21 Temmuz 2012 Cumartesi

TAŞKENT

Yemyeşil bir ovada modern zamanlar kenti:

TAŞKENT

''Taşkent deyince gözünüzde nasıl bir kent canlandırırsınız?'' sorusunu bu satırları yazmadan önce Taşkent'i daha önceden ziyaret etmemiş olan bir çok kişiye sordum.Aldığım yanıtlar beklentime uygundu:'Steplerin ortasında;dar ve tozlu sokakları,yıkık-dökük binalarıyla hala 20.yüzyılın ilk çeyreğini yansıtan görünüşü ile tipik bir Asya kenti...'

Taşkent'i görmemiş,hakkında birşeyler okumamış kişilerin böylesi düşüncelere sahip olması olağandı.İşin gerçeği,Taşkent'e ilişkin bir kaç yazı okumama karşın ,benim görüşlerim de onlardan farklı değildi doğrusu...Ta ki; Taşkentle buluşuncaya kadar...

İpek yolunda bir kavşak

Siriderya ırmağının suladığı verimli bir ovanın ortasında kurulu olan Taşkent adına,ilkez İsa'dan 200 yıl kadar önce Çin kaynaklarında rastlanır.Uzak Asya'yı Akdeniz'e bağlayan tarihsel ipek yolu üzerindeki önemli uğrak noktalarından biri olan Taşkent,o dönemde Orta Asya'nın en eski ve en önemli kentiydi.XI. yüzyıldan başlayarak bugünkü adıyla anılmaya başlayan kent,bir çok devlete başkentlik yapmış ,özellikle Timur İmparatorluğu döneminde ticaret,sanat ve bilim kenti olarak öne çıkmıştır.1865 yılındaki Rus işgalinden sonra bir genel vali tarafından yönetilen Taşkent,1930 yılında Sovyet Özbekistan'ının,Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra da bugünkü bağımsız Özbekistan'ın başkenti olmuştur.
Orta Asya'nın en eski kentlerinden biri olmasına karşın Taşkent,bugünkü görünümüne 1966 yılında yaşanan büyük can ve mal kaybına yol açan depremden sonra gerçekleştirilen imar çalışmalarından sonra kavuşmuştur.Bu gün 'eski kent ' diye anılan;dar sokakları ve kerpiç evleri ile erken cumhuriyet dönemi Anadolu kasabalarını andıran küçük bir yerleşim birimi, depremle yerle bir olan Taşkent'in deprem öncesi neye benzediği konusunda bize önemli ipuçları verebilir.
Geniş bulvarları,yeşillikler içindeki park ve bahçeleri,tipik Sovyet Mimari anlayışı ile tasarlanmış devasa meydanları,sanat ve kültür evleri,3 hatlı;kenti baştan başa kateden metrosu ve tarihsel kimliği ile çağdaş bir kent görünümündeki 2 milyon 700 bin kişinin yaşadığıTaşkent gibi bir yerde yaşamak;yerel yönetimlerimizin ve hükümetlerimizin uygulamaları nedeniyle bizler için bir düş olduğunu bildiğimden,Özbek kardeşlerimizi böyle bir kente sahip oldukları için kıskanmadım desem yalan olur.
'Acaba atalarımız  Orta Asya'dan Anadolu'ya göç etmekle iyi mi ettiler?'.
Göç etmeyip oralarda kalsaydık;Taşkent gibi parkı-bahçesi bol,trafiği insanı çileden çıkarmayan düzenli kentlerde yaşıyor olacak ve Anadolumuz'un bir çok tarihsel kentini ve doğal güzelliklerini 'rant hırsımız' nedeniyle bozmuyor olacaktık.
Kim bilir?

Nereleri ziyaret etmeli

Düzenli yerleşimleri olan kentleri dolaşmak hem orada yaşayanlar için hem de orayı gezmeye geleler için her zaman kolay olmuştur.Eğer eleinizde yeterli bir kent planı varsa;yürüyeceğiniz sokakları,görmeyi planladığınız tarihsel yapıları,kısa sürede olsa soluklanmayı düşündüğünüz parkları,kısaca 'neyi' arıyorsanız 'onu' elinizle koymuşcasına bulursunuz.Bu açıdan Taşkent benim için, kolayca gezilebilen kentler kümesine girer.
Taşkent'i tek başınıza dolaşacaksanız size önerim sürücülü bir araba kiralamanızdır.Bu bir taksi de olabilir,eski doğu bloku ülkelerinin bir çoğunda olduğu gibi özel araba da...Günlük kiralama ülkemizle kıyaslanmayacak kadar ucuz.Sürücü ile nasıl anlaşacağım diye bir endişeniz olmasın;konuştukça, dil sorununuzun bir süre sonra ortadan kalktığının ayırdına varacaksınız.Özbek dili,Anadolu Türkçesine yakın.Bir çok sözcük aynı.Ancak söylenişine alışmak için bir süre geçmesi gerekli.Kenti bir Özbekle birlikte dolaşmanın bir başka yararı da onları tanıdıkça iki ulus arasındaki benzerliklerin tahminlerinizden çok daha fazla  olduğunu görecek olmanızdır.
'Kenti gezmek için bir kılavuza gerek yok' diyorsanız,iyi bir planlama yapıp ondan sonra yola koyulmalısınız.Öncelikle ideceğiniz yerleri kent planında işaretleyin.Gersi ayaklarınızın dayanma gücüne kalmış.Bu arada,Orta Asya'nın ilk metrosu olan ve 1977 yılından beri hizmette olan  3 hatlı Taşkent Metrosunun  da kenti keşfetmenizde büyük kolaylık sağlayacağını unutmayın.
Babür Parkı:S.Rustavelli Caddesi ile Babür caddesi arasında yer alan bu park ünlü Türk  Hakanı Babür Şah adına yapılmış.İçinde Babür Şah'ın bir heykeli ve süs havuzları var.
Ali Şir Nevai Ulusal Parkı:Halkların Dostluğu ve Furkat caddesi arasında yer alan ve ünlü Türk düşünürü Ali Şir Nevai adına yapılan bu park ,hemen yanı başındaki  Özbekistan Ulusal Parkı ile birlikte benim Taşkent'te gördüğüm parkların en büyüğü idi.Çok geniş bir alan yayılmış olan bu parkta bir çok çay bahçesi ve lokanta var.Yapay gölde teknelerle dolaşmak olası.Ali Şir Nevai'nin heykeli önünde resim çektirmeyi de  unutmayın.
Bana kılavuzluk yapan Mir Sabit Azimoviç,parkların Sovyet döneminde çok bakımsız olduklarını,bağımsızlıktan sonra yeniden düzenlendiklerini söyledi.Bu arada Özbekler'in park karşılığı olarak 'istrahatgah' sözcüğünü kullandıklarını yeri gelmişken yazayım.
Ali Şir Nevi Parkı'nın hemen güneyinde Halkların Dostluğu Meydanı yer alıyor.Ziyaret ettiğim bir çok eski 'doğu bloğu' ülkelerinde böylesi büyük meydanları çok gördüm.Daha önceki gezi notlarımda yazdığım gibi bizim ülkemizde 'meydan' diye adlandırdığımız alanlar,bunların yanında halı saha gibi kalır.
Acı ama gerçek.
Meydanın üst yanında Sovyet Mimari anlayışı ile yapılmış bir kongre merkezi var.Alt yanında ise ;adı'yetimlerin babası 'olan,13 küçük çocuğun ve onlara babalık eden bir yaşlının betimlendiği heykeller kümesi var.Mir Sabit,'bu meydanda binlerce kişinin katıldığı açık hava gösterileri ve dinletileri yapılıyor' dedi.
Meydanın güneyinde,sırtını A.Kadiri Parkına dayanmış olan sirk binasını görebilirsiniz.Çeşitli gösterilerin yapıldığı bu binada o günkü gösteri Davit Coperfield'indi
Yeni Taşkent ile eski kentin arasında yer alan kapalı pazar yeri,dışardan bir uzay araştırmaları merkezini çağrıştırıyor.Zarakaynar caddesi üzerindeki Eski Java meydanında,iki katlı dairesel planda yapılmış pazar yerinde Özbekistan'da yetişmiş tüm meyve ve sebzeleri bulabilirsiniz.Fiyatları ise; bizimkilerin yanında bir hayli güdük kalıyor.
Pazarın hemen yanıda bulunan Arap Camisini ziyaret edebilirsiniz.
Eski kent,A.Kadiri Parkı ile Eski Java meydanının hemen arkasından başlıyor.Genellikle kerpiçten yapılmış,ortasında avlu olan birer-ikişer katlı evlerin arasındaki daracık sokaklardan geçerken kendinizi 100 yıl geriye götüren bir zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissedersiniz.Eski Kent,Taşkent'in merkezine yürüyerek 10-15 dakiklık bir mesafede ancak;çok farklı bir dünya...Akla kara gibi...16.yy dan kalma Hastimam Medresesi de burada.
Taşkent'te Türk mimar,mühendis ve yüklenicilerinin izlerini her yerde görmek mümkün.Neredeyse her yeni yapıda onların alınteri,emeği ve imzası var.Özbekistan Meclis binası buna en güzel örnek.Büyük bir bahçenin ortasında yer olan meclis binası,bağımsızlık meydanının hemen yanı başında.Bağımsızlık meydanı,Özbekistan'ın bağımsızlığının ardından yeniden düzenlenmiş ve  bir zafer takı ile taçlandırılmış...
Eğer resme ilgi duyuyorsanız; güzel sanatlar müzesini de gezi programınıza almalısınız.Müze,bağımsızlık meydanının hemen karşısında yer alıyor.Müzeyi dolaştıktan sonra sonra kendinizi biraz yorgun hissetmeniz doğal.Bir kaç adım ötedeki Emir Timur Parkına kadar sıkın dişinizi.Parkın hemen köşesindeki büfeden Özbeklere özgü Pulsar  birası alıp  Emir Timur heykelini   görebileceğiniz bir oturağa oturun.Bir yandan biranızı yudumlarken öte yandan da Timur ile Ankara savaşında karşıkarşıya gelen Yıldırım Beyazıt 'ın askerlerinin,  hayatlarında ilk kez gördükleri Timur ordusunda yer alan filler karşısındaki şaşkınlıklarını gözünüzün önüne getirin.Ve ardından bizim parklarımızın neden heykel fakiri olduğunu anımsayıp; hayıflanın.
Moskova'daki Arbat sokağının bir benzeri de burada var.Ünlü ünsüz bir çok ressamın,resimlerini sergilediği alan,Büyük Turon Caddesi ile Emir Timur Caddesinin arasında...Burada Özbek el sanatlarının özgün örneklerini de bulabilirsiniz.Fiyatlar oldukça uygun.Size  porselen çay seti almanızı öneririm.İyi kalite bir çay seti ,tepsi,demlik ve ltı bardak yaklaşık 20 US doları.Ancak buradaki alış verişi,gezinizin sonuna saklayın.Çünkü;satın alacağınızı umduğum 'hediyeliklerle' kenti dolaşmanız güç olabilir.
Bu alanın hemen yanı başındaki Emir Timur Tarih müzesini ziyaret ederseniz,Özbek tarihine ilişkin yararlı bilgiler edinebilirsiniz.
Manon Uygur Caddesi üzerindeki Kukça Mescidini ve öğrencilere-mollalara din eğitimin verildiği Buruni Caddesindeki Kukledaş Medresesi ile  Nukus Caddesindeki
ortodoks kilisesinini ziyaret listenize alırsanız ;Taşkent'i daha yakından tanırsınız. 


Mutfakta bir Türk mü var?
Özbek Mutfağı,bizim mutfağımızla yakın benzerlikler gösteriyor.Orta Asya Mutfağının baş yemeği mantı,Özbek Mutfağında da baş köşeye kurulmuş. 
Poğaçaya,daha çok çiğ böreğe benzeyen samsa da Özbek Mutfağının vazgeçilmezlerinden.O kadar ki;bizde dürüm neyse ,onlarda da samsa o.'Fast food' olarak da hemen her yerde bulabilirsiniz.Üstelik fiyatı da çok uygun...
Ama Özbek Mutfağı deyince akla ilk gelen Özpek Pilavı olmalı.Özbek Pilavını lokantalarda da bulbilirsiniz.Ancak benim gibi Özbek bir ailenin yanında kalacak kadar şanslıysanız; pilavın'hasını' yiyebilirsiniz.
Evde konuk varsa;Özbek Pilavını  genellikle evin erkeği yapıyor.Masada hizmet etmek de onun işi...Nohut,esmer pirinç,soğan ve parça et pilavın ana malzemeleri.Baharat olark da dövülmemiş kimyon kullanılıyor.
Özbek Mutfağına özgü başka yemekler de var:İri doğranmış havuç,şalgam,soğan ve tike et ile yapılan şurpa(çorba),et,mercimek,bulgur ve havuçtan yapılan mastva ve halim.Halim,12 saat kaynatılan sığır kemiğinden elde edilen jöleye havuç ve parça et konarak yapılıyor ve kahvaltıda yeniyor..Buzdolabında bekletilmiş paça gibi.Onlar iştahla yeiyor ama bana biraz 'ağır' geldi.

Bize benziyorlar
Ayrı bir coğrafyada olmalarının yanı sıra,100 yılı aşkın bir süredir Ruslarla bir arada yaşamalarının getirdiği anlayış farklarını bir yana bırakırsak Özbeklerle,benzerliklerimiz çok.Bu benzerlik ,salt sözcüklerin benzerliği ile sınırlı değil.Aile yapıları,konuklara karşı gösterdikleri ilgi bize çok benziyor.
Taşkentlilerin,henüz çok azı apartman yaşamına geçmiş.Apartman yaşamı ile tanışmamış aileler,genelde ortak bir avluyu çevreleyen evlerde  ya da odalarda yaşıyorlar.Baba,ana,evli ya da bekar çocuklar aynı avluya bakan evlerde yaşıyorlar.Ama evsahibim,bu durumun hızla değişmeye başladığını,son yıllarda çocukların ayrı evlerde yaşama isteğinde olduklarını hayıflanarak söyledi
Baba-ata,evin reisi.Ama yetkiler açısından ananın yetkileri da ondan az değil...Mir Sabit'in deyişine göre'Özbek'te kadın-erkek müsavi'.
Aklınızda bulunsun
.Özbek parası som.Bir USD  yaklaşık 1890 som  ediyor.(Haziran 2012)
.İstanbulda bir lüx restoranda yediğiniz yemek için  garsona ödediğiniz bahşiş kadar bir paraya ,ortalama bir restoranda  4 kişi yemek yiyebilirsiniz.Bu hesap iyi bir restoranda ikiye ,üçe katlanır ama yine de fiyatları bizden çok ucuz.
.Kent içinde taksi ücreti mesafeye göre değişiyor;  2-3 dolar.Özel araçlarını bir kısmını da taksi olarak kiralayabilirsiniz.
.Evlerde pansiyoner olarak kalabilirsiniz.Bu pansiyonerlik size günlük 10-15 dolara mal olur.Burada rahatlıkla kalabileceğiniz yıldızlı oteller de var.Ama benim önerim bir ailenin yanında pnsiyoner olarak kalmak.Özbekleri daha yakından tanımak için iyi bir fısat olur bu...
.Özbekler çayı çok seviyorlar.Porselen demliklerle servis ettikleri çayı,çorba kaselerine benzeyen küçük fincanlarda içiyorlar.Ve fincanı yarım dolduruyorlar.Fincanınızın  tam dolu olmasını isterseniz'Rus usulü' demeniz gerekir.
.Özbekistan'ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke Türkiye.1991'de tanımış,1992'de Büyükelçiliğimizi açmışız.İlk tanıyan ülke olmamıza karşın siyasi ilişkilerimiz 'limoni'.Ama Özbek halkı siyasiler gibi düşünmüyor.Bizler ,onlar için 'uzun yıllardır görmedikleri,batıdan gelmiş yakın akrabalarıyız'.
.Türk olduğunuzu,Türkiye'den geldiğinizi öğrenince çok yakın ilgi gösteriyorlar.Sizinle resim çektirmek isteyenler az değil.
.Türkiye Büyükelçiliği,Akademik Yahya Gulyamov Ku'çesi no:87 adresinde.Telefonu:+998 71 113 00
E-posta:embassy.thaskent@mfa.gov.tr

Not:Bu gezi notları 2006 yılında Lacivert Dergisinde yayınlanmış ve kısmen düzenlenerek yeniden kaleme alınmıştır.
 Özbekistan'nın Anası
 Meclis Binası
Büyük Turon Sokağı
 Emir Timur Türbesi
 Emir Timur Heykeli
 Mir Sabit Azimoviç ve Ailesi
Halkların Dostluğu Meydanı ve Yetimlerin Babası Heykeli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder