11 Kasım 2012 Pazar



Portakallı Gazoz


Doksanlı yılların başı.

Aylardan ağustos, sıcak ki; ne sıcak...

Eskilerin eyyam-ı buhur (bahur) dedikleri günlerden...

Tam da  meşrubatçıların istediği hava...

...

Denizli'nin ilçelerinden birinde, şimdi faaliyette olmayan bir meşrubat firmasının Genel Müdürü ile sohbet ediyoruz.

Konumuz malum: Sektör nereye gidiyor?

Konuşmanın bir yerinde Genel Müdürün telefonu çaldı, benden izin isteyip telefonu aldı.

Arayan sekreteri olmalı ki;

-''Bağla kızım'' dedi. Birkaç saniye bekledi.


- Allooo! Benim! Vay hocam nasılsın, özlettin yaa!

.....

-Vallaha ne olsun bildiğin gibi.. Uğraşıyoruz. 

-...

-'' Hayırdır! Sorun ne?

-....

-Bi yanlışın olmasın, biz size portakallı gazoz gönderdik.

-....

-İrsaliyeye iyi  bak hacı! Bizde yanlış olmaz.

...

-Nasıl olur yahu! Hem etiketinde, hem de irsaliyesinde portakallı gazoz yazıyor ama şişenin içindeki gazozun rengi beyaz ha! Allah allaaah!

-....

-''Tamam hocam dert etme telafi ederiz. Bu gün olmaz ama yarın mutlaka bir kamyon portakallı sararım.''

-...

-''Öptüm kendine iyi bak!...''


Müşterim merakla kendini izlediğimi fark edince; ben sormadan anlatmaya başladı.

-''Arayan bizim Iğdır bayimizdi.''

-''Derdi neymiş?''

-''Sorma! Biliyorsun bizim sektörde acayip rekabet var. Biz de büyüklerle rekabet edebilmek için, pancar şekerinin yerine, onun üçte bir fiyatına gelen tatlandırıcı kullanıyoruz.''

-''Yani?''

-''Yanisi şu. Adam haklı. Siparişi portakallı gazoz. Biz de siparişe göre üretim yapmış ve Igdır'a göndermişiz.

-''Adam gelen gazoz demiş ya sana.''

-'' Doğrusun. ''adam portakallı dedim, onun yerine sade gazoz geldi'' dedi. Buradan Iğdır'a kamyon iki günden önce gidemiyor. Hava da çok sıcak. Anlayacağın bizim, portakallı gazoz yolda bozulmuş.

-''Niye ki?''

-''Niye'si şu:Tatlandırıcı iyi hoş da ölçüsünü iyi tutturmak gerek. Anlaşılan bizim oğlanlar tatlandırıcı oranını ayarlayamamış olacaklar ki; hem havanın sıcaklığı, hem de yolun uzunluğu bizim portakallı gazozu 2 günde sade gazoza çevirmiş.''

-''Ne yapacaksın şimdi?''

-Aman Yaşar bey, dert ettiğin şeye bak! Bizim bayi cin gibi. Ne yapar eder o malı satar. Aylardan ağustos, hava oralarda 40-45 derecedir. Millet yanıyor...Etikete kim bakacak o sıcakta... İçtiği portakallı gazoz mu, sade gazoz mu anlayamaz. Üstelik baksa ne anlar, belki etiketin rengi bile solmuştur.

Şaşkın bakışlarım altında,telefonu eline alıp sekreterini aradı.

-''Bir kahve daha söyleyeyim mi?''

Olur anlamında başımı salladım.

-''Kızım bize iki kahve, biri sade. Bu arada laboratuvar şefini de bağla...''

-....

-Lan oğlum madem yaptığın portakallı gazoz, iki günde sade gazoza dönüşecek ne diye içine  portakal aroması ve renklendirici koyup maliyeti artırıyorsunuz?. Parayı sokaktan mı topluyorum ben...''

...

Kahvelerimizi yudumlarken, kaldığımız yerden sektörün sorunlarını konuşmaya devam ettik.


Şubat 2020



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder