27 Ekim 2015 Salı

ÇEVKO Ambalaj Atıklarını Geri Dönüştürerek Ekonomimize Katkı Sağlıyor-Drinktech





ÇEVKO AMBALAJ ATIKLARINI GERİ DÖNÜŞTÜREREK EKONOMİMİZE 

UCUZ HAMMADDE SAĞLIYOR(*)

Bu sayımızda ÇEVKO Çevre Koruma Ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı İktisadi İşletme Genel Müdürü  Sayın Yaşar Nadir Atilla ile ÇEVKO ve çevre sorunları ile ilgili bir söyleşi yaptık.

*Sayın Atilla, okuyucularımıza öncelikle ÇEVKO’yu tanıtır mısınız? ÇEVKO kimler tarafından, ne zaman ve ne amaçla kuruldu?

-ÇEVKO, Türkiye’nin önde gelen 14 büyük firması tarafından 1991 yılının 1 Kasım’ında kuruldu. Kuruluş amacımızı özetle;’’ ambalaj atıkları için sürdürülebilir bir geri kazanım sisteminin oluşturulmasında, yönlendirilmesinde paydaşlarımızla birlikte etkin rol oynamak, çevre konusunda eğitim vermek, bu konuda yapılacak bilimsel araştırmalara destek olmak’’ diye özetleyebiliriz.

*ÇEVKO,  ambalaj atıklarının değerlendirilerek ekonomiye yeniden kazandırılmasını amaçlayan ülkemizdeki ilk vakıftı. Kurulduğunuz günden bu güne neler yaptınız? Ne kadar ambalaj atığını geri dönüşümünü sağlayarak ekonomiye kazandırınız? Çevre eğitimi konusunda ne gibi etkinlikleriniz oldu? Üyesi olduğunuz uluslararası kurumlar var mı?


-Sorularınızı sırayla yanıtlamaya çalışayım. Kurulduğumuz günden bu güne yaklaşık 24 yıl geçti. İlk yıllarda ambalaj atıklarının ekonomiye yeniden kazandırılması konusunda birçok yerel projeye imza attık. 2005 yılında çıkan Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği ile ÇEVKO, ilgili bakanlık tarafından ‘’Yetkilendirilmiş Kuruluş (YK)’’ olarak görevlendirilince; ülke genelinde daha etkin görevler ve projeler üstlendik.
*Sırası gelmişken sorayım:’’ Yetkilendirilmiş Kurulu’’ nedir, ne anlama geliyor?
- 24 Ağustos 2011 tarihli yönetmelik ile bundan önce çıkmış olan ambalaj atıkları yönetmelikleri, piyasaya ambalajlı ürün süren firmalara, piyasaya sürdükleri her birim ambalajlı ürünün belli bir oranını toplamak ve geri dönüştürmek zorunluluğu getirmiştir. Bu zorunluluğun yanı sıra bu firmaları sürdürülebilir bir çevre politikasının oluşması için tüketicilere eğitim verme, onları bilinçlendirme konusunda da yükümlü kılmıştır. Takdir edersiniz ki; bir firmanın böyle bir organizasyonu yurt çapında tek başına gerçekleştirmesi hem güç ve hem de pahalıdır. Onun için bu firmalar, bakanlıkça kendilerine getirilen yükümlülükleri bir YK’ya devrederek yönetmeliğin gereğini yerine getirirler. YK da yükümlülüğünü üstlendiği firmalar adına hareket ederek, bakanlıktan lisans almış toplama ayırma ve geri dönüşüm firmaları ile anlaşmalar yapıp, yönetmelikte belirlenen orandaki ambalaj atığını toplatır bunları belgeleterek/belgeleyerek hammadde olarak ekonomiye kazandırılması organizasyonunu gerçekleştirir. Bu bağlamda ÇEVKO olarak 2014 yılında 1759 firmanın yükümlülüğünü üstlendik.




*Ambalaj atıklarının geri dönüştürülmesi sonucu elde edilen hammaddenin, orijinal hammaddelerden daha ucuza mal edildiğini, bu yolla da ekonomik anlamda önemli miktarda tasarruf yapıldığını biliyoruz. Söz gelimi ÇEVKO olarak 2014 yılında ne kadar ambalaj atığı topladınız ve bunun karşında ülkemiz ekonomisi ne kazandı?

-ÇEVKO olarak 2014 yılında yaklaşık 555 bin ton ambalaj atığını belgeli olarak ekonomiye kazandırdık. Bunun Türk Ekonomisine katkısı 1,4 milyar TL olmuştur. Olaya çevresel açıdan bakarsak 2014 yılında geri dönüşümünü sağladığımız kağıt ve kartondan dolayı 4 milyon yetişkin ağacı kesilmekten kurtardık. Orman fakiri olan ülkemiz için bu da yaklaşık 400 bin dönümlük orman alanı demektir. Yine aynı yıl kağıt-karton ve kompoziti ambalajın geri dönüşümünden 6 milyar 300 milyon litre temiz su tasarrufu sağlanmıştır. Bu bir anlamda Aydın İli’nin yaklaşık 40 günlük su ihtiyacı demektir. Plastik ambalaj atıklarının geri dönüşümü ise, ülkemizde akaryakıtın 117 milyon litre daha az kullanımı sonucunu doğurmuştur. Bir başka deyişle 2,6 milyon otomobilin deposunu dolduracak kadar akaryakıt tasarruf edilmiştir. Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Ancak olay sadece ambalaj atığını geri kazanarak yaptığımız tasarrufla bitmiyor. Bildiğiniz gibi CO’ çevreyi kirleten etmenlerin içinde en tehlikeli olanlardan biridir.  ÇEVKO, 2014 yılında geri dönüşümünü sağladığı ambalaj atıkları sayesinde 682 bin ton CO2’ye eş değerde sera gazının atmosfere yayılmasını önlemiştir.



*Doğrusu verdiğiniz bu rakamlar beklentimin bir hayli üzerinde. Bu nedenle şahsınızda tüm ÇEVKO çalışanlarını kutlarım. ÇEVKO’nun bu başarılı çalışmalarının temelinde bilgi ve deneyiminizin önemli rolü olduğunu düşünüyorum. Deneyimlerinizi paylaştığınız ya da deneyimlerinden yararlandığınız uluslararası kurum ve kuruluşlar var mı?

-Çevre konusunda uluslararası bilgi birikimi ve bu bilginin paylaşılması çok önemlidir.  Ülkenizden yüzlerce kilometre uzakta olan bir ülkede oluşan bir çevre felaketinin size mutlaka olumsuz etkisi olacaktır. Bu nedenle dünyayı tek bir çevre olarak ele almak zorundayız. Dolayısı ile çevre sorunlarınıza çözüm getirmek için elbette yurt dışındaki deneyimlere ihtiyacınız olacaktır. Bu düşünce ile ÇEVKO, 2003 yılında Pro-Europe’nin (Packaging Revovery Organisation-Europe) üyesi oldu. Bu kuruluşa Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 31 Avrupa ülkesi üyedir ÇEVKO, üye olduğu günden bu güne Pro-Europe’un birçok komisyonunda başarılı çalışmalar yapmıştır.  ISWA(International Solid Waste Association) ise ÇEVKO’nun üye olduğu dünya çapında etkinlik gösteren bir başka kuruluştur. 2013 yılında kurulan ve kurucuları arasında yer aldığımız, biz dahil 22 Avrupa Ülkesinin üye olduğu EXPRA’nın da (Extended Producer Resposibilty Alliance) yönetim kurulu üyesiyiz.

*Bu kuruluşlarla ne gibi ortak çalışmalarınız oldu?

-Bu kuruluşlarla ülkemizde ve yurt dışında önemli ortak çalışmalarımız oldu. Ama ben size son bir yıl içinde yaptığımız iki önemli çalışmadan söz etmek isterim.  Bu toplantılardan ilkini geçen yıl Bükreş’de, ikincisini ise bu yılın Mayıs Ayında İstanbul’da düzenledik.  EXPRA ile işbirliği yaparak düzenlediğimiz uluslararası katılımlı bu toplantılara Balkan Ülkelerinin yanı sıra EXPRA’ya üye kimi ülkelerin temsilcileri katıldı. Ülkemizdeki toplantıya ayrıca Brezilya’dan da katılım oldu. Her iki toplantının teması ise ‘’sokak toplayıcılarının mevcut sisteme nasıl dahil edileceğiydi.’’

*Hazır yeri gelmişken uzun yıllardır toplumsal bir sorun haline gelen sokak toplayıcılarına ilişkin bir soru sorayım. Bildiğimiz kadarıyla sokak toplayıcılarının yaptıkları iş mevcut yönetmeliğe aykırı. Sokak toplayıcılarını bu günkü koşullarda zabıta yöntemleri ile de önleyemeyeceğimize göre ne yapmalı da bunları mevcut sistemin bir parçası haline getirmeliyiz. Sizin bu konudaki görüşlerinizi merak ediyorum.

- Yukarıda sözünü ettiğim uluslararası toplantıları düzenlemeden önce ön hazırlık amacıyla, sokak toplayıcıları temsilcileri ve bazı belediyelerle ortak toplantılar yaptık. Daha sonra öncelikle Balkan Ülkelerinde bu konuda neler yapıldığını öğrenmek ve onların deneyimlerinden yararlanmak için bu toplantıları düzenleme kararı aldık. Her ülke deneyimlerini ve görüşlerini aktardı.  Benim kişi olarak bu toplantılardan çıkardığım sonuç şu: Sokak toplayıcıları yasal bir çerçeve içinde yer almak istemiyorlar. Sorun Türkiye’de de, Balkanlarda da Brezilya’da ’da aynı. Çünkü bu insanların aylık ortalama geliri 4 bin TL civarında. Asgari ücret ya da ona yakın bir ücretle çalışmak istemiyorlar. Resmi anlamda bir iş sahibi olmadıkları için devletten ayrıca sosyal yardım ve ücretsiz sağlık hizmeti de alıyorlar, esnek bir çalışma saatleri var. Dolayısı ile bu olanaklarından yoksun kalmak istemiyorlar. Gerçek bu olduğu için sokak toplayıcılarını sisteme dahil etmek zor. Zor ama imkansız da değil. Biz bu konuya çözüm getirmek amacıyla bir dizi çalışma yapmaya devam ediyoruz. Bu arada Brezilya bu konuda ilginç bir uygulama yapmış.

*Brezilya’da ki uygulamada ilginç olan ne?

-Brezilya 200 milyonu aşan nüfusa sahip, işsizliğin yoğun, gelir dağılımının adaletsiz olduğu ülkelerden biri. Orada bazı eyaletler, bu sektörde yasa dışı faaliyet gösteren insanları belli mahalle ve semtlerde kooperatifleşmeye yönelterek yasal sistem içine sokmaya başlamışlar. Uygulama belli bölgelerde başarılı olmuş ama orada da sistem dışı sokak toplayıcılığı halen devam ediyormuş.

*Sayın Atilla, anladığım kadarıyla bu sistemin önemli üç bacağı var. Belediyeler, lisanslı firmalar ve YK’lar ya da bunlara yetki veren piyasaya sürenler. Bu üç bacaktan biri olan belediyelerle olan ilişkilerinizden söz eder misiniz?

-Bu yönetmeliğin kapsama alanına giren 1360 civarında olan belediye var. Bunların yükümlülüklerinin ne olduğu AAKY’nin 8. Maddesin de tanımlanmış olmasına karşın bizim işbirliği içinde olduğumuz belediye sayısı bu gün itibariyle 167’dir. Bu da mevcut sayının yaklaşık %12’sine denk gelmektedir. Bizim dışımızdaki YK’ların çalıştığı belediyeleri de hesaba katsak bile bu oran % 20’yi geçmez.

*Çalışılan belediye sayısındaki bu düşük oranın sebebi nedir?

-Bunun değişik sebepleri var. Bu da ayrı bir söyleşi konusu olur. Ben en iyisi size ÇEVKO olarak sözleşmeli belediyelerle yaptığımız ortak çalışmalardan söz edeyim.
AAKY’nin 8. Maddesine göre; “ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamak ve toplattırmakla yükümlü’’ olan ve bizimle sözleşme yapan belediyelere ÇEVKO olarak, o belediye sınırları içinde yaşayanlara eğitim desteği veriyoruz. Kapı kapı bilgilendirme olarak adlandırdığımız bu eğitimde, YK olduğumuz 2005 yılından bu güne yaklaşık 22 milyon kişiye ulaştık. Ayrıca belediyelerin önerdiği okullarda öğrenciler ve onların öğretmenlerine çevre ile ilgili eğitim programları düzenliyoruz. Belediyelerin ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamalarını kolaylaştırmak ve etkinleştirmek için ambalaj atık torbaları, iç mekan kutuları, konteynerler ve cam ambalaj kumbaralarını onlara bedelsiz olarak sağlıyoruz. Özellikle cam ambalaj kumbaralarının temini konusunda Şişe Cam Firması’nın büyük desteğini de görüyoruz. Tüm bunların yanı sıra belediyelerin etkinliklerine olanaklarımız ölçüsünde katkılarda bulunuyoruz.

*Sivil toplum kuruluşları ile ilişkinizin düzeyi nedir? Kısaca söz eder misiniz?

-Çevre ve çevrenin korunması konusunda faaliyet gösteren, il ve ilçelerde konsey ve platform adıyla faaliyet gösteren STK’larla her zaman yakın ilişki içinde olduk. Ayrıca farklı alanlarda faaliyet gösteren vakıf ve derneklerle de ilişki içindeyiz. Söz gelimi, bu yılın bahar aylarında toprak aşınması ve ağaçlandırma çalışmaları yapan TEMA Vakfı ile ortak bir proje yapıp yükümlülüklerini üstlendiğimiz firmalar adına Denizli’nin Çal ilçesinde 3000 bin ağaçlık bir ÇEVKO ormanı oluşturduk.

*Son zamanlarda ‘’Çevre Dostu Mağazalar’’ konusu dillendirilmeye başlandı. Bu mağazaların mevcutlardan farkı nedir?
-  Sizin de ifade ettiğiniz gibi ‘’Çevre Dostu Mağazacılık’’ kavramı son yıllarda, özellikle gelişmiş batılı ülkelerde gündeme geldi.. Ancak burada çevre dostu mağaza derken sadece çevreye dost ürünler satan mağazaları kastetmiyorum. Çevre dostu mağaza, genel anlamıyla çevreyle barışık mağaza demektir. Bir mağazanın çevre dostu olarak kabul edilmesi için daha başlangıçta mağazanın yapımında kullanılan yapı malzemelerinden reyonlarına kadar birçok konuda çevresel faktörleri öne alarak, işleyişini ona göre düzenlemesi gereklidir. Mağaza mümkün olduğunca az enerji tüketecek yöntemlere aydınlatılır, ısıtılır ya da soğutulur. Bu mağazalarda müşterileri çevre konuşunda uyaran, onları bilgilendiren çeşitli görseller bulunur. Atıkların hem mağazanın mal kabul bölümünde, hem de tüketicin ulaşabileceği alanlarda ayrı olarak toplanabilmesi amacı ile kullanılabilecek konteynerler mevcuttur. Bu mağazalarda en az atık oluşturmak ve doğal kaynakların verimli kullanılması önde gelen amaçtır. Isı yalıtımı,  Kısaca ÇDM ‘’Yeşil Mağaza’’ demektir. Beklentimiz bu tür mağazaların ülkemizde de yaygınlaşmasıdır.

*5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında ne gibi etkinlikler yapıyorsunuz?

-Yıllardır, sözleşmeli olduğumuz belediyelerin 5 Haziran Dünya Çevre günü kapsamında gerçekleştirdikleri çevre haftası etkinliklerine çeşitli desteklerde bulunuyoruz. Bu desteklerin bir bölümü onların organizasyonlarına teknik destek oluyor. Çocuklara yönelik, çevre temalı konuların işlendiği tiyatro oyunlarımızı anlaşmalı olan tiyatro grubumuzla bu etkinliklere katılıyoruz. Bu yıl ÇEVKO Çocuk Tiyatromuz aracılığı ile 5000 öğrenciye çevre bilinci aşılayan temsiller verdik. Ayrıca çocuklara tarafından çok sevilen sempatik kedimiz Çevki de bu etkinliklerde önemli görevler üstleniyor.

*163 belediye ile çalıştığınızı söylediniz. Bunların tümünün etkinliğine katılabiliyor musunuz?

- Birkaç ekiple çalışmamıza karşın, bir haftalık sürede hepsine katılmamız mümkün olmuyor Bu nedenle belediyelerin bazılarına etkinliklerini bir hafta içine sığdırmak yerine yıla yaymalarını talep ediyoruz

*ÇEVKO’nun etkinliklerinde birçok ünlünün gönüllü olarak yer aldığını biliyoruz. Ünlülerle yürüttüğünüz sosyal sorumluluk projeleri hakkında bilgi alabilir miyiz?

-Bildiğiniz gibi ÇEVKO olarak her yıl daha temiz bir çevre ve sürdürülebilir çevre politikalarına dikkat çekmek için kamu spotları hazırlıyoruz. Geçmiş yıllarda çevreye duyarlı çevre gönüllüsü birçok ünlü ile birlikte projeler geliştirdik. Söz gelimi 2014 yılında PET ambalaja ilişkin kamu spotumuzda Gripin grubu görev aldı. Cam ambalaj konulu bu yıl ki kamu spotumuz da ise ünlü sanatçı Emel Sayın oynadı. Bu yılki izlenirlik oranımız henüz belli değil. Ama geçen yılki kamu spotumuz en fazla izlenen kamu spotları arasında üçüncü olmuştu. <yine geçen yıl başlayan ve bu yıl da devam eden Zeytinburnu Belediyesi ile ortak yaptığımız ‘’Evlerden Evrene’’ konulu projede ise değerli sanatçı Zeliha Sunar ÇEVKO’nun yüzü olarak yer aldı. Gerçek bir çevre dostu olan Sayın Sunar, davet ettiğimiz her etkinliğe gönüllü olarak katılmaktadır. 

*Sizin PET ambalajların ülkemiz genelinde yaygınlaşmasında önemli roller üstlendiğiniz biliyoruz. Hatta içecek sektöründe ‘’PET’in Duayeni’’ diye anılıyorsunuz. Bu nedenle siz PET ambalaja ilişkin bir soru yönelmek istiyorum. PET ambalajın, özellikle içecek sektöründeki bu günkü durumu nedir, bunların geri dönüşümü nasıl sağlanıyor?

- Sektörden 2 yıldır fiili olarak ayrılmış olmama rağmen hakkımda düşündükleriniz ve iltifatınız için teşekkür ederim. Sizin de yakından bildiğiniz gibi PET ambalaj sektörün neredeyse başlangıcından bu güne 30 yıl hizmet ettim. Bu süre içinde PET konusunda birçok çevrede olumsuz görüş oluşturulmaya çalışılsa da PET’in kırılmaz, hafif, ikame ambalajlara göre ucuz ve en önemlisi kolay şekillendirilebilmesi kullanımının her yıl artması sonucunu doğurdu. Bu gün ülkemizde PET ambalaja olan iç talep yaklaşık 250-260 bin tondur. Bunun %85’i gazlı ve gazsız içecek sektöründe kullanılmaktadır. 30 yıl öncesi içecek sektöründe kullanılan PET miktarının 5-6 bin ton civarında olduğunu düşünürsek, PET’in gıda sektöründeki önemini daha net anlayabiliriz.
PET ambalajın toplanıp geri dönüştürülmesinde sistemden kaynaklanan kimi sorunlar var. Ancak buna karşın ÇEVKO olarak geçen yıl 60 bin ton kadar PET ambalajı dönüştürüp, büyük bir bölümünü sentetik elyaf sektörünün girdisi haline getirdik. Bizim dışımızda faaliyet gösteren öteki YK’ların ve sokak toplayıcıları tarafından belgesiz olarak topladığı PET şişe atıklarını da dikkate alırsak; yaklaşık 125-130 bin ton PET şişenin hammadde olarak ekonomiye kazandırıldığını söyleyebilirim.

*Sayın Atilla, 30 yıl PET şişe sattınız. Şimdi de sattığınız PET şişeleri toplayıp, değerlendiren bir vakfın, ÇEVKO’nun Genel Müdürüsünüz. Bunu kaderin bir oyunu olarak yorumlayabilir miyiz?

-Zaman zaman ben de böyle düşünmüyor değilim. Sen yıllarca PET sat, sonra dön onları  topla. Haklısınız galiba
.
*Sayın Atilla bize vakit ayırdınız. Verdiğiniz bilgiler ve bu güzel sohbetimiz için teşekkür ederim.
-----
(*)Bu söyleşi Drinktechmarket Dergisi'nin Ekim 97. sayısında yayınlanmıştır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder