12 Şubat 2021 Cuma

Primo De Rivera





Haluk Ülman ve Primo de Rivera


İlk okuldan beri tarih dersleri her zaman benim ilgimi çekmiştir. Öğrenim yaşamım boyunca; Orta Okul'da olsun, Lise yıllarımda olsun tarih derslerini kaçırmamaya özen gösterdim. Bu ilgi üniversite yıllarımı da aşarak bu güne kadar sürdü.

***


Dersimiz Siyasi Tarih. 


Siyasi Tarih dersimizin hocası ise, Doçent Dr. Haluk Ülman(*).

Sömestr'in 2. ya da 3. haftasıydı.
Haluk Hoca sınıfa girer girmez yoklama kağıdını imzalamamız için  ön sıradaki arkadaşlara verip, o gün işleyeceği konuyu anlatmaya başladı. Bir süre sonra, nasıl oldu tam anımsayamıyorum söz döndü, dolaştı Primo de Rivera'ya geldi.
Haluk Hoca, 
     ''Primo de Rivera Portekizli faşist bir generaldi'' dedi.
Oysa ben bu generalin İspanyol olduğunu, 1923 yılında ordunun yaptığı bir darbe ile krallığı korumak koşulu ile hükümeti kurup, 1930 yılında terk-i dünya edinceye kadar İspanya'yı yöneten faşist eğilimli bir general olduğunu biliyordum.  Üstelik bu bilgim de çok tazeydi. Çünkü  bir gün önce Manuel Azcarate'nin ''İspanya İç Savaşı'' adlı kitabını okumuştum. Azcarate kitabında, İspanya İç Savaşı'na giden olayları irdelerken, soylu bir aileden gelen General Primo de Rivera'dan da söz ediyordu.
Haluk Hoca'nın belki dili sürçmüştür; insanlık halidir'' diye düşündüm önce... Nasıl olsa yaptığı yanlışlığı anlar, düzeltir diye bir süre bekledim. Ama hoca, bir kaç dakika sonra aynı yanlışı yineleyince; el kaldırıp, ayağa kalktım:
     ''Hocam izninizle bir şey söylemek istiyorum.''
Sözünün kesilmesinden hoşlanmadığı yüz ifadesinden açıkça belli olmasına karşın,
     ''Söyle bakalım, ne söyleyeceksin?''
     ''Bir düzeltme yapmak istiyorum.''
     ''?''
     ''Hocam az önce Primo de Rivera'dan söz ederken onun Portekizli bir general olduğunu söylemiştiniz. Oysa Rivera Portekizli değil İspanyol bir generaldir ve İspanya'yı 1930 yılına kadar, yani ölünceye kadar yönetmiştir.''
Hoca bu sözlerim üzerine, alaycı bir ifadeyle,
     '' Sen mi bileceksin, ben mi bileceğim. Ben 15 yıllık hocayım. Primo de Rivera Portekizlidir'' dedi.
Bizim oralarda ''inat da bir murattır'' diye bir söz vardır. Üstelik iyi bildiğim, doğru olduğundan kuşku duymadığım bir konuda düşündüklerimi sonuna kadar savunurum. Ehh! Bir de gençlik var serde... Bırakmadım lafın ucunu...
     ''Siz 15 yıllık hocaysanız, ben de 12 yıllık öğrenciyim. Rivera İspanyoldur'' dedim.
Hoca, bu çok bilmiş tavrımdan belli ki hoşlanmadı. Beni sert bir şekilde uyarıp, ''yerime oturmamı'' söyleyip, derse kaldığı yerden devam etti.

***

Aradan bir hafta geçti. 
Gene Siyasi Tarih dersi ve gene Haluk hoca.
Sınıfa girer girmez, sınıfı şöyle bir gözden geçirdi. 
Gözlerini bana dikip,
     '' Geçen derste bir arkadaşınızla Primo de Rivera üzerine tartışmıştık. O haklıymış. Rivera Portekizli değil, İspanyoldur'' dedi.
Ben bu sözleri duyar duymaz ayağa kalkıp, yıllar sonra Özal'ın da yapacağı gibi ellerimi başımın üzerinde birleştirip, sınıfı selamladım.
Haluk Hoca, benim bu hareketim üzerine,
     ''Gösteriye gerek yok, gösteriye gerek yok'' deyip o gün işleyeceği konuyu anlatmaya başladı.

***

Hocam'ın yanlışını bulup onu nasıl alt ettiğimi anlatmak için yazmadım bu anıyı. Asıl amacım; koskoca bir doçentin derste yaptığı bir hata nedeniyle kendisini uyaran öğrencisinin haklı olduğunu kabul edecek kadar hoş görülü olduğunu belirtmekti.
-----
(*) Profesör Haluk Ülman olayın geçtiği 1970 yılında doçentti.

Yaşar N. Atilla
BYYO 1970-74
     

     


      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder