konumu ifade ederken, yang ise dinamik ve aktifliğin sembolüdür.

S  Çİni ilginç hareketleri ile sessizce Çin'i protesto eden Çinliler

.Kore'de özellikle kızların en çok yaptırdıkları estetik ameliyat, göz yuvarlatma ve göz kapağı ameliyatıymış. Londra'daki  Koreli sınıf arkadaşımın, İngilizce'sini geliştirmekten muradı; ülkesinde iyi bir işe girip, bol para kazandıktan sonra göz ameliyatı yaptırmakmış.İlginç...

.Kore dünyanın elektronik devlerinden biri. Bizde adım başı olan elektronik eşya dükkanlarına hiç rastlamadım dersem yeridir. Adamlar ürettikleri elektronik eşyaları kendileri kullanmayıp, dış satım yapıyorlar sanırım.


.Dışarda sigara içebilirsiniz ama her yerde 
Bir başka protestocular. Kımıldamadan dakikalarca duruyorlar

değil. Sigara içmek isteyenler için yol kenarlarında işaretlenmiş yerler yapmışlar. Buranın haricinde bir yerde sigara içene ceza kesiyorlar. Tiryakilere duyurulur...

.Tabakta yemek artığı bırakmanızı hoş karşılamıyorlar. Tabağınızı illa ''sünnetleyeceksiniz''

.Bir de garsonlara bahşiş vermeyin. Masaya bahşiş bırakılınca kendilerini aşağılanmış sayıyorlarmış. Benim en hoşuma giden davranışları bu oldu.
.Bir de tapınakları ziyaret ederken sessiz olun. Ne kadar hoş görülü olurlarsa olsunlar, ziyaretçilerden ibadetlerine saygı gösterilmesini bekliyorlar.
Alış Veriş
Yukarıda kısmen anlattığım gibi, özellikle biz turistler için , buraya 
özgü, geleneksel hediyelik eşya satın alabileceğimiz bir çok irili- ufaklı dükkan var.Ama Markalı şeyler almak istiyorsanız size üç AVM adı verebilirim.Doosan,Doota ve Migliore. Her üç AVM'de aynı cadde üstünde. 275 Jangchungdon-ro Gwanghui-dong. Jun-gu.
İyi alış verişler.


(Mart 2019)

-----


THY'nin Seul'e her gün karşılıklı seferi var.


.Türkiye'nin Seul Büyükelçiliği

Posta adresi 
Turkish Embassy 40, Dongho-ro 20 Na-gil, Jung-gu (Jangchoong-dong 63-2) Seoul-Korea 
T: +82 2 3780 1600

F:+82 2 797 8546
E: embassy.seoul@mfa.gov.tr



1 USD : 1,1133.25  G.Kore Won'u
1 TL     :    198.71    G.Kore Won'u




--