3 Ağustos 2012 Cuma

PET ŞİŞE TARTIŞMALARININ ARDINDA NELER SAKLI ?

PC damacanalar PET şişe değildir



Bu sayımızda ,son zamanlarda gündemi yeniden işgal eden PET şişe tartışmalarına katkıda bulunmak ve kamuoyunun merak ettiği bazı sorulara yanıt almak için Artenius Türkpet Pazarlama ve Satış Müdürü Sayın Yaşar N.Atilla ile bir söyleşiye yer verdik.

-Sayın Atilla , son günlerde basının bir kesiminde PET şişelerle ilgili tartışmalar başlatıldı.Tartışmanın temelinde ; PET  şişelerin sağlığa uygun olmadığı , hatta kansere yol açtığı  iddiaları vardı.Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Sizlerin de yakından bildiği gibi,PET şişelerin yapısı ve üretimi hakkında uzaktan yakından ilgisi olmayan bir takım''kerameti kendinden menkul'' uzmanlar ve neye ve kime hizmet ettikleri belli olmayan-aslında belli olan- sözüm ona prof. unvanlı bazı kişiler ,bu konuyla ilgili olarak kamuoyunu bir süre meşgul ettiler.Özellikle bir gruba bağlı ''medya'',bilimsel gerçekleri çarpıtıp;elma ile armudu kasıtlı olarak bir birine karıştırarak,yalan yanlış yayınlarla bilgi kirliliğine yol açtı.Bütün bunlar olurken,kaldırılan toz bulutu içinde bu konunun gerçek uzmanlarının görüşleri ise arada kaynadı gitti.

- Konuyu biraz açar mısınız ?

Açmaya çalışayım: Tartışmanın gerçek muhatabı PET şişe olmadığı halde,ham maddesi PET olmayan başka bir su kabının fotoğrafı gazeteye konulup,fotoğrafın altına ya da üstüne büyük puntolarla,PET şişelerin kanser riski taşıdığı haberi verildi.Bu haberlere,birkaç tane söze uzman,görüşleri ve bilimsel(!)yorumları ile destek verdiler.Bu sözde uzmanlar,PC (Polikarbonat)damacanaların üretiminde kullanılan kimi katkı maddeleri , sanki pet şişede de varmış gibi yorum yapıp,kavram kargaşası yaratarak,okuyucunun ya da izleyicinin zaten dizi filmlerle karıştırılmaya çalışılan kafasını,bir de bu konuyu saptırarak iyice karıştırdılar.Hatta bu konunun gerçek uzmanlarının PET şişe lehine yaptığı haber yorumlarının başlığını bile "PET şişede kanser riski var" diye verdiler.

-Buna örnek gösterebilir misiniz?

Bakınız ben,27 yıldır bu işin içindeyim.Nerede ise;PET şişelerin Türkiye'de ilk kez üretilmeye başlandığı tarihten bu güne,PET ile nefes alıp.onunla nefes veriyorum.1980 'li yıllarda PET şişeler,o zaman da su kabı olarak da kullanılan PVC  şişelerle karıştırıldı.PVC 'de bulunan ve kanser riski taşıdığı iddia edilen katkı maddelerinin PET şişelerde de olduğu yazıldı çizildi; aynen bu günlerde olduğu gibi...
PET'e bu saldırılar bugün neden yapılıyorsa o gün de aynı nedenle yapılıyordu.

-Sayın Atilla,verdiğiniz yanıtlardan anladığım kadarıyla,sözcüklerinizi dikkatle seçiyor ve sorularımı o şekilde yanıtlıyorsunuz. O zaman ben size açık açık sormak istiyorum: PET'e bu saldırılar neden yapılıyor ve PET ham maddesinden üretilen BPA(Bisefanol A) var mı?Su damacanaları üretiminde kullanılan PC damacanalar PET şişe ile aynı ham maddeden mi üretiliyor ?

Şunu öncelikle ifade etmek isterim: PET'in açılımı polietilentereftalattır ve PET şişelerin ana ham maddesidir. İçeriğinde BPA bulunmaz.Alüminyum cevherinde ne kadar madlen çikolata bulunursa;PET şişelerde de o kadar BPA vardır.

-BPA 'nın pet şişelerde olmadığını söylediniz.BPA hangi gıda kaplarında vardır ve ne gibi riskler taşır?

BPA , yukarıda kısaca belirttiğim gibi PVC şişelerde ve PC su damacanalarında bulunur.Ancak bu sözlerim yanlış anlaşılmasın.Ben anılan gıda kaplarının üreticisi ya da satıcısı değilim ama bir gerçeğin altını da çizmek zorunda hissediyorum kendimi. Bu konuda SUDER'in Hacettepe Üniversitesindeki bilim insanlarına yaptırdığı bir araştırmaya göre:BPA'nın PC damacanalardan su içen insanlar için kanser riski taşıması , ancak o insanın bir günde rakamla 60,yazıyla altmış damacana, yani 1140 litre suyu,yıllarca içmesi gerekir ki;bu kişi kanser olma riski ile karşı karşıya kalsın .

-Siz kesin bir dille PET şişe üretiminde BPA  kullanılmaz dediniz.Bu bu söyleşişi yapmadan önce yazılı basında,özellikle Haber Türk gazetesinde çıkan haber ve yorumları taradım.PET şişelerle ilgili yazılan haber ve yapılan yorumlarda şu kimyasalın adı dikkatimi çekti : "Ftalat" . Siz az önce PET  ' in açılımının "polietilen tereftalat" olduğunu söylemiştiniz."Ftalatın " da endoksin bozucu maddelerden biri olduğu söyleniyor.Bu kimyasalın PET şişelerle bir ilgisi var mı? 

Biraz önce size PET şişelerin başka plastiklerle ve gıda kapları ile bilerek ya da bilmeyerek karıştırıldığını söylemistim."ftalat"konusu da bunun gibi.PET'in açılımında geçen"tereftalat"ile "ftalat"ın hiçbir ilgisi yoktur ve iddia edildiği gibi PET şişeler "ftalat"içermediği için vücudun hormonal dengesini ve yaşamsal salgılarının düzenini bozmaz.
                                     

-Peki,tüketici PET ile PC ' nasıl ayırt edecek ? Özel bir işaret ya da ayırt edici bir şekli var mı?

Biçim ve işaret konusu da en çok kafa karıştıran konudur.Plastiklerin altında,birbirini izleyen üç okun oluşturduğu üçgenin içinde bazı sayılar görürsünüz.Bu sayılar geri dönüşümlü ambalajın bir tür kimlik numarasıdır ve geri dönüşüm sırasında birbirleri ile karıştırılmaması için özellikle konmuştur... Sözgelimi PET şişeler (1) PVC şişeler (3) Diğer plastikler ve PC damacanalar ise 7 sayısı ile kimliklendirilmiş ve işaretlendirilmiştir.

Ayrıca su şişelerini ve PC su damacanalarını gözle de kolaylıkla ayırt edebilirsiniz.PET şişeler sudan gazlı içeceğe,limonatadan şalgama kadar bir çok alanda yaygın ve başarılı bir şekilde kullanılıyor.Konumuz genelde PET şişeler,özelde de su da kullanılan PET şişeler olduğuna göre;şunu net olarak söyleyebiliriz:Evinize aldığınız şeffaf ya da açık mavi renkli 0.33,0.5,1.5 lt ve 10 lt şişelerin tamamı PET 'den üretilmiştir ve tek kullanımlıktır.Ayrıca PET'ten üretilen 19 lt'lik damacanalar da PET 'den üretilmiş,depozitosuz ve tek kullanımlıktır.Bunları PC damacanalardan kolaylıkla ayırt edebilirsiniz: PC damacanaya göre daha açık mavi ve daha uzundur.

-Tüketicilerin en çok bilmek istediği açıklanmaya muhtaç konulardan biri de,şimdi özünü ettiğimiz konuyla ilgili.Tüketiciler,(1) ile işaretlenmiş şişelerde kanser yapıcı ,kansere yol açan madde yok,(3) ve (7) ile işaretlenmiş şişelerde var inancındalar.Ayrıca siz,az önce PC damacanaları da diğer plastikler içine alarak kod numarası (7)'dir dediniz.Oysa , bazı PC damacanalarda bu işaret yok;dolayısı ile bu da kafa karıştırıyor.Bu işareti PC damacanalara koymak zorunlu değil mi?

Zaten son günlerdeki,tartışmada yaşanan,ve özellikle kafa karıştırmaya yönelik iddiaların altında yatan da bu sorunsal.Şu sözleri, altını çizerek söylemek isterim,Diğer plastiklerin  ve PC su damacanalarının kodu olan (7) sayısı onun kesinlikle kanser yapıcı bir kap olduğunun işareti değil,sadece geri kazanımda kolaylık sağlamak içindir ve PC damacananın altına yazılması sorunlu değildir.Şimdi size ben sorayım:Siz ,PC damacana satan bir üretici olsanız;(7) sayısı da sadece "kanser yapıcı plastiklerin"kodu olsa;bu işareti damacananızın altına koyar mısınız.Ayrıca ilgili bakanlıklar bile bile buna izin verir mi ?

-PC damacana ile su satan firmalar bu işareti damacanalarının altına yazmalı mı ?

Bana sorarsanız,bu gereksiz tartışmalarla bir kez daha karşılaşmamak için yazsalar iyi olur derim.

-Sayın Atilla, bu açıklamalarınız için teşekkür ederim.Söyleşimize ekleyeceğiniz başka bir şeyler var mı?

Bu açıklamaları yapma olanağını bana verdiğiniz için,hem kendi adıma hem de bu sektöre hizmet sunan binlerce meslektaşım ve çalışanları adına ben sizlere teşekkür ederim.Az önce sorduğunuz PET şişelere bu saldırılar neden yapılıyor ? Sorusunu şimdi yanıtlayayım, isterseniz.Sizler de yakından biliyorsunuz ki ; bu kavganaın ardında;yani,PET şişelere,dayanaksız ve bilimsel gerçeklerden uzak,hatta bilime aykırı bu saldırıların ardında yatan gerçeğin;Haber Türk Gazetesi'nin bağlı olduğu Ciner Grubunun,Bilecik-Buzüyük'te yaptırdığı ve kısa süre sonra hizmete açacağı cam şişe fabrikası için şimdiden pazarlama çalışması olduğu;bu konuda yansız yayın yapan bazı basın ve yayın organlarında dile getirildi.Bu haberler doğruysa; ki doğru gibi de gözüküyor,elinde basın gücü olmayan sanayicilerin vay haline .

Bir söz de sevgili halkım için söylemek isterim.Önünüze gelen her haberi gerçekmiş gibi kabul etmeyin,yargılayın,yorumlayın ve kararınızı ondan sonra verin.

Not: Bu söyleşi PAGEV PLASTİK DERGİSİ'nin eylül-ekim 2011 tarihli 113. sayısında yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder