9 Mart 2018 Cuma

LAOS





LAOS

Bin Filin Ülkesi

Hindu Çin gezimizin Vietnam  ve Kamboçya'dan sonraki üçüncü durağıydı Laos. Aslına bakarsanız bu geziye katılmamın en önemli nedeni; son yıllara  kadar bu dünyada olup da kapalı bir toplum olarak dünyanın dışında olan gizemli ülke Laos'u görecek olmamdı.
Bu güne kadar 70'in üstünde ülke gördüm, çok azı bende Laos'un uyandırdığı etkiyi uyandırdı. Uzun cümleler kurmadan, kestirmeden söyleyeyim: Laos'u görün. Turistlerin akınına uğramadan...
Luang Prabang-Otelimizden Kuşbakışı


Laos'un arihinde bakın neler olmuş
Laos'un bilinen ilk kralı Luong Prabang Prensi Fa Ngum imiş. Bu muhterem, kayın pederi Khmer kralının, ''sırf kızım kraliçe olsun'' diye kızının hatırına verdiğini sandığım destekle 1349 yılında Laos kralı olmuş. İşler bir süre iyi gitmiş ancak, 18. yüz yılda çıkan karışıklıklar denetlenemez olunca, başta Vietnam olmak üzere komşu ülkelerin istilasına uğramış Laos. Daha sonra Fransızlar ikinci dünya savaşına kadar burayı sömürmüşler. Sonrasında da Japonlar'ı  zorunlu olarak konuk etmiş gariplerim. Savaş bitince Fransızlar '' nerede kalmıştık'' deyip geri gelmişler ama Laos halkı,''yetti gari leyynn! '' diye ünleyip, 1954 yılında Fransizları kovup yurtlarından, bağımsız olmuşlar. Ardından da ''nedir bu yabancılardan çektiğimiz'' diyerekten 1990'ların başına kadar, deyim yerinde ise dünyaya küsüp, içlerine kapanmışlar.  Bu süreçte de ülkenin yönetimi komünistlerin eline geçmiş...
Luang Prabang


Ülkenin nüfusu yaklaşık 6 buçuk milyon .  Başkenti ise Vientiane.  Asya'nı en yoksul ülkesi olan Laos'un %75İ dağlık. Ekilebilir alanı ise %5.  Ülkenin ulaşım ağı çok kötü. Öyle ki; köylüler yollar uygun olmadığı için ürünlerini   başka bölgelere gönderemeyip, kendileri tüketiyorlarmış. Kentlerde yaşayanların  gereksinimleri ise dış alımla sağlanıyormuş.
Hindu Çin yarımadasında denize kıyısı olmayan tek ülke olan Laos'da, bizim aldığımız tur programında başkent yoktu. Bu nedenle programda neresi varsa orayı gezdik.
Kraliyet Bahçesinde Tailandlı Hayranlarım


LUANG PRABANG

Luang Prabang, ülkenin kuzeyinde yer alan, Lao dilinde''kralın Budha görüntüsü ya da soylu Budha'' anlamına gelen ve ülkenin en çok turist çeken kenti. Bu gün yaklaşık 150 bin kişinin yaşadığı ve 1995 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan kent, tapınakları ile ünlü. Ayrıca Fransız sömürge döneminden kalan villalar, hala güzellikleri ile arz-ı endam ediyorlar. Mekong ve Nau Khon nehirleri arasında oluşan bir yarım adada yer alan kentte görülecek birçok yer var.
Hmony gece pazarı 
Kenti kuş bakışı gören otelimize gün batarken ulaştığımız için ilk işimiz, herkesin övdüğü gece pazarını ziyaret etmek oldu. Yurt dışı seyahatlerimde onca pazar gezdim bu kadar sessiz ve gürültüden uzağını ilk kez burada gördüm. Öyle ki pazarda sergilerinin başında duran satıcılardan ''geel efendi, buraya gelll!. En iyi hediyelik ler buradaaa!'' anlamına gelen bir tek Lao sözcüğü duymadım.
Gece Pazarı-Bambudan Telefon Ses Yükselticisi
Tezgahların başındaki satıcılar, sanki o tezgah kendilerinin değilmiş de emaneten başında duruyormuş havasındalar. Satıcı değil de danışman sanki mübarekler, sormasan yanıt vermiyorlar. Kısaca başka ülkelerde gördüğüm satıcılar gibi mal satmak için sırnaşıp, yakanıza yapışmıyorlar.

Pazarda ağırlıklı olarak yerel hediyelikler var. Hindistan cevizinden yapılmış tabaklar, bambudan yapılmış telefon ses yükselticileri, incik-boncuk, yerel desenli tekstil ürünleri pazardaki ana hediyelikler. 
Bu pazarda, pazarlık yapabilirsiniz. Yaklaşık %15-20'ye kadar indirim alabilirsiniz. '' Yok ben daha fazla indirim alırım kardeşim ''d,yorsanız. Pazar orada siz burada.
Gece pazarında Lao'ya özgü yiyecekleri satan seyyar satıcılar var. Ben kızartılmış akrep yemek istedim ama kızım Asena '' hayır yiyemezsin baba!''deyip kestirip attı. Bu ültimatomdan sonra yiyebilirsen... Çar naçar kızarmış akreple vedalaşıp, Asena'nın olmadığı bir seyahatte buluşma dileğiyle, gözüm arkada oradan ayrıldım.
Hmanoy Gece Pazarı


Pazarın hemen çevresinde küçük masaj salonları da var.
Yürümek yorduysa sizi -ki yorar,hemen bir masaj salonuna girip yorulan ayaklarınıza masaj yaptırabilirsiniz.  Masaj yaptırırken , masaj yapanlarla konuşabiliyorsunuz. Lao'ca çok kolay bir dil. Memnuniyetinizi, gülerek, hiç bir sözcük kullanmadan ifade edebiliyorsunuz. Mimik diliyle karşılıklı anlaşabiliyorsunuz. Onlar da gülerek teşekkür ediyorlar. Aslında bu dil sadece Lao'caya özgü değil evrensel. Her ülkede geçerli. Gülümseyin lütfee-nn !...
30 dakikalık ayak  masajının hediyesi 3 USD'den başlıyor .
Masaj süresi uzadıkça ve masaj alanı genişledikçe ödeyeceğiniz para da 15 USD'ye kadar çıkıyor. 

Eğer masaj yapan kişiye 1-2 USD'de bahşiş verirseniz çok mutlu oluyorlar.
İhmal etmeyin verin. Bahşiş beklentilerini de boşa çıkarmayın çocukların.
Siz turistsiniz ve buraya para harcamaya geldiniz.
Hmony Gece Pazarı


Ertesi sabah ilk işimiz, daha kargalar kahvaltı için hazırlık bile yapmadan, rahiplerin sabah ayinini izlemek için otelden ayrıldık. Hava henüz aydınlanmadı.  Kısa bir otobüs yolculuğundan sonra rahiplerin geçeceği yoldaki kaldırımlara dizilmiş taburelere çöktük. Sabah ayini için tapınağa gelen rahiplere yiyecek vereceğiz, vermesine de yiyecekler nerede? İmdadımıza yolun karşısında bakkal benzeri kulübenin sahibi bize hazır yiyecek paketleri getirdi. Tabii ölmüşlerinin hayrına değil. Her paketin hediyesi 5 USD.  Taburelere oturanları sayıp küçük bir hesap yaptım; kısa gün karı 500 USD. Hava, ak iplik kara iplikten ayrılacak kertede aydınlanınca,turunculara bürünmüş gencecik rahipler tek sıra halinde sökün ettiler. Benim gibi taburelere tüneyen iyilik sever turistler,  az önce 5 dolar toka edip aldıkları paketten gofret, şekerleme, piskevit ama daha çok haşlanmış pirinç ''sticky rice'' gibi yiyecekleri tipini beğendikleri rahiplerin ellerine tutuşturmaya başladılar.
Sabah Ayinine Giden Rahipleri Bekliyoruz
Ben, rahiplere yiyecek verip hayra geçmeden, önümden geçen rahiplerin yüzünü incelemeye başladım. Budizmin özünden mi yoksa bu sadaka işinden sıkıldıklarından mı nedir, suratları pek asıktı. Adamlarda tıs yok. Sessizce, sepetlerini uzatıp vereceğiniz sadakayı alıyorlar. İnsan bir'' allah bereket versin, hadi allaha inanmıyorsun bari Budha bereket versin ''de. Tık yok. Bir kaç rahip yüzü inceledikten sonra yüzlerinde asılı mutsuz ifadeyi çözdüm. Adamların yüzündeki ifade;''Ulan bizim ibadetimizi bile turistik gösteriye dönüştürdüler, buna sebep olan kebap olsun'' ifadesiydi. Haklısınız ama kusura bakmayın hemşehrim, biz turistiz ve dönüşte bu tören hakkında arkadaşlarımıza bir şeyler anlatmamız gerek. Netice; bu iç diyaloğumdan sonra  14. yüz yıldan bu yana devam eden bu gösterinin bir parçası olarak bendeniz, helalinden 5 dolar ödediğim yiyecekleri bir kaç rahibe paylaştırdım.
...ve Rahipler Günlük Sadakalarını  Almaya Geldiler
  Rehberimiz bu yiyeceklerin bir kısmını rahiplerin kendilerine ayırdığını, kalanını da yol boyundaki sepetlere, fakirler alsın diye koyduklarını söyledi. Yani, Sultan Ahmet'de dilen, Yeni Cami'de sadaka ver misali. Gerçekte bu törenin asıl amacı; budistlerin ölülerinin ruhu için rahiplere sadaka olarak yiyecek vermesiymiş. Ama bu gün turistik bir gösteriye dönüşmüş. Bu törensel yürüyüşü izledikten sonra, nedense bizdeki mevlevi semahının, otellerde turist mezesi olarak sunulması geldi aklıma...

Bu arada rehberimizden ilginç bir bilgi edindim. Hemen hemen Lao erkeği  ömrünün bir kaç yılını rahip olarak geçirirmiş. İşini bırakıp, rahiplikte geçen süreyi tamamladıktan sonra yeniden işlerinin başına dönerlermiş. Bizdeki zorunlu askerlik gibi.. Bedellisi var mı acaba?

Rahipleri yolculayıp, 'hayır hasenet'' işini de bitirdikten sonra rahiplerin ibadet ettiği tapınağını da gezdik. Bu arada  kimi Lao'luların yol ortasında, önlerinde boş boş sepetlerle oturduklarını farkettim. Galiba onlar, rahiplere verilen sadakalardan artanlardan paylarına düşecek yiyecekleri bekliyorlar. Laos çok yoksul bir ülke.

Eski kraliyet sarayı, büyük bir bahçenin içinde yer alıyor. Sarayın bulunduğu bahçede bir çok tapınak ve chapel diye adlandırabileceğim küçük tapınaklar bulunuyor. Bu tapınakların en ünlüsü, altın varaklı süslemeleri ile öne çıkan ve altın tapınak diye de anılan Wat Xieng Tong'dur. 1560 yılında, sadece kralın ibadeti için tahsis edilen bu tapınak kral Setthathirath tarafından yaptırılmış. Lao krallarının taç giydiği tapınak, 1975 yılına kadar krallığın hizmetinde kalmış daha sonra komünist yönetim bu uygulamayı ortadan kaldırmış.
How Pha Bang Tapınağı
İçinde Budha'nın yaşamından bölümlerin oyulduğu ahşap ve altın varaklı kabartmalar bulunan bu tapınağın en görülesi heykeli altın Budha'dır.
Altın Kapı



Kraliyet sarayının tam karşısında bulunan How Pha Bang tapınağı eski bir yapı gibi görünmesine karşın yapımına 1963 yılında başlanmış, ancak  komünist idarenin engellemeleri nedeniyle ancak 2006 yılında hizmete açılmıştır.
Tapınak, ön cephesindeki yeşil ve altın renkli süslemeleri ile ünlüdür. 
Yüksekçe bir platformun üzerine yapılan tapınağa çıkılan merdivenin her iki yanında Budistlerce kutsal sayılan Naga yılanlarının yontusu vardır. 
Bu yılan yontuları, merdivenlerin başından sonuna kadar uzanıyor.
Tapınağın içine ziyaretçi almıyorlar, tapınağın içerisini görmek için, kapısından kafanızı uzatmanız gerekiyor. 
Wat Xieng Tong Tapınağı

Kraliyet sarayının bahçesinde Kral Srisavangvong'un bir heykeli var. 1976'da buraya dikilen heykelin giderini Ruslar karşılamışlar.
Altın Budha-Wat Xieng Tong
 

Sarayın bahçesi çok güzel, adeta bir botanik park gibi. 
Bahçede tek başımaa dolaşırken sonradan Tahilandlı turistler olduğunu öğrendiğim kadınların benimle fotograf çektirme taleplerini(!) kıramadım. Beni kime benzetmiş olabilirler ki?
Bahçede krala hediye edilmiş otomobiller ve sadece bu otomobillere yakıt vermek üzere kurulmuş iki benzin pompası da bulunuyor.

Rehberimiz bunun Laos'daki ilk benzin istasyonu olduğunu söyledi.

Sarayın içinde bir de tiyatro salonu bulunuyor.

Kraliyet sarayına girişin hediyesi 20.000 KİP, yaklaşık olarak 2.5 USD
Kraliyet Sarayı Bahçesi


Mekong Nehri'nde Tekne Turu
Laos'un Nili sayılan Mekong nehrinde, buraya özgü, ince uzun bir tekne ile  yaklaşık 2 saat süren keyifli bir yolculuk yaptıktan sonra, Pak Ou (Tam Ting) magarasına ulaştık. Yol boyunca Mekong nehrinin, her iki yakasında bulunan inanılmaz güzellikte  manzaraları fotografladık.
Mekong Nehri

Mağara, Mekong nehrinin yamacında, yüksekçe bir kayalıkta 
yer alıyor. Laoların barışçıl ve mistik karekterlerini ile yoğrulan Budizmin kutsal mekanlarından biri olan Pak Ou' da, mermer,taş, ağaç ve bronzdan yapılmış  4000'in üzerinde Budha heykeli var. Budistler için 15. yüzyıldan bu yana kutsal bir alan olan Tam Ting bu gün malesef turist akınına uğramış. Sesizliğin egemen olması gereken bu kutsal mekanda'' beni şuradan da çek, bu heykel çok güzel oradan da isterim, müsade eder misiniz selfi çekeceğim de...'' vaveylaları içinde burada ibadet etmek isteyen budistler  pek mutlu olmasalar gerek.
Pak Ou'da 4000'in Üzerinde Budha Heykeli Var

Rehberimiz buraya yeni bir Budha heykeli konulmasına izin verilmediğini söyledi. Ama bazı koleksiyoner(!) turistlerin zaman zaman ceplerine ya da çantalarına sığacak büyüklükteki heykelleri çaktırmadan mülkiyetlerine geçirdikleri de oluyormuş.

Pak Ou'ya girmek için 20 000 KİP, 2,5 USD ödemeniz gerekiyor. 10 yaşına kadar olan ço-cuklardan ise para almıyorlar. Buraya pek çocukla gelinmez ama çocuklarını getirenler için iyi haber.
Xang Hai- Akrepli Whisky


Pak Ou'dan ayrıldıktan sonra rehberimiz bundan sonraki durağımızın  Mekong nehri kıyısında bulunan Whisky Village olacağını söyledi. Rehberimizin Whisky Village diye adlandırdığı köyün Lao dilindeki adı Xang Hai imiş. Buranın ev yapımı viskisi ünlüymüş. Geçimlerini şişesinin içine yılan ve akrep koydukları ev yapımı viski, ağaç liflerinden ürettikleri kağıt ve ipekli dokumalardan sağlıyorlarmış. İşin ilginç yanı burayı gezerken kirbal (pamuk atma yayı) ile pamuk atan bir kadın gördüm. Sorduğumda burada pamuk da yetiştiğini söyledi.
Yılanlı viski 50 derece, yarım litresi de 12 USD. Tattım ama pek hoşuma gitmedi. Bari oğlum Algan için satın alayım dedim. Asena ''boşuna yük etme Vietnam'da alırsın '' dedi. Bunun anlamı; kibarca  alamazsın demek olduğu bildiğim  için alamadım; Vietnam'dan bile...

Ağaç Liflerinden Kağıt Üretimi- Xang Hai
Mong Köyü-Çocuk ve Kardeşi





Kuang Si şelalelerine giderken, yüz yıllar öncesi Mogolistan göçen Mongların yaşadığı bir köye uğradık. Köy 100 haneli ve orman içinde kurulu. ''Mongların Orta Asya'dan akrabalarımız olma olasılıkları yüksekmiş; öyle dedi rehberimiz...'' Galiba haklı; köyde yaşayanların yüzleri pek Laolara benzemiyor. Köylüler kendi ürettikleri el ve ev yapımı ürünleri satarak geçiniyorlarmış. Uzak da olsa akrabalık hatırına bir kaç küçük şey satın almak farz oldu. Bu arada balları nefis...
Kuang Si Şelalelerinin ününü buraya gelmeden duymuştum. Şelaleler bir ulusal parkın içinde. Aşağıdan yukarıya art arda, yukarıdan aşağıya ise üst üste sıralanmış 5 şelale var. Her şelalenin döküldüğü yerde turkuvaz renkli gölcükler oluşmuş. Gölcükler pırıl pırıl ve tertemiz.  Denize kıyısı olmayan bir ülke için bulunmaz bir nimet olmalı.. Burayı ziyaret edenler yanlarında mutlaka mayo, havlu ve terlik getirsinler çünkü buraya kadar gelip de yüzme havuzu büyüklüğündeki göllere girmemek olmaz. Parkta soyunma kabinleri mevcut.
En üsteki gölün ardındaki tepeye tırmananlar oldu. Orada da manzara güzelmiş. Dikkat ederseniz ''mişli geçmiş zaman'' kullandım. Çok istememe karşın tepeye de tırmanamadım. Malum dizlerimin azizliği.
Kuang Si Şelaleleri


Tropik bir ormanın içinde kurulu Bu ulusal parkta bir de  ayıları koruma alanı var. Bu alan, şelalelere giden orman içi yolun hemen kıyısında, ''you can't miss it'' yani görmeden geçemezsiniz demek lisan_ı Türki'de.
Bu tertemiz ve doğal ulusal parkı mutlaka ziyaret edin.

Yemyeşil bir vadinde kurulmuş, insana huzur veren bir kent olan Luang Prabang'da en son ziyaret edilecek yerlerden biri de Phu Si Tepesi. Buraya 355 basamaklı bir merdivenle çıkılıyormuş. Tepede 1804 yılında yapılmış ve genelde adaklar için kullanılan Wat Chomski tapınağı bulunuyormuş. Tepeden Mekong ve Nau Khon nehirlerinin birleştiği yarım adada kurulmuş olan kenti kuş bakışı izleme olanağı varmış. Hele hava açıksa gün batımı burada bir başka oluyormuş.
Dikkat ederseniz burada da hep ''mişli geçmiş zaman'' kullandım. Çünkü oraya dizlerimin iflas etmesi nedeniyle çıkamadım. Yukarıda yazdıklarım kızımın izlenimleri; idare edin artık. Bu arada buraya çıkmanıza değmesi için havanın açık olduğu bir akşam üstünü seçin.
32 derecede serinleme anı-Kuang Si. Fotografın köşesine sızmış kişiyle hiç bir bağım yoktur

 
Boşu boşuna yorulmayın Çünkü çıkışı bir hayli zormuş. Bizimkiler tepeye tırmanırken ben otele dönüp, otelin konuşlandığı tepeden Luang Prabang'ı sindire sindire izleyip, kentin sisler arasındaki sulietini beynime kazıdım. (Çaktım mı demeliydim?)

30 dakikalık masajın hediyesi, 3 Usd
Nelere Dikkat Etmeli  

.Laou halkı çok sakin. Bu sükunetlerinde dinlerinin mi, yoksa yönetim biçimlerinin mi, ya da  her ikisinin birden etkisi var mı bilemedim. Belki de uzun yıllar dış dünyaya kapalı kalmaları etkili olmuştur...
. Henüz fazla turist yok. Turist sayısı artınca Küba gibi mi olurlar ? O da meçhulüm.
.Taşıt trafiği yok denecek kadar az. Anlayacağınız Luang Prabang bir yaya cenneti.
. 4 kişilikTuk tuklar kent içinde 5 Usd'ye yolcu taşıyorlar. Kent dışı için ise yaklaşık 10 Usd'den kapıyı açıyorlar. Pazarlıkla 7'ye razılar. 
.Ülke çok bakir. Genç ve tek başıma olsaydım, buraya turla değil, sırt çantamla gelir 2-3 haftada ülkeyi doya doya gezerdim. Bu tip, turist akınına uğramamış ülke sayısı gittikçe azalıyor yer yüzünde.
.Ülke yoksul olduğu için yaşam bize göre bile ucuz.
.Bu arada; Laos' girmek için vize gerekli. Yeşili, bordosu fark etmiyor.
.1 USD, 8 271 KİP ediyor. Kaç Tl'nin 1 KİP
 ettiğini de siz bulun.

Ne Yenir Ne İçilir 
.Uzak doğu yemekleri ile aranız da bir sorun yoksa Laos'da yemek konusunda sıkıntı çekmezsiniz. Luang Prabang'da, özellikle Mekong Nehrinin kıyısında çok güzel kafe ve restaurantlar var. Hem seçtiğiniz yemeği yer, öte yandan da nehrin boz bulanık aktığı yem yeşil vadiyi seyreder, on yıl sonra buraların turist akını nedeniyle ne hale geleceğini düşünerek kederlenir ve önünüzde duran, soğuk soğuk terlemiş Beerlao'nuzu yudumlarsınız.
.Beerlao buranın en ünlü (ve galiba tek) bira markası. Rehberimizin dediğine göre Laos'un en önemli dış satım ürünüymüş. İçimi Hoş.
.İçecek deyince; buraya özgü, greyfuttan biraz daha büyük, yumurta biçimli, koyu yeşil kabuklu karpuzlarının suyunu da öneririm. Sıcakta içimi çok güzel.
.Bol sulu sebze çorbası, buharda pişirilmiş sebze yemekleri, yine buraya özgü larb, noodle ve sticky rice( muz yaprağı içinde pişirilmiş pirinç) yiyebileceğiniz Laos yemekleri.
.Burada Fransızların uzun süren sömürgeci dönemlerinden kalan ve ağılıklı Fransız yemeklerinin sunulduğu restaurantlarda var. Ama Fransız yemeği yemek için 10-11 saatlik yolculuğa değmez. Paris 3 buçuk saat.
.Yemek fiyatları makul.

Nasıl Gidilir                                     
Laos'a Türkiye'den doğrudan uçak seferi yok. En iyi yol Vietnam'da Honoi ya da Saygon'a uçmak. Oradan Vietnam Hava Yollarına ait uçaklarla Luang Prabang'a uçabilirsiniz. Korkmayın uçaklar çok yeni.

Özel Teşekkür 
Elbette  bu seyahate çıkmadan Laos hakkında araştırmalar yapmıştım. Ancak bu satırları yazmamda en önemli kaynağım, yıllarca o bölgede yaşayan rehberimiz Sn.  Gürsel Andıç'dır. Teşekkür ederim. Bir teşekkür de Siam Tur'a ... Böyle güzel program hazırladıkları için... 

(Ocak 2018)                                  
-----------------------------------------------------------------------------------------

 Kral Sirisavangvong
Mong Köyü

Kraliyet Bahçesi

Kraliyet Bahçesindeki Tapınaklardan Biri
Lotus Çiçeği

Sadakamı veriyorum

Kraliyet Bahçesi
                                                                                    
Sadaka Bekleyen Yoksullar

Ulasal Parktaki Koruma Altındaki Ayılar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder